Dünyaya kahkaha ihraç ediyor

MURAT ŞAHİN (HABER MERKEZİ)

Ege Giyim Sanayicileri Derneği'nin çiçeği burnunda başkanı Mukadder Özden tam bir kahkaha makinesi. Röportajımız sırasındaki kahkahalarıyla yüzümüzden tebessümü hiç eksik etmedi. Onun kahkahalarını kayda alıp yurtdışına götüren arkadaşları bile var. Kendilerini iyi hissetmediklerinde kahkahalarını dinleyerek moral buluyorlar. Akhisarlı olan Özden, küçüklüğünden beri meraklı olduğu biçki dikiş işleri nedeniyle 1981'de Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'ne birinci tercih olarak girmiş. Okul hayatı çok başarılı olan özden, ilkokuldan beri sınıf başkanlığı yaparken, sosyal işlerde de önderliği kimseye bırakmamış. Efsaneye göre Farsça Kaf Dağı'na ulaşan 30 kuş anlamına gelen Simurg adını verdiği şirketinde kadın, erkek ve çocuk giysileri üreten Özden, çoğunluğu kadın olmak üzere 70-80 kişiye de istihdam sağlıyor. Çalışmayı ve üretmeyi çok seven Özden, Gelinlik Fuarı ile birlikte İzmir'in moda merkezleri ile yarışır hale geldiğini ifade ediyor. İzmir halkının giyimde tarz sahibi olduğunu da ifade eden Özden, bugünlere nasıl geldiğini ve bundan sonraki hedeflerini, projelerini Yeni Asır ile paylaştı.
* Biraz kendinizden bahseder misiniz? Bugünlere nasıl geldiniz?
Ben Akhisarlı bir göçmen ailenin kızıyım. Babamın banka müdürü olması nedeniyle çocukluğum Anadolu'nun birçok kenti ile İzmir'in çeşitli ilçelerinde geçti. Liseyi Akhisar'da okudum. Sonra çok istediğim Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'ne ilk tercih olarak girdim. Küçüklüğümden beri dikiş işlerine meraklıydım. 1985 yılında okuldan mezun oldum ve aynı yıl Temmuz ayında Almanya'ya ihracat yapan bir firmada üretim müdürü olarak çalışmaya başladım. 20 yıl boyunca çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra son olarak genel müdür yardımcısı olarak emekli oldum.

"İşimi çok seviyorum"
* Sonrasında neler yaptınız?
Tabii kağıt üzerinde emekli oldum. Çalışmayı ve üretmeyi seven birisi olarak sonrasında kendi şirketimi kurdum. Şirketime ortağımla birlikte Simurg ismini verdik. Simurg, kamil insan anlamına geliyor. Farsça efsaneye göre Kaf Dağı'nın zirvesine ulaşan 30 kuşu simgeliyor. İlk zamanlarda firmalara danışmanlık yaptım. Sonrasında Ozmoz markasıyla üretime başladım. Kuzey Avrupa ülkelerine ihracat yapıyorum. Geçen yıl ihracatımız yarım milyon dolara yaklaştı. Bünyemizde bize üretim yapan 70-80 kişilik bir çalışanımız var. Çalışanlarımızın çoğu da kadın. İşimi çok seviyorum.
* İşinizle ilgili hedefleriniz nelerdir?
Öyle çok büyük bir firma olmak istemiyorum. Kendi koleksiyonlarını kendi markasıyla satabilen bir yapıyı oluşturmayı arzuluyorum. Özellikle zor pazarlar olan Kuzey Avrupa ülkelerinde Ozmoz markasıyla kalıcı olmak istiyorum. Çalışan sayısını da bir miktar daha artırmayı planlıyorum.
* EGSD ile nasıl tanıştınız? Başkanlık koltuğuna nasıl oturdunuz? Neler yapacaksınız?
Serdar Yavaşoğlu'nun döneminde yönetime girdim. 7 yıl başkan yardımcısı olarak görev yaptım. Eski başkanımız Özcan Torun'un sağlık sorunları nedeniyle görevi bırakmasının ardından, arkadaşlarım beni başkan seçti.
Okul yıllarımda da sosyal bir öğrenciydim. Sınıf başkanlıkları yaptım. Üniversitenin mezuniyet derneğinin kurulmasında da öncü oldum. EGSD'de kadın duyarlılığını da işin içine katarak, çok güzel projelere imza atmak istiyorum. Özellikle tasarımcıların firmalarda daha çok öne çıkmasını sağlamayı hedefliyorum. Rutin projelerimiz dışında ses getirecek projelere de imza atmak istiyorum.
"Meditasyon yaparım"
* Mukadder Özden nasıl biridir?
Üretmeyi seven, disiplinli ve kuralcı bir insanım. Ama son yıllarda kendimi karşımdakinin yerine koymayı da öğrendim. Kendimi bildim bileli hep çalıştım. İnsanları üzmemeye çalışırım. Telefonlarımı bile yüksek enerji ile açarım. Çok pozitif bir insanım. Başıma gelen çok kötü bir olayı bile olumlu tarafını görmeye çalışırım. O konuda muhakkak bir espri üretirim. Bol bol da kahkaha atarım. Arkadaşlarım benim bu yönümü çok beğenir. Hatta kahkalarımı kaydedip, kendilerini kötü hissettikleri anda dinleyerek rahatladıklarını söylerler. Yurtdışındaki arkadaşlarım da kahkahalarımı kaydedip yanlarında götürürler. Yani kahkahamı bile ihraç ediyorum. Bir şeye takılmak yerine çözüm için çaba harcarım.
* Hayatınızda kırmızı çizgileriniz nelerdir? Nelere dikkat edersiniz?
Dürüst ve samimi olmak benim vazgeçilmezlerim. Bir yanlışlık varsa, bunu çekinmeden söylerim. Büyüklerimi fırsat buldukça ziyaret etmeyi ihmal etmem. Toplum olarak yalnızlaşıyoruz. Dayanışma duygularımızı yitirmememiz lazım. Ben aynı zamanda Green Peace üyesiyim. Çevreci bir insanım. Bu değerleri hayatıma da uyguluyorum. Çevreyi en az kirletecek nitelikte tüketim yapıyorum. Geri dönüşüme çok önem veriyorum. İnsan yönetiminde de iddialıyım. Vücut ve akıl sağlığıma dikkat ederim. Zaman zaman meditasyon yaparım.
* İş dışında neler yaparsınız?
Benim hayatım iş. İş dışında oyuncak bebeklerimin üzerine uygun kıyafetler dikerim. Bu beni çok mutlu eder. Onlar her zaman yanımdadır. Oğlak burcuyum. Kişisel gelişim kitapları okurum. Özellikle bayramlarda tatile gitmek yerine büyüklerimle olmayı ve onlarla zaman geçirmeyi severim. Eşim Mahir ile üniversitede tanıştık ve 24 yıllık evliyiz. 18 yaşında Mert adında İYTE Kimya Mühendisliği'nde okuyan bir oğlum var. Ailemle zaman geçirmek beni çok mutlu eder.
* İzmirli moda açısından nasıl? Giyinmeyi kuşanmayı biliyorlar mı?
İzmir halkı tarz sahibi. Bu konuda ilgisi olanlar modayı yakından takip ediyor. Biz bu işin mutfağında olan kişiler olarak bunu mutlulukla izliyoruz. Trendler iyi biliniyor. Ben sokağa çıktığımda bunu görebiliyorum.
Sektörde yapısal değişim yaşanıyor
* İzmir ve Türkiye'de sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Bizim sektörde yapısal bir değişim var. Önceden firmalar çok yüksek miktarlarda markalara üretimler yaparlardı. Şimdi ise miktar olarak az ama çok hızlı bir üretim sözkonusu. Firmalar bu yapıya uyum sağlamaya, fiyatlarını sisteme uydurmaya çalışıyor. Sektörün altyapısı çok kuvvetli. Bu sektör kesinlikle hem Türkiye'de hem de İzmir'de şekil değiştirerek, ülkeye katma değer yaratmaya devam edecek. Teknoloji olarak kendimizi sürekli yeniliyoruz. Kendini geliştiren firmalar ayakta kalıp büyüyecek. Çok hırslı arkadaşlarımız var. Hemen yeni değişimlere ayak uydurabiliyor.
İzmir moda kenti
* İzmir'in tasarım ve moda kenti olacağını düşünüyor musunuz? Bu konuda neler söylersiniz?
İzmir'de son dönemde her alanda tasarıma çok önem veriliyor. Biz dernek olarak gerçekleştirdiğimiz gelinlik tasarım yarışmasında yetenekli tasarımcıları sektöre kazandırıyoruz. Onların defileleri ve şovları Londra ve New York'taki moda haftalarını aratmıyor. Bu yönüyle baktığımızda İzmir zaten moda kenti olmuş durumda. İzmir'in sektörümüzle ilgili altyapısı çok iyi. İzmir özellikle koleksiyonlara ve fuara harcadıkları ile çıtasını zorlayan bir kent. İzmir sermaye olarak şu anda dünya markası yaratacak seviyede değil. Ama uzun vadede dünyanın en önemli markaları arasında İzmirli markalar da olacak.