'Dış politikamızı kendimiz belirleriz'

Başbakan Kuveyt'teki Arap-Türk İlişkileri Konferansı'nda Türkiye'nin son sekiz yılda izlediği dış politikaya karşı sinsi bir propaganda yapıldığını söyledi

Erdoğan, "Dış politikada rotayı kendimiz çizeriz. Araplar bizim kardeşimiz. Bölgesel sorunlar bölge içerisinde çözülmeli. Başkalarına müracaata gerek yok" dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, Kuveyt'teki temasları çerçevesinde Arap-Türk İlişkileri Konferansı'na katıldı. Konferansa Kuveyt Başbakanı Şeyh Nasır ile birlikte gelen Erdoğan, Türkiye'nin son sekiz yılda izlediği dış politikaya karşı sinsi bir propaganda yapıldığını belirterek, "Hiç kimse kusura bakmasın, dış politikamızı o birileri belirlemeyecek, biz belirleyeceğiz. Dış politikada rotayı biz kendimiz çizeriz" dedi. Bölgesel sorunların bölge içinde halledilmesi gerektiğini ifade ederek, üçüncü ülkelere başvurulmamasını isteyen Erdoğan, "Bizim başka birilerine müracaat etmemize gerek yok" dedi. Erdoğan şunları söyledi:

HAVA AŞIRI SOĞUKTU

AHENK BOZULDU:

"Buraya gelmeden önce Türkiye'nin doğusunda, Sarıkamış'da bir anma törenine katıldım. Aşırı soğuk nedeniyle Allahuekber dağlarında yaklaşık 90 bin askerimizi kaybettik. Memleketleri özellikle dikkatimi çekti. Tokat, Erzurum, Van Şanlıurfa, Rize, Trabzon gibi şehirlerimizden çok sayıda şehidimiz vardı. O listede çok daha çarpıcı bir tablo da gördüm. Şam, Halep, Basra, Süleymaniye, Kerkük, Beyrut, Trablaus, Nablus, Cenin, Yafa ve Kudüs. Sadece Arap topraklarından değil, Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan, Üsküp'ten Batum'dan Bosna'dan isimlere rastladım. Bizim kalplerimiz 1000 yıldan uzun süre toplu halde attı. Lakin ne zamanki aramıza tefrika girdi, işte o zaman ahenk bozuldu. Bu bölgede Türk Arap kardeşliğini bozmak, araya nifak sokmak için ne tür sinsi oyunlar oynandığını, ajanların o dönem bu bölgede sinsi faaliyetler yürüttüğünü biliyoruz."

ZİHİNLERİ BULANDIRIYORLAR: "Son 8 yılda bu sinsi propagandayı, bu kara programı çok daha açık gördük. Bir Bağdat, Kabil, Gazze, Kudüs, Filistin dediğimiz için birileri tarafından kıyasıya eleştiriliyoruz. Aynı kişilerin söz konusu Avrupa Birliği (AB) olduğunda da, bu sefer Türkiye'nin AB'de ne işi var diyerek zihinleri bulandırdığına şahit oluyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, dış politikamızı o birileri belirlemeyecek, biz belirleyeceğiz. Dış politikada rotayı biz kendimiz çizeriz. Dış politikada kendi gündemimizi biz kendimiz yaparız. Araplar bizim kardeşimizdir. Biz de onların kardeşiyiz. Kuveyt bizim kardeşimizdir."

ORTAK TARİH

SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ:

"Bir yandan AB ile müzakereleri yürüteceğiz, bir yandan demokraside, insan haklarında evrensel hukuk normlarında en yükseği yakalamanın mücadelesini vereceğiz, bir yandan ortak bir tarih ve kültürü taşıdığımızı diğer coğrafyalara sırtımızı dönmeyeceğiz."

TERÖRÜ KINIYORUM: "Mısır'daki terör olayını şiddet ile kınıyorum. Biz artık bu bölgede kan, gözyaşı, savaş, çatışma, terör görmek istemiyoruz. Dünyada bir kampanya var. Gerçi biz İslamafobiayı bir insanlık suçu olarak kayıtlara soktuk ama yeterli değil. Terörün önüne İslam kelimesini koymak, Müslümanlara saygısızlıktır, Müslümanlara karşı ihanettir."

SORUNLARI AŞARIZ: "Bu bölge, dünyaya yön verecek bir vizyonu ziyadesiyle uhdesinde bulunduruyor. Aynı şekilde halklarımıza, ülkelerimize, bölgelerimize yetecek düzeyde potansiyelimiz, birikimlerimiz var. Dayanışma içinde olursak, bölgedeki her sorunu aşarız. İnanın, dayanışmayla Filistin sorununu aşarız. Irak'taki, Afganistan'daki acılara son verebiliriz. Bizim başka birilerine müracaat etmemize gerek yok. Ama önce kendi birliğimizi, beraberliğimizi sağlamamız lazım."

FUADDAN FUADA: "Hem Türkçe hem Arapça da ortak olan iki kelime var, 'kalp' ve 'Fuad. Bu iki kelimeyi içerdiği manalarla başka dillerde göremezsiniz. Biz kalbi de 'fuad'ı da anatomik bir organ olarak değil, aşkın, inancın, sevginin, kardeşliğin, vicdanın merkezi olarak ifade ederiz. Biz, kalpten kalbe, fuaddan fuada, gönülden gönüle bir yol, bir tarik olduğuna inanan insanlarız. Sizlere kalbimizi bütünüyle açmış durumdayız. Biz eski yapay tartışmaları, yalan üzerine inşa edilmiş tarihi bir kenara bırakıp yeni yollar inşa etmenin gayreti içindeyiz. Ayrılmayın, tefrikaya düşmeyin, birbirinizden kopmayın."

Sesi kısıldığından çok yavaş konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum ve Kars'ta eksi 10 dereceden 25 derecedeki Kuveyt'e gelince sesi kısıldı. Kuveyt'teki temaslarında yaptığı ilk günkü konuşmada sesinde her hangi bir problem olmayan Erdoğan, ikinci günkü Türk-Arap İlişkileri Konferansı'nda kısık sesle konuştu. Erdoğan, kendisini dinleyenlere kısa bir açıklama yaparak, Erzurum ve Kars'ta eksi 10 derecede bir törene katıldığını söyledi, "Sesim de bu yüzden kısık, hava eksi 10 derece soğuktu" dedi. Erdoğan'a konferans sonunda üzerinde Arapça harflerle yazılan Ayetelkürsi tablosu hediye edildi. Kuveyt Başbakanı Şeyh Nasır da Erdoğan'a üzerinde kelime-i tevhid yazan bir tablo hediye etti.

Kuveyt'te İHH sıkıntısı

Başbakan Erdoğan'a ödül veren Şehit Ahmed Fahad Derneği, benzer bir ödülü de Mavi Marmara saldırısı nedeniyle İHH'ya verecekti, ancak son anda kararından vazgeçti. İsrail tarafından saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisini, İsrail'e gönderen organizasyon İHH'nın Başkanı Bülent Yıldırım da Kuveyt'te Erdoğan'ın konuşma yaptığı konferansa katıldı. Yıldırım, Kuveyt makamlarının kendisini bir hafta önce ödül vermek için Kuveyt'e davet ettiklerini söyledi. Ancak daha sonra ödülden vazgeçildiğini belirtti.

Bakanlarla Katar'a geçti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "ANA" ile Katar'ın başkenti Doha'ya gitti. Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkan Vekili Suat Kılıç da Doha'ya geldi. Erdoğan, Katar ziyaretinin ilk gününde Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Tani, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Casim Bin Cabir El Tani ile ayrı ayrı bir araya geldi.