Aydın'ın Nazilli ilçesinde yaşanan dehşet verici olayda, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı personeli Turgay Gezgin'in evinde çıkan yangında eşi Fatma Gezgin ile 4 ve 11 yaşındaki iki çocuğu hayatını kaybetmişti. Olayın ardından soruşturmayı derinleştiren Nazilli Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz, bizzat olay yerine giderek yaptığı incelemede, hayatını kaybeden kadının kulağında kulaklık olduğunu fark etti. Bu detay, soruşturmanın seyrini değiştirdi.

Yaklaşık iki ay süren teknik ve kriminal incelemeler sonucunda yangının sabotaj sonucu çıktığı belirlendi.
Bu gelişmenin ardından Turgay Gezgin ile ilişkisi olduğu tespit edilen hemşire F.T. gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında, Turgay Gezgin'in yangından kısa süre sonra F.T. ile nişanlanması da dikkat çekti ve cinayet şüphesini kuvvetlendirdi. Soruşturma sonucunda Turgay Gezgin cinayetleri işlediği gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hemşire F.T ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
F.T bu yaşananların ardından mesleği olan hemşirelikten uzaklaştırıldı.

'YALANCI BİR ADAM'
Gözaltı kararı sonrası kamuoyunun gündemine oturan ve görevden uzaklaştırılan hemşire F.T., yaşadıklarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Hemşire F.T, "Ben Turgay'dan hamile değilim. İstenilen testlere de girebilirim. Benim evimle o evin arası 5 dakika. Evine hiçbir zaman gitmedim. İnstagramda cinayet görüntüleri diye paylaşılan kamera görüntülerinde benim de görüntüm olur. Eşinden ayrı olduğunu hatta Annesinin ve babasının evinde kaldığını söylüyordu" dedi.

'SOKAĞA BİLE ÇIKAMIYORUM'
Yangından sonra kendisini istemeye geldiklerini belirten hemşire, "9 Mayıs'ta evlenme teklifi etti. Mayıs'ın 1'inde ailesiyle beni istemeye geldiler.
O an şüpheleneceğim bir durum yoktu.
Sessiz sakin masum gibi duruyordu. Sevdim.
Benim onunla tam bir bağım yoktu.
Nişan konuldu diye evleneceğiz diye bir şey yoktu. Tanımak için nişanlandı.
Tanışma fırsatımız yüzük olmadan olmayacağı için kötü bir şeyini görseydim evlilik yoluna girmezdim" ifadelerine yer verdi. Cinayet zanlısı itfaiyecinin kendi evinde gözaltına alınmadığını anlatan F.T., "Benim yanımda çocuklarım ve annem vardı. O gün erken yattım.
O da annesi ve babasıyla yaşadığı yerdedir büyük ihtimalle. Küçük bir şüphe sezseydim çocuklarımın canını tehlikeye atıp o adamla nişanlanmazdım. Ben evin içinde hapisim. Çocuklarımı okula bile götüremiyorum. Hemşireliğimi bile kaybettim. Sokağa çıkamıyorum. Bana 1 TL parası nasip olmadı. Aldığımız yüzük ve kıyafetlerin bile yarı parasını ben verdim. Sürekli ağlayıp çocuklarının ismini anıyordu. Ben olmasam hayata tutunamadığını söylüyordu.
Kendini öldüreceğini söylüyordu. Sadece yüzük taktık başka bir şey yapmadık.
Cenazeye gitmedim. O gün çalışıyordu zaten. Cenazeden sonra hastaneye gelmedi. Cenazeye benim evimden gitmedi.
Ben kendi evimde o kendi ailesinin evinde kalıyordu. Evli olup olmadığını sormadık bile. Kavga ettiğimizde evli olduğunu söyledi. Kendisine sorduğumda itiraf etti. 1 gün barışıp 3 gün kavgalıydık. Sürekli kavga ediyorduk."
'BANA BİR ŞEY ANLATMIYORDU'
OLAYI duyar duymaz Turgay Gezgin'i aradığını ifade eden hemşire F.T., "Ben yalancı bir adamla birlikte olmuşum. Karısıyla ve çocuklarıyla ilgili bana bir şey demiyordu. Ailem Turgay'la olmamı istemedi. Ben bırakmayınca yüzük takılmasını istediler. Erkek kardeşim şuanda benimle konuşmuyor. Mezarlığa hiç gitmedik. Böyle bir şey de talep etmedim ve o da talep etmedi. Ben bir gece evdeydim. Bana mesaj attı. Sonra geri aradım.11-12 tane Psikiyatri ilacı içtiğini söyledi. Ölürsem başıma bir şey gelirse sorumlusu sensin dedi. 112'yi aradım ambulansı oraya yönlendirdim. O nöbet yerindeydi ve sonrasında hastaneye götürüldü. Benim için ailesini öldürdüğünü düşünmüyorum. Başkaları için öldürdüğünü düşünüyorum. O tam bir yalancı. Hayatımda kara bir leke olarak kaldı. Kavga üzerine kurulu bir ilişkiydi. Her seferinde ikna edip sözleriyle kandırıyordu. Boşanmak üzere olduğunu, o evde kalmadığını, kardeşinin evinde kaldığını söyledi. O yüzden ben de inandım" dedi.

