'Pamukta prim miktarı bir an önce açıklansın' Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve İTB Başkanvekili Barış Kocagöz, tüm rekolte çalışmalarının Bakanlık tarafından yürütülmesini istedi
ŞİRVAN BEKTAŞ (HABER MERKEZİ)
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, 42 kuruş olan pamuk priminin bir an önce ödenmesi gerektiğini belirtti.
ÇİFTÇİ RAHATLAR
Barış Kocagöz, "Pamuk ekimi yapılmadan prim miktarı açıklandı. Bu pirimin çiftçiye en geç 15 Şubat'ta ödenmesi gerekir. Bu pirimler ödenirse çiftçi de rahat bir nefes alacaktır" dedi.
2001 yılından bu yana pamuk rekoltesinin 245 bin hektardan 52 bin hektara düştüğünü hatırlatan Kocagöz, "Uygulanan çeşitli politikalar sonucunda pamuk rekoltesinde önemli bir düşüş yaşanmıştı. Özellikle bu yıldan itibaren pamuğa geri dönüş var. Bu yıl Ege Bölgesi'ndeki Söke'de 28 bin hektara pamuk ekildi. Menemen'de aynı hareketlenme söz konusu oldu. Pamuğun tekstilin bir numaralı ham maddesi olması talebi artırdı. Bu durumun ülkemize de yansıması bize umut veriyor" diye konuştu.
Kocagöz, tüm rekolte çalışmalarının da Tarım Bakanlığı tarafından yürütülmesini istedi.
Pamuk ajanı Nurreddin Şerli de, her tüccarın ticari hayatınının başlangıcının pamuk üreteciliği olduğunu vurguladı. Şerli, "Şimdi herkes pamuğa dönmeye başladı. Çünkü pamuğun çok karlı olduğunu biliyorlar" diye konuştu.
İTHALDE SIKINTI
Pamuk ajanı İbrahim Öngünşen ise, ithal pamukla ihtiyacın karşılanamayacağının altını çizdi. Öngünşen, "İthal pamuk kaliteli olmadığı gibi zamanında getirilmesi de sorun oluyor" açıklamasında bulundu.
Pamuk korbeyi Umur Simsaroğlu, Amerikan politikaları nedeniyle pamuğun Türkiye'de ekilemediğini iddia etti. Simsaroğlu, ucuz Amerikan pamuğu ve GSM kredileriyle Türk pamuk üreticilerinin büyük zarara uğratıldığını öne sürdü.
Pamuk ajanı Aydın öztürkmen ise Türk üreticisinin küçük bir ışık görse dahi hemen pamuğa döneceğini kaydetti. Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Cay da, ABD ve Hindistan'dan genetikleriyle oynanmış pamuk ithal edildiğine dikkat çekerek, "Biz kendi üreticimize genetikleriyle oynanmış pamuğu yasaklıyoruz, ancak ithal ediyoruz. Bu tamamen üretimimizi düşürmeye yöneliktir" diye konuştu.
Akhisar'ın zeytini şenlikle tanınacak
KENAN MOLLA (AKHİSAR)
Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Emin Demirci, Akhisar Zeytin Hasat Şenlikleri'nin Ekim ayının sonunda Akhisar'da yapılacağını söyledi.
Demirci, "Akhisar'ın potansiyelini tanıtmak için bu ayın sonunda 'Akhisar Zeytin Hasat Şenlikleri' yapıyoruz. Akhisar bundan 20 yıl önce tütün ile özdeşleşmiş bir ilçeyken, bugün zeytin ve zeytinyağı ile ismini duyuruyor. Akhisar deyince hala akla tütün geliyor. Oysa biz zeytin ve zeytinyağımızı tanıtmak istiyoruz" diye konuştu.
Demirci, şunları söyledi: "Bizim rakiplerimiz olan Gemlik, Ayvalı, Edremit'te toplam 6 milyon 750 bin zeytin ağacı varken, Akhisar'da 10 milyon adet zeytin ağacımız var. Akhisar ilçe bazında Türkiye'de en yüksek ağaç varlığına sahiptir. Gelecek yıllarda herkes Akhisar zeytin ve zeytinyağına tanıyacak."
Üreticilerin sorunu su ve pazar sıkıntısı
HASAN DURNA (DENİZLİ)
Denizli Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici her türlü meyve, sebze ve tarım ürününün yetiştirildiği kentte en büyük sorunların üretim aşamasında su, hasat sonrasında da pazarlama olduğunu açıkladı.
Suyun toprak için çok önemli olduğunu anlatan Başkan Gemici, "Güzel su kalitesi olan ve düzgün sulanan topraklar mineral bakımından zengindir, toprağın verimi yüksektir. Biz üreticilerimize damlama sulamayı öneriyoruz. Hasat sonrasında pazarlama sıkıntısı da çok fazla yaşanmaktadır" dedi.
2009 yılında, girdi fiyatlarının yükseldiğini, ürün maliyetinin arttığını, buna rağmen özellikle hububat ürünlerinin pazarlanmasında yaşanan sıkıntıların hat safhaya ulaştığını anlatan Gemici, "Bu sene hububatta oluşan serbest piyasa fiyatları bir sene önceki piyasa fiyatlarının yüzde 40 gerisine düşmüştür. Hububatta verilecek olan prim miktarları aradaki makası kapatmaya yetmeyecektir" diye konuştu.
Bakanlıktan keçilere iade-i itibar
Bir zamanlar ormanların baş düşmanı ilan edilen ve yok olan orman varlığının günah keçisi ilan edilen keçiler, yaşanan son orman yangıları ve İzmir Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği'nin girişimleriyle tekrar gündeme alındı.
Yetiştiricilere kesilen cezalar ve keçilerle yapılan mücadelenin sonuç vermeyeceğini, orman alanlarının küçükbaş hayvanlardan arındırmanın orman yangınlarını daha da körükleyeceğini savunan birliğe, Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan da tam destek geldi.
Geçtiğimiz haftalarda Ankara'da Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ile bir araya gelen Birlik Başkanı Özer Türer, "Kıl Keçisinin Saanen Keçisine Dönüşümü" projesini hayata geçireceklerini açıkladı.
Afyon'da 'Bal Ormanları' kuruluyor
Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, ormanlardan odun dışı ürünlerin elde edilmesini önemseyen bir anlayışla hizmet ettiklerini söyledi. Kahveci, "Orman Genel Müdürlüğü olarak harnup ve çam fıstığı üretiminde dünya birincisi olmak istiyoruz. Afyon'da da arıların sevdiği bitki ve ağaçlardan oluşan 'Bal Ormanları' kuruyoruz" dedi.
Kahveci, "Odun dışı orman ürünlerinden yıllık 100-120 milyon dolar ihracat geliri elde ediyoruz. Yaptığımız çalışmalarla bu geliri birkaç kat artırmak istiyoruz" diye konuştu.
'Gıda, silahtan çok daha değerli olacak'
ALİ SOYDEMİR(NAZİLLİ)
Aydın bölgesinin en büyük süt üretim ve hayvansal ürünler kooperatifi olan Nazilli ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Ör-Koop Müdürü Mehmet Şimşek, "Gelecekte gıda silahtan daha değerli hale gelecek" dedi.
Bunun kıymetinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Gıda sektörü giderek parlayan ve büyüyen bir sektör. Öyle ki beslenmeyi bekleyen milyonlarca insan varken gıda bir silahtan daha kıymetli hale gelecek. Biz kendimizi dünyanın istediği standartta ürün üretmeye programlamalıyız. Kendi insanımızı sağlıklı doyurduktan sonra bizden bunu talep eden bütün dünya ülkelerine de mal temin edebilen bir noktaya ulaşmamız gerekiyor" diye konuştu.
Nazilli, Kuyucak, Buharkent, Sultanhisar, Bozdoğan ve Karacasu ile köylerindeki üreticilerinden süt toplayan Ör-Koop'un, üreticiden aldığı sütleri en kısa sürede mamule dönüştürdüğünü anlatan Şimşek, "Ör-Koop 7 ilçe ve 80 köydeki yaklaşık 3 bin 500 süt üreticisinin güvencesi konumundadır" açıklamasında bulundu.
Şimşek, şunları söyledi: "Günlük 150 ton süt toplama kapasitesine sahip olan Ör-Koop, Türkiye'nin çoktandır unuttuğu pastörize süt tüketimini yeniden canlandırmak için yeni yatırımlara imza atıyor. Yıllık ciromuz 45 milyon lira. Üretimimizi daha da artıracağız."
Başarı Yem A.Ş'nin hedefi butik yemcilik
Büyükbaş hayvancılık sektörüne yönelik "butik yemcilik" hizmeti ile kısa sürede adını duyuran Başarı Yem A.Ş, bu sayede hayvan yetiştiricilerinin verimlilik, kalite ve karlılık gibi fonksiyonel sorunlarına hızlı ve kalıcı çözüm sağlamayı hedefliyor. İşletmeleri gezerek hayvanların ihtiyaçlarına yönelik yem tedarik ettiklerini dile getiren Başarı Yem'in ortaklarından Mehmet Erdemir, "Yüksek miktarlı standart üretim hayvancılıkla uğraşan çiftçinin sorununa çare olmuyor. Bu sebepten dolayı üretim şeklini değiştirme ihtiyacı olduğunu fark ettik" dedi.
Erdemir, "Çiftçimizin talebine uygun üretim yapabilmenin ancak daha az miktarlarda ama istenilen özellikleri tam olarak karşılayacak bir üretim modeli ile sağlanabileceğini anlatıyoruz" diye konuştu.
