İSTANBUL Balat'ın dar sokaklarında, bir çocuğun hayal gücünden doğan küçük ama anlamlı bir hikâye dikkat çekiyor. Henüz 11 yaşında olan ilkokul öğrencisi Deha Cihangir Dönmez, aklındaki basit sorular ve merakıyla kendi dünyasını kurmayı başardı. Her şey Deha'nın annesine kurduğu bir hayalle başladı. Önce limonata satmayı düşündü. Ardından, etrafında gördüğü tatlıları sorgulamaya başladı. Çocukça bir merakla şekillenen bu düşünceler, zamanla daha somut bir hâl aldı. Deha, tatlının sadece yenilen bir şey değil; bakıldığında da insanı mutlu eden bir deneyim olması gerektiğini hayal etti. Renkler, şekiller ve çeşitlilik onun için bir oyundu; ama bu oyun, gerçek hayatta karşılık buldu. Ve annesi Tuğba Şahni ile beraber Balat'ta tatlı dükkanı açtılar.
HİKAYENİN MERKEZİ
BU süreçte ailesi Deha'nın fikirlerine alan açtı, onu dinledi ve cesaretlendirdi. Ancak hikâyenin merkezinde hep Deha'nın kendisi vardı. Ne yapmak istediğini anlatan, sorular soran ve hayal kurmaktan vazgeçmeyen bir çocuk... Bugün Balat'ta karşılaşılan bu küçük hikaye, büyük bir başarı iddiası taşımıyor. Sadece bir çocuğun düşünebilme özgürlüğünün, ciddiye alınmasının ve desteklenmesinin neleri mümkün kılabileceğini gösteriyor. Deha'nın hikayesi, "büyüyünce" denilen zamanın bazen beklenmeden de gelebileceğini; hayallerin yaşla değil, cesaretle ilgili olduğunu hatırlatıyor.

