Fethiye'de 1957'deki 7.1'lik depremde 19 kişi ölmüştü. Dönemin Kaymakamı Okuş'un, ilk depremden sonra kimseyi evine sokmayıp binlerce hayat kurtardığı ortaya çıktı
NURDENİZ ERKEN
Muğla'nın Fethiye ilçesi açıklarında meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, 55 yıl önce 24 ve 25 Nisan 1957 yılında 7 saat arayla gerçekleşen depremleri hatırlattı.
İki depremlerde bin 500'e yakın bina yıkıldı. Ancak ölü sayısı 19'u geçmedi. Ölü sayısının az olmasının en önemli nedeni bugün bile bölgede bir efsane gibi anlatılan dönemin kaymakamı Nezih Okuş'un halkı evlerine girmemeye ikna etmesiydi. O kaymakamın kızı Betül Bamyacı babasıyla ilgili gerçeği anlattı.
Türkiye'nin en aktif deprem bölgelerinden biri olan Fethiye'de, bölgede yaşayanların zihninde hala taze bir hatıra olarak duran en önemli deprem deneyimi 24 ve 25 Nisan 1957'de 7 saat arayla yaşanan 6.2 ve 7.1 büyüklüğündeki depremlerdi. Gece saat 21.17'de yaşanan ve 25 saniye süren ilk sarsıntıya halkın büyük bölümü teravih namazı için camilerde toplandıklarında yakalandı.
'DEVLET ERKANI GELDİ'
Korku ve paniğe sebep olan sarsıntıdan sonra dönemin kaymakamı Kamil Nezih Okuş halkın evlere girmesini engelleyerek büyük bir faciayı da önlemiş oldu. Sabah saat 04.26'da bu kez 60 saniye süren 7.1 büyüklüğündeki sarsıntı gerçekleşti ve aralarında okullar, hastane, cezaevi, jandarma karakolları, sağlık ocağı, belediye ve pek çok kamu binasının da olduğu bin 500'e yakın bina yıkıldı. 8 bin kişi evsiz kaldı. Rıhtımın 5-6 metrelik kısmı koparak sulara gömüldü, asfalt yollar yarıldı. Telefon telleri kesildiği için haberleşme tamamen kesildi, irtibat ancak 2 gün sonra sahra telsiziyle gerçekleşebildi. Devlet erkanı 28 Nisan'da bölgeyi ziyaret etti.
'BABAM HAKLI ÇIKTI'
Başbakan Adnan Menderes inceleme yapmak üzere ilçeye geldiği zaman, çalışmalarından dolayı kutlamak için kendi ceketini kaymakam Nezihi Okuş'a hediye etti. Fethiyelilerin kahraman olarak andığı Kaymakam Okuş 1990 yılında hayatını kaybetti. "O deprem olduğunda ben daha doğmamıştım" diyen 51 yaşındaki kızı Betül Bamyacı, şunları söyledi: "Babam anılarını konuşmayı seven biri değildi o nedenle bizim evde bu felaket çok konuşulmazdı. Ama kız kardeşimin 4 yaşında olduğunu ve o deprem de bizim de evimizin yıkıldığını biliyorum. İzmirli olan anne babam belki de daha önce deprem deneyimi yaşamış olacaklar ki babam ikinci bir deprem olabileceğini düşünerek ısrarla kimseyi evine sokmamış."
Babasının annesine evden eşya almasına bile izin vermediğini anlatan Bamyacı, "Babam ne yazık ki haklı çıkmış ve ikinci depremde taş taş üstünde kalmamış, bizim evimiz de dahil" dedi.
