Batuhan Tozburun, zemin mühendisliği firmalarının birçok özelliğe birden sahip olmaları gerektiğinin altını çizdi. Tozburun, "Zemin iyileştirme talep eden müteahhitler çalışacağı firmanın ekip, ekipman ve riskli işleri yapma konusunda yeterli olup olmadığına bakmalı. Sektörde çok önemli deneyim ve referanslara sahibiz. Firmalara farklı hizmetleri tek elden anahtar teslim sunabiliyoruz. Böylece hizmet verdiğimiz müteahhitler, farklı şirketler yerine tek firmayla muhatap oluyor. Hizmet kalitesi ve hız konusunda da avantaj sağlamış oluyoruz" diye konuştu.

İnşaat Yüksek Mühendisi Batuhan Tozburun, İzmir ve çevresinde 50 yıllık süre içinde 6.6 veya altında büyüklükte bir deprem olasılığının yüzde 92 olarak tahmin edildiği bilgisini paylaştı.
DENEYİMLİ FİRMALAR
İzmir'de nüfusun önemli bir kısmının kent merkezinde ve denize yakın konumda ikamet ettiğini hatırlatan Batuhan Tozburun, "Denize yakın ilçelerde zemin sıvılaşmaya daha müsait bir yapıya sahip. Zeminin depremi büyütme değerleri incelendiğinde ise büyütme değerinin İzmir'de 1,31- 2,15 arasında olduğu hesaplanmıştır. Bu değer bize yapının altında bulunan zeminin, muhtemel bir deprem dalgasını 2 kata kadar büyütebileceği bilgisini vermektedir. 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin Bayraklı ve Bornova bölgelerimize verdiği zararları hep birlikte
yaşadık. Bu verilere baktığımızda kentsel dönüşüm sayesinde sürdürülebilir şehircilik ve yapılarımızın kullanım sürelerini uzatmamız için zemin ve temel mühendisliği imalatları büyük önem taşıyor" ifadelerini kullandı.
OLASILIK YÜZDE 92
İzmir ve çevresinde tarihsel dönem ve 20'nci yüzyıldaki aletsel dönemle yapılan kayıtlara göre 50 yıllık süre içinde 6,6 g veya altında büyüklükte bir deprem olasılığının % 92 olarak tahmin edildiği bilgisini paylaşan Tozburun, şu ifadeleri kullandı: "İzmir ve yakın yöresinde
temeli Bornova karmaşığına ait tortul kayalar oluşturur. Gölsel tortullar alttan üste doğru çakıltaşı, kumtaşı, silttaşı, kiltaşı, marn ve killi kireçtaşlarından oluşmaktadır. Ayrıca zemin sınıfının ve yeraltı su seviyesinin deprem yükü altında zeminde sıvılaşmaya neden olduğu ve binaların yan yattığı temel taşıma kapasitesinin anlık olarak düşmesi ile yapının kullanılmaz hale gelmesine neden olmaktadır"
SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTLER
Tozburun, "Zemin iyileştirme imalatlarının gereği kadar yapılmaması veya uygun yapılmamasının ülkemizin öz sermayesine ve halkımıza önümüzdeki yıllarda daha büyük zararlar verebileceğini düşünmekteyim. Kentsel dönüşümde uygun şehir plancılığı ve ilk imalatı olan zemin güçlendirme fore kazık, jet-grout, baret kazık gibi imalatların kalite kontrolleri yapılarak sürdürülebilir bir şehir elde edebiliriz" diye konuştu.
ZEMİN ÇALIŞMALARI
ZEMİN iyileştirmelerinin bina maliyetinin yüzde 20 ila 30'unu oluşturduğunu belirten Tozburun, eğer bu iyileştirmeler gerektiği şekilde yapılırsa geri kalan yüzde 70'lik kısmın maliyetinin de korunduğuna dikkat çekti. Batuhan Tozburun, sözlerine şöyle devam etti: "Zemin iyileştirme çalışmaları hem inşaat firmasının hem de konut sahibinin canı ve malının korunmasında önemli bir etken. Eğer milyonlarca liralık bir binanın zeminine gereken önem verilmezse o bina depreme ve diğer etkilere karşı daha dayanıksız oluyor. Olası bir depremde ülke olarak maddi ve manevi anlamda çok büyük kayıplar verebiliriz. İzmir, birinci derecede deprem bölgesi üzerinde yer alan bir kent olarak risk altında. Bu konuda vatandaşların bilinçlenmesi yerel yönetimler ve hükümet olarak acil adımlar atılmalı. Kentsel dönüşümle birlikte yaşlı ve depreme dayanıksız konut stoğunun ada bazlı olarak dönüştürülmesi gerekiyor."

