'Bu yaşananlar asla Cemaat-Hükümet kavgası değildir'

Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla Türkiye'deki Paralel devlet yapılanmasını ifşa eden ilk isim olan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı "Cemaat'in İflası / Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer" adlı kitabını ilk kez İzmir'de kamuoyuna tanıttı. Paralel Yapı'nın iç yüzünü ortaya seren Avcı, 17-25 Aralık operasyonları, MİT ve cemaatin Türkiye'deki gücünü Fatih Abacıoğlu'na konuştu.

Planlarını kimse bilmiyor

- Bugün Cemaat'in ne planlar yaptığı ve planlarının hangi safhada olduğu bilinmiyor. Cemaat, 7 Şubat 2012'de MİT'i ele geçirmeye yönelik operasyon düzenledi. 17-25 Aralık'ta hükümeti devirmeye yönelik arka arkaya yolsuzluk operasyonlarını, Selam Tevhid-İran, Casusluk operasyonlarını hazırlayıp toplumu şoke etti. Cemaat'in bu kadar büyük planlar yapacağı tahmin edilemedi. Bunların hiçbirinden ne hükümetin, ne MİT'in, ne de başka bir birimin haberi olmadı.

- Şu anda da eskiden olduğu gibi bizi şoke edecek plan ve programları organize edip etmediğini bilemiyorsak, tahmin edemiyorsak ve hatta tahmin etmemiz mümkün değil ise, Cemaat'in iç işleyişi, hedefleri, faaliyet tarzları hakkında sahip olduğumuz bilgilerin en yenisi birkaç yıl öncesine ait ise, bize, ülkemize, insanımıza hatta kendine zarar vermeden, onu kendi mecrasına nasıl çekmemiz gerektiğine dair bu çalışmanın küçük bir katkı sunacağına inandım.
- İlk kitabınızının tanıtımı anayasa oylamasına denk geldi ve "zamanlama" manidar denilmişti?

- Evet, ilk kitabımız çıktığında zamanlama açısından manidar denilmişti. Kitabımla kamuoyunu etkilemeye çalıştığım iddia edilmişti. Çünkü o dönemde anayasa oylaması vardı. Oysa demokrasilerde, fikir ve düşünce özgürlüğü noktasında baktığınız zaman insanların toplumu etkilemeye çalışması, bilgilendirmeye kalkması en güzel şeydir. Batı değerleri açısından bakıldığında tavsiye edilen bir konudur. Toplum her türlü aykırı fikirleri görecek ve kendisi karar verecektir.

- Kitabımızın tanıtımının İzmir'de başlaması bir tesadüf. İzmir'i özellikle seçmedik. Kitap fuarının olması ve iyi bir başlangıç yapılması için seçtik. Seçimlerin yaklaşmış olması, toplumu bu meselelere daha çok yönlendiriyor. Bu nedenle ilgi ve alaka artıyor. Özel olarak ayarlamadık ama uygun bir zamana denk geldi.

Yazılarımla aydınlatıyorum

- Devlet bana Cemaate karşı görev verirse, görev almaya hazırım. Ancak bu konuda biraz isteksizim. Çünkü ben görevimi yazarak yapıyorum. Yazılarımda Cemaatin bu ülke için nasıl zararlı olduğunu belgeleriyle yayınlayarak insanları aydınlatıyorum.

- Mevcut olan biteni farklı biçimde yorumluyorum. Kitabımı, kendi mesleki geçmişim itibarıyla, soruşturma safhalarına katılan biri olarak, olup bitenlere tek tek değil, bir bütün halinde bakarak kaleme aldım. Nelerin bizi beklediğini anlatmak istedim. Karşımızdaki yapının görünenini biliyoruz. Görünmeyeninde neler var, onu biraz daha anlaşılır, gözle görülür ve manalı hale getirmeye çalıştım.

- Bugün gördüklerimiz asla Cemaat-Hükümet kavgası değildir. Böyle anlamak ve okumak cahilliktir. Olayları sadece kısır parti, siyasi grup taraftarlığı içinde görme körlüğüdür. Cemaat tüm toplumu denetleyecek ve hükmedecek bu gücü kullanmanın tadını almıştır. Bu anlayışından, bu çalışma biçiminden ve elde ettiği gücünden asla vazgeçmeyecektir. Sadece "nerede hata yaptım da iyi olmadı, o hatayı bu defa yapmayayım, daha iyisini yaparım" anlayışı ile aynı şekilde yoluna devam edecektir.

- Cemaat su misali kokusuz, renksiz olur; konulduğu kabın şeklini alır, üç gün önce AK Parti kabında yeşil iken yarın MHP kabında mavi, öbür gün CHP kabına girer kırmızı olur ve aynı senaryo onlara oynanır. Nasıl yıllarca AK Parti içinde olup, ondanmış gibi görünüp akıl almaz entrika ve yöntemlerle onun Milli Görüş kadrolarını harcamasına sebep olmuşsa; bundan sonra da her kurumda, her yerde olan elemanlarıyla dayanışarak istedikleri yanlışı en doğru şekilde yeni girdikleri yapılara tanıtıp, onları iğfal ederler. Bugün bu davranışının izleri görülüyor, "AK Parti'nin suçlarını açıklıyoruz, belge getireceğiz" denilerek diğer partilere sızdıkları bir gerçek.

FATİH ABACIOĞLU

'İFLAS ETMİŞ MÜSLÜMANLAR'

Bugün baktığımızda Cemaat'in, kendine engel gördüğü insanlara yaptığı haksızlıklar, hukuksuzluklar o kadar çok ki.. Ne kadar insana haksızlık yaptılar, ne kadar insana iftira attılar, ne kadar insanın hakkını gasp ettiler bunun hesabını yapmak ve bunu tespit etmek mümkün değil. Ferdi manada yaptıkları haksızlıklar bir yana, belli bir grubu hedef alarak yaptıkları haksızlıklar da sayılacak gibi değil. Ayrıca tüm ülke insanlarının hakkı olan, sınavlarda hile yoluyla, belli makam ve mevkilere kendilerinin gelmesi için yaptıkları haksızlıklar. Bundan başka, çıkardıkları hukuksuzluklarla, ülkenin hukuk düzenini, idari yapısını, polisini, yargısını, ordusunun düzenini bozarak, işlevlerini aksatarak tüm Türk halkına verdikleri zaralar ise hesaplanamayacak kadar büyük.