Aile şirketlerine altın öğütler

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Başkanı Candan Çilingiroğlu, “Aile şirketleri yönetim yapılarını mutlaka uluslararası en iyi uygulamalarla uyumlu hale getirmeli. Kurumsallaşmaktan asla vazgeçmemeli. Şirket gibi aile de kurumsallaşmalı” dedi

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Candan Çilingiroğlu, aile şirketleri için başarı formülünü Yeni Asır'a anlattı. Aile şirketlerinin nesilden nesile güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için, aile, iş ve ortaklık dinamiklerinden oluşan üç boyutun dikkate alınması gerektiğini dile getiren Çilingiroğlu, "Bu üç boyut üzerinde çalışmaları için emek, kaynak ve zaman ayırmaları şart" dedi. Türkiye'de aile şirketlerinin ortalama ömrünün 25 yıl civarında olduğu ifade eden Çilingiroğlu, "Ülkemizde aile şirketlerinin sadece yüzde 30'u ikinci nesile geçiyor. Üçüncü nesile geçenlerin oranı yüzde 12, dördüncü nesle geçebilenlerin oranı ise sadece yüzde 3. Aile şirketlerinin sürdürülebilir olmaları için yönetim yapılarını ve iş modellerini rekabet ortamıyla başa çıkabilecek uluslararası en iyi uygulamalarla uyumlu hale getirmeleri büyük önem taşıyor. Kurumsallaşmaktan vazgeçmemeleri gerekiyor. Ayrıca sadece şirketin/ yönetimin değil, ailenin de kurumsallaşması gerekiyor" diye konuştu.
EKONOMİNİN İTİCİ GÜCÜ
Türkiye'de kaç aile işletmesi var? İzmir ve Ege'de kaç aile işletmesi bulunuyor?
Türkiye'de şirketlerin yüzde 95'i ve halka açık şirketlerin yüzde 75'i aile şirketi. Bu şirketlerin toplam milli gelire katkısından da bahsedecek olursak, yüzde 75 civarında olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef ülkemizde aile şirketleri hakkında istatistiki resmi bir çalışma yok. O nedenle illere göre bir dağılım veremiyoruz. Ancak çeşitli araştırma şirketlerinin dönemsel olarak gerçekleştirdikleri araştırmalar dünyada olduğu gibi Türkiye'de de aile şirketlerinin ülke ekonomisinin itici gücü olduğunu gösteriyor.
EN YOĞUN ÜLKEMİZDE
Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de aile işletmelerinin ortalama ömrü dünyada ve Türkiye'de ne kadardır?

Ülkemizde aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl civarında olduğu ve aile şirketlerinin sadece yüzde 30'unun ikinci nesile geçtiği, üçüncü nesile geçenlerin oranının yüzde 12 ve dördüncü nesle geçebilenlerin oranının ise yüzde 3'te kaldığı belirtiliyor. Aile işletmeleri sadece Türkiye'de değil, dünyada da aktif rol oynuyorlar. Dünya genelinde kamu iktisadi teşebbüslerinin dışında kalan şirketlerin yüzde 65 ile yüzde 90'ını aile şirketleri oluşturuyor. Aile şirketleri, Türkiye'de tüm işletmelerin yüzde 95'ini, ABD'de yüzde 90'ını, İtalya'da yüzde 99'unu, Portekiz'de yüzde 70'ini, İngiltere'de yüzde 75'ini, İspanya'da yüzde 80'ini, İsviçre'de yüzde 85'ini, İsveç'te yüzde 90'ını ve Almanya'da yüzde 60'ını oluşturuyor. Türkiye'de Cumhuriyet öncesi kurulan ve hala iş hayatına devam edebilen toplam 69 aile işletmesi bulunduğu biliniyor. Oysa, Almanya, Hollanda, Fransa gibi ülkelerde en az 200 yıl öncesi kurulmuş olan ve hala devam eden aile işletmesi sayısının sırasıyla 837, 222 ve 196 olduğu görülüyor.
DOĞRU STRATEJİK PLANLAMA GEREKLİ
Günümüzde Türkiye'deki aile işletmelerin sorunları nelerdir ve bu sorunların çözümü için hangi adımlar atılmalıdır?
Piyasanın kısa dönemli baskısından özellikle hisse ve kontrol yapısı dağınık aile şirketleri etkilenebiliyor. Halbuki aile şirketlerinin gelecek nesilleri düşünerek hareket etmeleri gerektiğini bunun da uzun vadeli doğru stratejik plan ve aile içi iletişimin sağlıklı yönetilmesi ile mümkün olduğunu düşünüyorum. Dikkat ederseniz Türkiye'de pek çok aile şirketi, kuruluşuna ailenin ismini veriyor ve şirketini ileride çocuklarına devredebilmek istiyor. Dolayısıyla kısa vadeli düşünmek yerine, uzun vadeli düşünmeye daha yatkın oluyorlar. Ancak stratejileri ve iş modelleriyle uzun vadede değer yaratmaya odaklanmayan şirketler, kısa vadeli dalgalanmalardan maalesef kurtulamıyor. Bir diğer önemli konu ise aile içindeki uyumun yakalanması.
KENDİ YAPISINA GÖRE SİSTEMİNİ OLUŞTURMALI
Aile şirketlerinin yok olmasında başlıca etken olan aile bireyleri arasındaki çatışmaların önüne geçmek için neler yapılması gerekir? Profesyonelleşme ve kurumsallaşma nasıl sağlanır? Kurumsallaşma 'sistem haline gelmek' olarak düşünüldüğünde; aile şirketlerinde sadece şirketin sistem haline gelmesi değil aslında aile ilişkilerinin sistem haline gelmesi şirketin sürdürülebilirliğini sağlıyor. Özetle, sadece şirketin/yönetimin değil, ailenin de kurumsallaşması gerekiyor. Bunun için de öncelikle kurumsal yönetimin ilkeleri olan; şeffaflık, hesap verilebilirlik, sorumluluk ve adil yönetim ilkelerinin benimsenmesi şart.
AİLE ANAYASASI ÖNEMLİ
Özelikle aile bireylerinin sayısı arttıkça, yönetimde oluşan küçüklü-büyüklü sorunlar, şirketi krize sokan hatta bazen yok olmaya doğru sürükleyen bir unsur haline gelebiliyor. Aile ile ilgili yönetim kurallarının oluşmaması bu sonucu doğuran en önemli nedenlerden biri olarak görülüyor ve bu noktada da 'aile anayasası' kavramı önem kazanıyor. Yönetimin profesyonellere bırakıldığı, icranın ailece gerçekleştirildiği başarılı aile işletmeleri de var. Kanımca bu örnekler tek bir doğru olmadığının her aile işletmesinin kendi yapısına göre bir sistem kurması gerektiğinin göstergesidir.

ERHAN GÜLENÇ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.