Son dakika: Başkan Erdoğan'dan önemli mesajlar

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi İki Yıllık Değerlendirme Toplantısı"nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştuğunu söyledi. Başkan Erdoğan ayrıca "2018 yılında ek ders ücreti ile birlikte bir öğretmenin eline aylık, burası çok önemli çünkü bunların çok spekülasyonu yapılıyor, 4 bin 153 lira geçerken bir öğretmenin eline, bu rakam yüzde 25'lik artışla 5 bin 177 liraya ulaştı" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.

Milletlerin ve devletlerin asırlara sari sonuçları olan dönemleri bulunduğunu belirten Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin son 7 yılda tarihi bir dönemden geçtiğini söyledi.

Bu dönemin içinde her türlü tuzak, saldırı, oyun, ihanet, acı ve sıkıntı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yine bu dönemin içinde her türlü mücadele, her türlü kahramanlık, her türlü cesaret, her türlü zafer vardır. Hamdolsun, saldırı ve ihanet safı başarısız olmuş, mücadele ve kahramanlık safı, yani milletin safı her türlü imtihandan alnının akıyla çıkmıştır." diye konuştu.

Başarıyla taçlandırılan her mücadelenin, geleceğe daha güvenle bakmayı sağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte en küçük sarsıntıda demokrasisiyle, ekonomisiyle, siyasi ve sosyal yapısıyla adeta yerle yeksan olan bir Türkiye'den, bölgesel ve küresel her türlü sınamayı başarıyla veren bir Türkiye'ye geldik. Ülkemizin bu büyük atılım döneminin en kritik değişimlerinden biri de hiç şüphesiz, yeni yönetim sistemimize geçişimizdir." ifadelerini kullandı.

"SAYIN DEVLET BAHÇELİ İLE TÜM MHP'Lİ KARDEŞLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

İlk aşaması 10 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi olan bu süreci, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle nihai noktasına ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hiç şüphesiz 15 Temmuz darbe girişimi sırasında milletimiz tarafından meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı, bu sürecin hızlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı'nın kurulmasında ve bugünlere gelmesinde çok büyük emeği olan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi milletimiz, milli iradenin üstünlüğü ilkesinin bedelini kanlarıyla ödeyerek, dünya demokrasi tarihine de geçmiştir.

Yaşadığımız toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan haline getiren tüm şehitlerimizle birlikte 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında yürüttüğümüz terörle mücadele ve beka harekatlarımızda son nefeslerini veren şehitlerimizin de kalbimizde ayrı bir yeri vardır. Türk milleti, vatandaşı ve güvenlik güçleriyle, yürüttüğü istiklal ve istikbal mücadelesini adım adım zafere taşımaktadır. Kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin geleceği için bu mücadeleyi ilanihaye sürdürmekte kararlıyız."

Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın" mısrasıyla başlayan kıtasını okuyarak, "Biz işte o yarınlar için gece-gündüz terimizi ve gerektiğinde kanımızı akıtan bir millet olarak Hakk'ın müjdesine mazhar olacağımıza yürekten inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"ÜLKESİNİN YANINDA YER ALAN HERKESTEN ALLAH RAZI OLSUN"

Dünyanın siyasi ve ekonomik gerilimlerden iç çatışmalara, koronavirüs salgınının yıkıcı etkilerine kadar pek çok alanda yalpaladığı bir dönemde, Türkiye'nin dimdik ayakta kalarak, farkını ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak, bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı en üst seviyede koordine ederek, bu süreçte Türkiye'yi dünyada örnek gösterilen bir ülke haline getirdik. En büyük gücümüzün birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğunun bilinciyle hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Bu kutlu yürüyüşte kalbi ve fiili desteğiyle ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 200 yılı bulan demokrasi arayışlarımızda, doğrudan milletimizin iradesiyle hayata geçirilen tek yönetim reformudur. Diğer tüm değişimler, ya savaş şartlarında ya da olağanüstü dönemlerde gerçekleşmiştir. Demokrasinin ve cumhuriyetin özüne uygun bu reformun sahibi, bizatihi milletimizin kendisidir." dedi.

Bu süreçte sadece milletin gösterdiği istikamette üzerlerine düşenleri yaptıklarını vurgulan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"24 Haziran seçimlerinde, şahsımı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanlığına layık gören 26 milyon 331 bin vatandaşımız ile 83 milyon milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Yeni sistemde, demokrasinin sacayağı olan yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki ilişkileri çok daha netleştirdik. Böylece her erkin kendi alanında ülkeye ve millete en iyi hizmeti vermesini temin ettik.

Nitekim Türkiye, yeni sistemle birlikte bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştu. Doğu Akdeniz'deki gelişmelerden koronavirüs salgınına kadar pek çok alanda, bunun somut neticelerini gördük, görüyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Aksaklıklar yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor. Yine yeni sistemin verdiği imkanlar sayesinde, eksikleri hızla tamamlıyor, aksaklıkları süratle düzeltebiliyoruz. Her değişim gibi bunun da oturması vakit alacaktır."

"ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRMENİN KOLAY OLMADIĞINI BİLİYORUZ"

Yönetim sistemini değiştirirken, iç ve dış siyasetten, tarihi ve sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz. En başta kendimiz bu zorluğu yaşıyoruz. Ama adım adım hedeflerimize doğru ilerlerken, bunların da üstesinden geliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, hayatın hiçbir döneminde millete rağmen iş yapmayı, millete karşı durmayı akıllarından bile geçirmediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini, sadece lafzıyla değil özüyle her çalışmamızın merkezine yerleştirdik. Sultanü'l Berreyn ve Sultanü'l Bahreyn, yani iki kıtanın ve iki denizin hakanı Fatih Sultan Mehmet Han'ın vasiyetine uygun şekilde, 'hünerin ülkeyi imar ederek milletin kalbini kazanmak' olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Ayasofya'yı yeniden Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesine uygun olarak müzeden camiye dönüştürme kararımız da bu anlayışın ürünüdür.

Türkiye, sınır güvenliği için yürüttüğü harekatlarda, uluslararası anlaşmalara uygun olarak attığı tüm adımlarda ve ülke içinde aldığı kararlarda, milli egemenlik haklarını kullanmaktadır. Geçmişinde sömürge ve katliam lekesi olmayan nadir devletlerden biriyiz. Bu gururla kimsenin hakkına göz dikmeyen ancak kendi hakkını da söke söke alan bir ülke olarak hareket etmeye devam edeceğiz.

Gerek ülkemizin içinde gerekse ülkemizin dışında, ister Irak'ın kuzeyinde ister Suriye'nin kuzeyinde ister Barış Pınarı Harekatı'nda ister İdlib'de ister Libya'da ister Azeri kardeşlerimize karşı Ermenistan'ın şu anda yapmış olduğu saldırılarda hiçbir zaman mazlumları yalnız bırakmadık, bırakmayacağız."

Kimsenin toprağında, egemenliğinde, hele hele doğal kaynaklarında Türkiye'nin gözünün olmadığını bugüne kadar yapılanlarla ispatladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Karşımızdakiler hangi ahlaksızlığı yaparsa yapsın, biz inancımızın ve tarihimizin bize gösterdiği istikametten şaşmayacağız. Böyle bir duruşta, asla çıkar hesaplarına, kirli pazarlıklara, menfaat için Hakka ve halka sırt dönmeye yer olmayacağı açıktır. Bugüne kadar böyle davrandık, bundan sonra da aynı ilkeli, onurlu, insani ve vicdani duruşumuzu koruyarak mücadelemizi sürdüreceğiz."

"REFORM, İCRAAT VE DEĞİŞİM TEMELLİ BİR ANLAYIŞLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ülkenin yönetim yapısında köklü değişikliklere gidildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Tabii bu yönetim sistemi, gerek ve ihtiyaç duyulduğunda her türlü değişikliğin süratle yapılabilmesine imkan sağlayan dinamik bir sistemdir. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı gibi şimdi de 'Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur.' gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır. Nitekim bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile pek çok yapısal değişikliği hayata geçirdik. Kabinede ve üst düzey bürokraside, ihtiyaç hasıl olduğunda yeni isimlere görev vermekten asla çekinmedik. Bundan sonra da reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemi kurarken 35 olan bakanlık sayısını 16'ya indirdiklerini, ayrıca bir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı atadıklarını anımsatarak, eskiden Başbakanlığa bağlı olan kurumların önemli bir bölümünü de ilgili bakanlıklarla irtibatlandırdıklarını anımsattı.

Bazı bakanlıkları isimleriyle aynen muhafaza edip, işlevlerini ve bağlı kurumlarını değiştirirken bazı bakanlıkları da birleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Yeni yönetim mimarimizin tepesinde Cumhurbaşkanı vardır. Doğrudan Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olan bakanlıklar, başkanlıklar, kurumlar, politika kurulları, ofisler ve diğer birimler bulunuyor. Bunların hepsi de aynı hedefe yönelik olarak birbirleriyle ahenk içinde çalışan yapılar şeklinde sistemde yer alıyor. Kabinemizi kurduktan sonra, ilk 100 günlük eylem planımızı 3 Ağustos 2018'de, ikinci 100 günlük eylem planımızı ise 13 Aralık 2018'de milletimizle paylaştık. Cumhurbaşkanı olarak, devleti temsil etmenin yanında, milletin doğrudan yetki verdiği ve dolayısıyla hesap sorma hakkına sahip olduğu yürütmenin sorumlusuyuz. Yasama ve yargı organlarıyla da uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz bu görevimizde, ikinci yılımızı tamamladık."

"TÜRKİYE, HER LİDERİN GÖRÜŞÜNE BAŞVURDUĞU, İŞ BİRLİĞİNİ ARADIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELDİ"

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin düzenleme yapma fonksiyonunda en ufak bir aksamanın yaşanmadığını, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve bağlı kurumların 2018'de 154 bin 507 olan toplam kayıtlı birim sayısının, birleştirmeler ve ilgalarla 2020'de 152 bin 217'ye gerilediğini söyledi.

Mahalli idareler seçimleri ve salgın gibi Türkiye açısından iki önemli hadiseye rağmen, yürütmenin çalışmalarında herhangi bir aksamaya meydan vermediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Son iki yılda Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname ve 2 bin 755 karar ile milletimize kesintisiz hizmet sunduk. 9 Temmuz 2018'den bugüne kadar, Ankara ve İstanbul'daki çalışmalarımız dışında, yurt içinde 78 ilimize 114 seyahat gerçekleştirerek, milletimizle kucaklaştık. Aynı şekilde 2018'de 16 ülkeye, 2019'da 14 ülkeye, 2020'de ise 10 ülkeye toplam 47 farklı ziyaret yaparak, uluslararası alanda ülkemizin hak ve menfaatlerinin takipçisi olduk. Ülkemize gelen 98 devlet ve hükümet başkanını misafir ettiğimiz bu dönemde, mevkidaşlarımızla 366 telefon görüşmesi yaparak gündemimizdeki konuları ele aldık. Bölgesel ve küresel hemen tüm sorunların çözümünde Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline gelmiştir."

"DİJİTAL TÜRKİYE'DEKİ KURUM SAYISINI YÜZDE 44 ARTIŞLA 664'E ULAŞTIRDIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde dijitalleşmenin öneminin bir kez daha öne çıktığını, dijital Türkiye çalışmalarında alınan başarılı mesafe sayesinde kamu hizmetlerinin derli toplu ve hızlı şekilde verilebilmesini sağladıklarını vurguladı.

Dijital Türkiye çalışmaları kapsamında 27 bin olan kamu hizmeti sayısını sadeleştirerek 8 bin 97'ye, vatandaştan istenen belge sayısını ise 42 binden 833'e düşürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçişin ardından vatandaştan talep edilen belge sayısını yüzde 95 azalttık. Resmi yazışma işlem süreleri, gelende ortalama yüzde 71, gidende yüzde 32 azalma gösterdi. Dijital Türkiye'deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664'e, e-devlet şifresi olan vatandaş sayısını yüzde 27 artışla 48 milyon 584 bin kişiye ulaştırdık. Bu platforma toplam giriş sayısında, geçtiğimiz yılın toplamı olan 1,2 milyar seviyesine, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar neticesinde Birleşmiş Milletler e-Devlet Çevrimiçi Hizmet Endeksi'nde ülkemiz, 193 ülke arasında 22'nci sıraya yükseldi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 ve 2019'da yatırımlarda toplam 2,3 trilyon lira tutarına ulaştıklarını bildirerek, bunun 309,5 milyar lirasının kamu, 2 trilyon lirasının özel sektör yatırımı olduğunu dile getirdi.

Salgın dönemi dahil 180 günlük icraat programlarında planladıkları 2 bin 384 ana eylemin yüzde 93'ünü tamamladıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yıl temmuz ayında 2019-2023 dönemini kapsayan, ülkemizin kalkınma hedeflerini daha da ileriye taşıyacak temel politika belgemiz olan 11'inci Kalkınma Planımızı açıkladık. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde ülkemiz, geçtiğimiz iki yılda 60'ıncı sıradan 33'ncü sıraya yükseldi. Yüksek teknoloji üreten milli firmalarımıza finansman desteği sağlamak amacıyla 'Risk Sermayesi Fonu' oluşturduk. Yatırımı desteklemek için kurduğumuz Lojistik Merkezleri ve bağlantı hatları yanında, kombine yük taşımacılığı mevzuatının oluşturulmasında büyük ilerleme sağladık. 'Yatırım Ortamı Performans Kriterleri'ni oluştururken, Küresel Yenilik Endeksi'nde ülkemizi daha üst sıralara hızlıca taşıyacak yol haritasını da hazırladık. Doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlı kurumlarımız tarafından tamamlanan eserleri de milletimizin hizmetine sunduk."

İstanbul'un Cumhuriyet dönemi sembollerinden olacağına inandıkları Büyük Çamlıca Camisi'nin 7 Mart 2019'da ibadete açıldığını belirten Erdoğan, "Bünyesindeki 4 milyon yazılı eser, 120 milyon makale ve 550 bin e-kitap ile ülkemizin en büyük kültür kurumu olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 20 Şubat 2020 tarihinde milletimizin istifadesine sunduk. Yerli yabancı, gelen tüm misafirlerimizin gerçekten hayran kaldığı bu millet kütüphanemizle bizler de iftihar ediyoruz." diye konuştu.

Hizmet binalarının yanında cami, kültür ve kongre merkezi, sergi salonu ve kütüphaneyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin medeniyete layık bir eser haline gelmesinin sağlandığına inandıklarını dile getiren Erdoğan, İstanbul'daki Rami Kışlası'nı millet kütüphanesine dönüştürme çalışmalarının devam ettiğini, Türkiye'nin dört bir yanında 38 millet kıraathanesini faaliyete geçirdiklerini bildirdi.

Erdoğan, Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu vasıtasıyla milli coğrafi bilgi altyapısını ferdi kullanıma açarak günlük hayatı kolaylaştırdıklarını belirtti. Vatandaşların Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden edinecekleri mülkü ve çevresini inceleyebileceklerini, heyelan, sel ve deprem gibi afetlerde gerçek zamanlı bilgiye ulaşabileceklerini aktaran Erdoğan, bu sistemin ayak basılan toprağın hangi tarım ürünü için elverişli olduğundan tarihi özelliklerine, yeşil alan ve donatı ihtiyaçlarına kadar tüm bilgileri kolaylıkla takip etme imkanı vereceğine dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıkları günden bugüne eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, enerjiden tarıma her alanda Türkiye'yi kalkındırarak gücüne güç kattıklarını vurgulayarak, son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi verdi.

Eğitimde, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'ni açıklayarak bu alanda varmak istedikleri yeri, yol haritasını ve güzergahları kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, yapay zeka ve makine öğrenmesi temelli dijital altyapıyı kurarak pilot uygulamasını gerçekleştirdiklerini, yaygınlaştırma aşamasını başlattıklarını söyledi.

"Son iki yılda ilk ve ortaöğretimde 2 bin 805 yeni okul, 15 bin yeni derslik inşa ettik, 87 bin 681 öğretmen ataması yaptık." diyen Erdoğan, daha öncekilere ilave olarak 17 bilim ve sanat merkezi, 1913 laboratuvar, 1034 kütüphane, 634 z-kütüphane adını verilen dijital kütüphane açtıklarını bildirdi.

Erdoğan, "2018 yılında ek ders ücreti ile birlikte bir öğretmenin eline aylık, burası çok önemli çünkü bunların çok spekülasyonu yapılıyor, 4 bin 153 lira geçerken bir öğretmenin eline, bu rakam yüzde 25'lik artışla 5 bin 177 liraya ulaştı. Daha önce 4+2 olmak üzere 6 yıl zorunlu hizmet süresiyle çalışan sözleşmeli statüdeki öğretmenlerimizin hizmet yılını, 3+1 olmak üzere 4 yıla indirdik." diye konuştu.

Özel eğitimde erken çocukluk döneminde ihtiyaç olan anaokulu sayısını sadece son bir yılda yüzde 94 oranında artırdıklarını dile getiren Erdoğan, orta-ağır düzey engelli öğrencilerin temel yaşam becerileri kazandıkları 175 uygulama evini tamamlayarak hizmete sunduklarını kaydetti.

"MESLEKİ EĞİTİM KURUMLARIMIZIN KORONAVİRÜSLE MÜCADELEYE İKİ AŞAMALI KATKISI OLDU"

Rehberlik ve araştırma merkezlerinin fiziki kapasitesini Türkiye genelinde standart hale getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizin rekabet gücü yüksek savunma sanayi sektörüne ara eleman yetiştirmeye yönelik ilk adım olarak ASELSAN üretim tesislerinde Savunma Sanayi Lisesi açtık. 'Patenti Türkiye'dedir.' diyebilmek için okullarımızda patent, faydalı model ve tasarım odaklı eğitimin kapılarını araladık. Turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere turizm ve otelcilik alanında eğitim veren 11 yeni meslek lisesini hizmete sunduk. İlkokuldan başlayarak eğitimin tüm kademelerinde 6 bin 507 tasarım beceri atölyesini 11 farklı model ile kurduk."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde hem evlatların hem de aile büyüklerinin sağlığını korumak için EBA adını verdikleri Eğitim Bilişim Ağı sistemini hızla hayata geçirdiklerine işaret ederek, uzaktan eğitimde aktif kullanılan EBA sisteminin 3,1 milyar tıklanma sayısıyla Türkiye'de en çok ziyaret edilen 10'uncu internet sitesi, dünyada ise 3'üncü eğitim sitesi olduğuna dikkati çekti.

TRT EBA'da yapılan 2 bin 516 saat yayın üzerinden de 7,4 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin sistemi aktif olarak kullandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Mesleki eğitim kurumlarımızın, koronavirüs ile mücadele günlerinde ülkemize iki aşamalı ilave katkısı oldu. Birinci aşama, ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan, yüz koruyucu siper, tek kullanımlık önlük ve tulum gibi malzemelerin üretiminde bu kurumlarımız da görev aldı. İkinci aşama ise salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan solunum cihazı gibi cihazların tasarlanması ve üretimi konusunda da yine mesleki eğitim kurumlarımız sorumluluk üstlendi. Altyapısı güçlü illerimizde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerimiz bünyesindeki Ar-Ge merkezlerimizin kapasitelerini bu amaçla güçlendirdik."

"SALGIN DÖNEMİNDE EĞİTİM ORDUMUZ DA GÖREV ALDI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, VEFA projesinde 77 il ve 361 ilçede 1836 milli eğitim personelinin görev alarak özverili çalışma sergilediğini diye getirerek, "Salgın tedbirleri nedeniyle evinden çıkamayan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının ve bakımlarının karşılanmasında, eğitim ordumuz da görev aldı." dedi.

Türkiye Maarif Vakfının, ülkenin yurt dışındaki en önemli temsilcilerinden biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Vakfımız 43 ülkede 1'i yükseköğretim kurumu, 9'u eğitim merkezi olmak üzere 332 eğitim kurumu, 42 yurt, 38 bin 846 öğrenci ile eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın yurt dışı birimlerinde, 405'i kendi vatandaşımız olmak üzere toplam 7 bin 337 personel istihdam ediliyor. Mevcut eğitim faaliyetleri haricinde, vakfımızın 42 ülkede devir alma ve yeni okul açma çalışmaları devam ediyor. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının artırılması amacıyla 2018-2020 yılları arasında 1746 öğrenci devlet bursu ile lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilmeye hak kazandı. Özellikle stratejik alanlarda öğrenim gören devlet burslusu öğrenci oranı yüzde 25'lerden yüzde 40'lara ulaştı."

Son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi veren Erdoğan, eğitimde gençlere kaliteli eğitim-öğretim sunmanın yanında, hayatın her alanında onları geliştirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.

Erdoğan, geleceğin teminatı gençleri her alanda destekleyen politikaları ve yatırımları hayata geçirdiklerini, bu çerçevede son iki yılda yaklaşık 4,5 milyar liralık rakamla 979 yatırımı tamamladıklarını söyledi.

Türkiye'de 18 yıl önce sadece 9 olan gençlik merkezi sayısını 338'e çıkardıklarını anlatan Erdoğan, üye olarak bu merkezlerden faydalanan gençlerin sayısının 2,5 milyona ulaştığını ifade etti.

Son 2 yılda bu merkezlere 5,5 milyonu aşkın gencin iştirak ettiğini ve 400 bini aşkın faaliyetin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, "Ülke çapında sayıları 39'u bulan gençlik kamplarımızdan son iki yılda 261 bin 500 gencimiz faydalandı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190'dan 795'e, kapasitesini 182 binden 707 bine çıkardık. Eskiden koğuş sistemiyle hizmet veren yurtlarımızı otel konforuyla donattık. Son iki yılda toplamda 84 bin 427 yatak kapasiteli 117 adet yükseköğrenim yurdunu hizmete aldık." bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim harçlarını kaldırırken, 18 yıl önce sadece 45 lira olan aylık burs-kredi miktarını 2018 yılında 470 liraya, 2019 yılında 500 liraya, bu yıl ise 550 liraya yükselttiklerini bildirdi.

Yüksek kapasiteli 39 modern stadyum inşası hedefinde, iki yıldaki 4 ilaveyle 26'ya ulaştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sporun tabana yayılması ve elit sporcu yetiştirilmesi için başlattığımız faaliyetlere son iki yılda 10 bin 500 gencimiz katıldı. Yine son iki yılda lisanslı sporcu sayısındaki artış yüzde 21, spor kulübü sayısındaki artış yüzde 16, özel spor tesisleri sayısındaki artış yüzde 23 olarak gerçekleşti. 2018-2020 yılları arasında tüm yaş gruplarımızdaki milli sporcularımız, katıldıkları uluslararası müsabakalarda 15 bin 573 madalya kazandı. Nereden nereye? Bu dönemde 74 yeni gençlik ve spor tesisini de hizmete aldık."

"SON İKİ YILDA TOPLAMDA 10 YENİ ŞEHİR HASTANEMİZİ HİZMETE SUNDUK"

Sağlıkta, tarihin en büyük reformuyla millete verilen hizmetlerin standardını dünya ortalamasının çok üzerine çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, sadece son iki yılda 10 yeni şehir hastanesini hizmete sunduklarını, bu hastanelerin Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent, Bursa, Başakşehir Çam ve Sakura, İstanbul Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ve Erzurum Şehir Hastaneleri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda hastane yatak kapasitesini 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitesinin ise 19 binden 148 binin üzerine çıkarıldığını belirterek, "378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımız bugün 1 milyon 101 bini geçti. 58 adet olan MR sayımız 909 adete, 323 adet olan tomografi sayımız bin 213 adete, 4 bin 891 adet olan diyaliz cihazı sayımız 18 bin adete yükseldi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımız 481 adetten 2 bin 985 adede, 618 olan ambulans sayısı 5 bin 437 adede ulaştı." dedi.

Erdoğan, geçmişte yaşanlardan örnekler vererek, "Hatırlayın o günleri, ambulanstan başka her şeye benziyordu. Ben bizzat yaşadım, ölüme gidiyordum. Bunları yaşadık biz. Onun için gelince 'Kapıya geleni çevirmeyeceğiz, çevirmeyeceksiniz.' dedik. Hamd olsun şimdi dönem böyle." ifadelerini kullandı.

Evde sağlık hizmetlerinden toplam 1 milyon 606 bin vatandaşın faydalandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Ayrıca, koronavirüs ile daha etkili mücadele için bin beşer yatak kapasiteli Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener ve Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum hastanelerini devreye soktuk. Bir özellikleri daha var, Yeşilköy'de havaalanına uçak iniyor, aynı şekilde Sancaktepe'ye uçak iniyor. Yürüme mesafesinde inip hemen hastaneye, acil duruma gelebiliyorsunuz. Ne düşünerek bunu böyle yaptık? Buralara icabında sağlık turizminde gelenler, rahatlıkla gelsin, geldiği zaman da buradan hemen ambulans alsın, hastaneye götürsün, tedavisini olsun, ondan sonra da ambulans uçakla hangi ülkeden geldiyse o ülkeye gitsin veya ülke içinde ülke içinde gideceği yere gitsin.

Ulusal anlamda, uluslararası anlamda Türkiye bunu yakaladı, bunu görsünler. Aynı şekilde Şam ve Sakura Hastenesi de bu özelliklere sahip. O da bu denli güzel, zaten helikopterler hemen tepesine inebiliyor, orada helportu var. Bütün bunlarla sağlık turizmindeki adımımızı da atıyoruz."

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin giriş ve çıkışlardaki sağlık kontrolleri için 8 sınır kapısına Sahra Hastanesi kurulduğunu belirterek, "Bugüne kadar 136 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini karşıladık." diye konuştu.

Çeşitli sebeplerle geçici olarak yurt dışında bulunan 138 ülkedeki 90 binden fazla vatandaşı, kurulan hava, kara ve deniz köprüleriyle Türkiye'ye getirdiklerini aktaran Erdoğan, "Bu vatandaşlarımızın sağlık kontrollerini yaparak, karantina süreçlerini takip ederek, gerektiğinde hastanelerde tedavilerini yürüterek, sağsalim ailelerine kavuşmalarını sağladık. Salgın döneminde tüm sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve en iyi şekilde verilmesini temin ettik." bilgisin verdi.

"HAKİM, SAVCI VE PERSONEL SAYISINI YÜZDE 177 ORANINDA ARTIRDIK"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalette ise milletin hak ve hukuk arayışına cevap verecek pek çok reformu hayata geçirdiklerini bildirdi.

2002 yılından bu yana hakim, savcı ve personel sayısının yüzde 177 oranında artırarak, yargıda insan kaynakları kapasitesini güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son iki yılda 5 bin 344'ü hakim ve savcı olmak üzere adalet hizmetlerinde görev yapmak üzere 24 bin 64 yeni personel alımı yaptık. Hatırlayın, geçmişte Adalet Sarayı diye bir şey yoktu. Maalesef merdiven altı hizmet diyebileceğimiz durumda adalet hizmetleri dağıtılıyordu. Biz, ne yaptık, Adalet Saraylarını getirdik ve bu Adelet Saraylarını yapmak suretiyle de artık hakimlerimiz, savcılarımız çok daha rahat, çok daha huzurlu hizmet verir hale geldiler.

Geçtiğimiz 18 yılda ilk derece mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 76, idari yargıda yüzde 32 artırarak mahkemelerin yükünü azaltmıştık. Son iki yılda 554 yeni mahkemeyi daha hizmete aldık. Adli yargı istinaf mahkemelerini ilk olarak 7 yerde faaliyete geçirdik, sonra bu sayıyı 15'e çıkardık. İdari yargı istinaf mahkemelerini de 2016 yılında yine 7 bölgede faaliyete geçirmiştik, bu sayıyı 8'e çıkardık. Böylece istinaf mahkemelerini güçlendirerek, Yüksek Mahkemelerin iş yükünü azaltmanın yanında, uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı şekilde çözülmesini sağladık."

Son 18 yılda yapılan 269 adet adalet hizmet binasının 38'ini son iki yılda inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, vatandaşların haklarına daha zahmetsiz ve az masrafla kavuşabilmesi için iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirdiklerini belirtti.

Erdoğan, "Son iki yılda arabulucuya giden dosyaların yüzde 63'ü başarıyla sonuçlandı. 2019 yılında kanunlaşan birinci yargı paketi ile temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla istinafta kesinleşen bazı suçlarda temyiz yolunu açtık." dedi.

Hakim ve savcı adaylığı mülakat kurulunun üye sayısını 5'ten 7'ye çıkararak daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturduklarını da ifade eden Erdoğan, infaz düzenlemesiyle, hem adaletin tecellisini hem de hükümlülerin topluma kazandırılmasını gözeten yeni bir sisteme geçtiklerini bildirdi. Erdoğan, "15 yıl kıdemi bulunan avukatların yeşil pasaport alabilmesini biz sağladık. Çoklu baro düzenlemesini de içeren ve avukatların kılık-kıyafetten baro keseneğine kadar pek çok haklarını hukuki güvence altına alan bir düzenlemeyi de geçtiğimiz hafta hayata geçirdik." diye konuştu.

ULAŞTIRMA
İlk etabı yılda 90 milyon yolcuya hizmet verecek İstanbul Havalimanı'nı devreye aldık. Tüm etaplar hizmete girdiğinde yolcu kapasitesi 200 milyona ulaşacak. Salgın dönemine rağmen iç ve dış hatlarda toplamda 65 milyon yolcu trafiği gerçekleşti. Ülkemize kazandırdığımız 30 havalimanın yanında Rize-Artvin havalimanı deniz üerinde yapılıyor. Yozgat, Bayburt-Gümüşhane havaalanları inşası sürüyor. Kanal İstanbul'un etüt çalışmalarını bitirdik. Bakanlarımızla görüşmeleri yaptık. Bu kanalın inşası için ihtiyaç duyulan mevzuat çalışmaları sürdürülüyor. Talipler artmaya başladı. Kanal İstanbul projemiz de tüm dünyaya örnek olacak. Her yönüyle Kanal İstanbul Karadeniz'i Marmara'ya bağlayan cazibe merkezi olacak. İstanbul trafiği için öneme sahip Gebze-Halkalı sistemini hizmete aldık. Yük trenleri Pekin'den Londra'ya kadar gitmeye başladı. Kuzey Marmara Otoyolu'nu bölüm bölüm hizmete açıyoruz. 398 km uzunluğundaki yolun kalan kısımlarını da tamamlıyoruz. İstanbul-İzmir otoyolu ile iki şehir arasındaki mesafeyi 3,5 saate indirdik. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün temelini 2018'de attık. Gümüşhane çevre yolları ile 9 adet tüneli hizmete açtık.

Türksat 5A uydusu, bu yılın üçüncü çeyreğinde yerde teslim alınacak ve dördüncü çeyrekte uzaya fırlatılacak. Yerli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz. Haberleşme ve servis modülü entegrasyon faaliyetleri tamamlanan Türksat 5B uydusu 2021 yılının ikinci çeyreğinde uzaya gönderilecek.

HIZLI TREN PROJELERİ
Marmara'yı çepeçevre saracak otoyolun önemli bir geçiş noktası olan 1915 Çanakkale Köprüsünün temelini 18 Mart 2018 tarihinde attık, yapımını süratle sürdürüyoruz. Önemli bir ulaşım güzergahı üzerinde yer alan Gümüşhane çevre yolları ile 16,8 kilometre uzunluğunda 9 adet tüneli hizmete açtık. Geçtiğimiz haftalarda 450 metre uzunluğu ve 165 metre yüksekliğiyle Türkiye'nin en yükseği olan Botan Çayı üzerindeki Beğendik Köprüsü'nü hizmete açtık. Avrupa ülkeleriyle yüksek standartlı demir yolu bağlantısını sağlayacak Halkalı-Kapıkule Demiryolu Hattının Çerkezköy-Kapıkule kesimiyle ilgili yapım sözleşmesi imzalandı. Proje tamamlandığında 229 kilometrelik uzunluğa sahip bu demiryolunda, saatte 200 kilometrelik hızla seyahat edilebilecek.

Yatırım tutarı 10,5 milyar lira olan projenin bitmesiyle Halkalı-Kapıkule arası seyahat süresi 4 saatten 1 saat 20 dakikaya, yük taşıma süresi ise 6,5 saatten 2 saat 20 dakikaya düşecek. Ankara-Eskişehir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya yüksek hızlı tren hatlarımıza, yolculuk süresini 2 saate düşürecek Ankara-Sivas hattını da ilave ediyoruz. Test sürüşleri devam eden bu hattın ilk kesimini yıl sonunda kadar milletimizin istifadesine sunmayı planlıyoruz. Ayrıca Ankara-İzmir yüksek hızlı tren hattı ile Konya- Karaman-Niğde, Mersin-Osmaniye-Gaziantep, Bursa-Bilecik hızlı tren hatları başta olmak üzere, halen inşası süren 3 bin 500 kilometrelik raylı sistem projemiz var. Hedefimiz 5 yıl içerisinde toplamda 5 bin 500 kilometre yüksek hızlı ve hızlı tren hattına ulaşmaktır. Dünyanın en güzel ilk 4 tren rotasından biri olarak kabul edilen Ankara-Kars arasındaki Turistik Doğu Ekspresini turizme açtık. Modernize edilmek için ulaşıma kapatılan Samsun-Sivas Demiryolunda da ticari deneme seferleri başladı. Dış ticarette talebin arttığı Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattına, ilave 3 bin 500 ton kapasite artışı sağlayacak Konteyner Aktarma Sistemi kurduk.

Raylı sistem araçlarının yerli imkânlarla üretilebilmesi için Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketini kurduk. Milli elektrikli trenin fabrika testlerini başlattık. Van Gölünde Ocak 2018'de faaliyete başlayan Sultan Alparslan Feribotu'nun ardından, İdris-i Bitlisi Feribotunu da tamamlayarak hizmete sunduk. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi USOM'u hizmete sunduk.


TÜRKSAT 5A BU YILIN DÖRDÜNCÜ ÇEYREĞİNDE TÜRKSAT 5B 2021 YILININ İKİNCİ ÇEYREĞİNDE UZAYA GÖNDERİLECEK
Türkiye'nin uydu haberleşme alanındaki kapasitesini artırmak, yörünge haklarını korumak ve daha geniş kapsama alanlarına sahip olmak için başlattığımız üç yeni uydu projesinde sona yaklaşıyoruz. Aralık 2019'da ilk enerji beslemesi yapılarak üretimi tamamlanan Türksat 5A uydusunda son testler devam ediyor. Uydu, bu yılın üçüncü çeyreğinde yerde teslim alınacak ve dördüncü çeyrekte uzaya fırlatılacak. Haberleşme ve servis modülü entegrasyon faaliyetleri tamamlanan Türksat 5B uydusu ise 2021 yılının ikinci çeyreğinde uzaya gönderilecek. Ülkemizin haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacak yerli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı ise 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz. İstanbul'un sembollerinden biri olacağına inandığım Çamlıca Televizyon-Radyo Kulesinin yapımı devam ediyor.
Ekonomimizin bağışıklık sistemini küresel türbülanslara karşı güçlendiriyor, art niyetli finansal girişimler konusunda önlemleri alıyoruz.
Vatandaşlarımızın tarihin en düşük maliyetli ve uzun vadeli finansmanıyla ev sahibi olabilmesini temin ettik. Bu sayede Haziran ayında tarihi bir rekorla, 200 binden fazla ailemizin ev sahibi olmasına imkan sağladık.
2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2019'da 5 katına çıkararak 180,8 milyar dolara ulaştırdık.

AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER
Aile, çalışma ve sosyal hizmetler; son iki yılda da en yoğun çalıştığımız, en çok icraatı gerçekleştirdiğimiz alanların başında geliyor. Sosyal yardımlarda kurumsal ve yapısal değişikliklere giderek, 2002 yılında 4 olan sosyal yardım programı sayısını 43'e çıkardık. İhtiyaç sahiplerine bütçeden ayrılan kaynağı da 2 milyar liradan 55 milyar liraya yükselttik. Son 18 yılda yaptığımız sosyal yardım tutarı toplam 356 milyar lirayı buldu. Salgın döneminde, sosyal koruma kalkanı çatısı altında vatandaşlarımıza 25,5 milyar lira nakit ödeme yaptık. Sadece kısa çalışma ödeneği kapsamında, çok büyük bir bölümü de salgın döneminde olmak üzere 3,7 milyon kişi için 14 milyar liranın üzerinde kaynak kullandık. Ücretsiz izne çıkartılan veya işini kaybeden 1,7 milyon vatandaşımıza yaptığımız ödeme tutarı da 2,8 milyar lirayı buldu. Son iki yılda 1 milyon 650 bin iş yeri ve 10 milyon 680 bin sigortalımız için 79,7 milyar lira tutarında destek verdik. Aktif iş gücü programlarımızla; son iki yılda toplam 980 bin kişi için 4,1 milyar liralık kaynak kullandık.

İşsizlik ödeneğinden son iki yılda; 1,8 milyon vatandaşımıza toplam 14,7 milyar lira tutarında ödeme yaptık. Ortalama 1,6 milyon işyeri için toplamda 19,7 milyar lira tutarında asgari ücret desteği verdik. 2019 yılında hayata geçirdiğimiz Sosyal Çalışma Programı kapsamında 20 bin 351 üniversite öğrencimizi ilk kez işgücü piyasasıyla tanıştırdık. Çalışanlarımızın haklarını koruma esasına dayanan gayretlerimizle, memur ve işçi sendikalaşma oranı yüzde 22 seviyesine yükseldi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda, yıllar sonra ilk defa geçtiğimiz yıl oy birliği ile asgari ücret kabul edildi. Asgari ücrette 2018-2020 yılları arasında yüzde 45 oranında artış sağladık. 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücreti bugün itibariyle, 2 bin 324 liraya çıkartarak, reel asgari ücreti yüzde 134 artırmış olduk. Böylece, asgari ücretin satın alma gücü paritesine göre sıralamasında, Avrupa Birliği üye ve aday ülkeleri arasında 13'ncü sıradan 8'nci sıraya yükseldik. İstihdama katılım oranının son 15 yılda yüzde 45'ten yüzde 53 düzeyine yükselmesi, ülkemizdeki istihdam piyasasının canlılığına işaret ediyor.

EMEKLİLERE YAPILAN ÖDEMELER
Son iki yılda İŞKUR kanalıyla 2,5 milyonu aşkın vatandaşımızı işe yerleştirdik. Hükümetlerimiz döneminde istihdamı artırmak için 18 ayrı sigorta primi teşviki, desteği ve indirimi uygulayarak, çalışanlarımıza ve işverenlerimize 213 milyar lira devlet katkısı sağladık. Yürüttüğümüz etkin mücadeleyle kayıt dışı istihdamı 23 puan düşürdük. Kayıt dışı istihdamın 1 puan düşürülmesi, ülke ekonomisine yılda yaklaşık 3,7 milyar lira katkıda bulunuyor. Emeklilerimiz, hep olduğu gibi, son 2 yılda da en çok desteklediğimiz kesimlerin başında geliyor. Geçtiğimiz yılın Ocak ayında en düşük emekli aylığını 1.000 lira olarak belirledik. Bu yılın Nisan ayında bu tutarı 1.500 liraya yükselttik.

Emeklilerimize, 2018 yılında 1.000 lira bayram ikramiyesi ödemesine başladık. Bugüne kadar geride bıraktığımız 5 Ramazan ve Kurban Bayramında emeklilerimize toplam 53,2 milyar lira ikramiye ödemesi gerçekleştirdik. Muhtarlarımızın sigorta primleri 2017'den bu yana devlet tarafından ödeniyor. Geçtiğimiz yıl, muhtarlarımızın sosyal güvenliğe ilişkin tüm bildirimlerini elektronik ortama taşıdık. Son 2 yılda geri ödeme kapsamına alınan ilaç sayısı 1.015'dir. Sosyal Hizmet Merkezlerimizin sayısını, son iki yılda 46 ilaveyle 344'e çıkardık. Yine 60'ı son iki yılda olmak üzere toplam 240 Aile Destek Merkezi milletimizin hizmetine sunduk.

KADIN KOOPERATİFÇİLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU
Aile Sosyal Destek Programımız ile 2020 Haziran ayı itibariyle 2 milyonun üzerinde hanede 5,2 milyon vatandaşımızla görüşme gerçekleştirdik. Aile Eğitim Programı ve Evlilik Öncesi Eğitim Programı eğitimleriyle son iki yılda toplam 1 milyon 132 bin kişiye ulaştık. Son iki yıldaki 8 ilaveyle toplamda 32'ye çıkan Sosyal Dayanışma Merkezlerimiz vasıtasıyla kadınlarımızı çok yönlü olarak destekliyoruz. Her alanda kadınlarımızın yanında olma anlayışıyla, 81 ilimizde "Kadın Kooperatifçiliği Çalışma Grubu" oluşturduk.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadın milletvekillerimizin 2002 yılında yüzde 4,4 olan oranı, 2020 yılında yüzde 17.45'e yükseldi. Şiddete karşı "Sıfır Tolerans" ilkesiyle çalışıyoruz. Artık 81 ilimizin tamamında var olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizde, son iki yılda, 303 bini kadın, 21 bini erkek, 35 bini çocuk olmak üzere toplam 360 bin kişiye hizmet verilmiştir. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında son iki yılda 1 milyonun üzerinde kişiye eğitim ve seminerler verildi. Kadın Konukevi sayısını da 8'den 145'e çıkartarak, 320 bin 500 kişiye hizmet verebilir hale getirdik.

BİZ BİZE YETERİZ KAMPANYASI
"Biz Bize Yeteriz" kampanyamızla, vatandaşlarımızdan 2 milyar lirayı aşan bir destek sağlandı.

Son iki yılda, yaklaşık 3,9 milyon aileye 3,5 milyon ton ısınma amaçlı kömür yardımı yaptık. Başımızın tacı olan yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin hem çeşidini artırıyor, hem kapsamını genişletiyoruz. Bu amaçla 2019 yılını Yaşlı Yılı ilan ettik. Ülkemizde, daha önce 63'ü kamuya, 22'si özel sektöre ait 85 huzurevinde 6 bin 732 yaşlıya hizmet verilebiliyordu. Son iki yılda açılan 8 huzureviyle birlikte bugün 179'u kamuya, 248'i özel sektöre ait toplam 427 huzurevinde 27 bini aşkın yaşlımız hizmet almaktadır.

Salgın süresince dünyadaki yaşlı bakım kuruluşlarında ölüm düzeyi yüzde 30-80 arasında seyrederken, ülkemizde bu oran yüzde 4'te kaldı. Bir diğer önemli hizmetimiz olan engellilere yönelik Evde Bakım Uygulamasından 535 bin vatandaşımız yararlanıyor.

Son iki yılda engellilerin evde bakımı için 17 milyar lira ödeme yaptık. Engelli memur sayımızı, yaklaşık 10 katlık artışla 5 bin 777'den 57 bin 408'e yükselttik. Son iki yılda 3 bin 507 engellimiz, aday memur olarak kamuya yerleştirildi. Milletimizin 15 Temmuz şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz için verdiği yardımların etkin şekilde kullanımı amacıyla Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfını kurduk. Salgınla mücadele döneminde bu vakıf kaynaklarından, her ay şehit yakınlarımıza ve gazilerimize 1.000'er lira nakdi destek sağladık.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK
Çevre ve şehircilik; her dönemde en çok hizmet gerçekleştirdiğimiz alanlardan biridir. Bu kapsamda son iki yılda 23 millet bahçemizi vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Halen 72 ilimizde, 208 millet bahçesi için yaklaşık 45 milyon metrekare alanda çalışmalarımız sürüyor. Hedefimiz 2023'e kadar tüm illerimizde en az bir adet millet bahçesi yaparak, 81 milyon metrekareye ulaşmaktır. Afet riski altındaki yapı ve alanların dönüşümü, hayati önemde gördüğümüz çalışmalarımızdan biridir. Tehlike düzeyi yüksek alanlara öncelik vererek, 58 ilimizde, 259 adet "Riskli Alan" ile yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 61 ilimizde "Rezerv Yapı Alanları" belirledik. Can güvenliği tehlikesi olduğunu belirlediğimiz 1 milyon 394 bin bağımsız birimde ikamet eden 5 milyon vatandaşımıza, dönüşüm çalışmaları için 14,7 milyar lira destek sağladık.

Ülkemiz genelinde 658 bin adet bağımsız bölüm, 'Riskli Yapı' statüsünde yenileniyor. Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümü için de son iki yılda projelendirdiğimiz 10 bin işyerinden 1.420 adedini tamamladık, 3 bin 422 adedinin yapımı sürüyor. Geçtiğimiz yıl 150 bin konutluk iki ayrı "Sosyal Konut Kampanyası" başlattık. Mart ayında düzenlendiğimiz ilk kampanyayla 67 ilde, 140 projede, 50 bin sosyal konutun kura çekimleri tamamlandı, hak sahipleri belirlendi. Bunlardan 45 bin konutun ihalesi yapıldı, 7 bin 679 konutun proje çalışmaları devam ediyor. Aralık 2019 tarihinde başlattığımız ikinci kampanyayla 81 ilde ve 100 bin konutun yapılmasını planladık. Bu kampanyanın ihale ve proje çalışması sürüyor.

Elazığ ve Malatya'da etkili olan 24 Ocak'taki depremin ardından süratle depremzedelerin yaralarını sardık, mağduriyetlerini giderdik. Deprem konutlarının bir kısmını tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalar hızla sürüyor. Geçtiğimiz yıl Trabzon-Araklı, Bolu, Bursa'da, bu yıl Rize ve Artvin'de meydana gelen sel felaketlerinin ardından da afetzedelerin yaralarını hızla sardık.

Doğal afetlere karşı etkin ve hızlı çözüm üretme konusunda, hamdolsun ciddi mesafeler kat ettik. 2018 yılında uygulamaya aldığımız imar barışıyla, vatandaşlarımızı mülkiyet sıkıntısı yüzünden devletiyle davalı olmaktan kurtardık. "Sıfır Atık Projesi" kapsamında bugüne kadar 44 bin kurum ve kuruluş binasında Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurduk. Çevre kirliliğinin önlenmesi için plastik poşeti ücretli hale getirdik. Bu uygulamanın ardından 2018 yılında yıllık 440 adet civarında olan kişi başı plastik poşet kullanımı, geçtiğimiz yıl kişi başı 110 adede geriledi. Türkiye genelinde 1.107 atıksu arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yüzde 86,7'sine atıksu arıtma hizmeti verilirken, son iki yılda atıksu arıtma tesisi sayısı 1.148'e, hizmet verilen nüfusu da yüzde 87,4'e ulaştırdık.

TARIM VE ORMANCILIK
Tarım ve ormancılıkta; ülkemizi kendi kendine yeterli olmanın ötesinde çok önemli bir ihracatçı haline getirmek için çalışıyoruz. Son 2 yılda toplam bitkisel üretimimiz 8 milyon ton ilave artışla 123 milyon tona yükseldi. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz projeler ve başlattığımız uygulamalar sayesinde, tarımsal hasılamızı yüzde 45 artışla 275 milyar liraya çıkardık. Tarımsal ihracatımızı son 2 yılda 1 milyar dolar ileriye taşıyarak 18 milyar dolara yükselttik. Çiftçimize verdiğimiz desteği son 2 yılda yüzde 52 artırarak 2018 yılında 14,5 milyar liraya, 2019 yılında 16,1 milyar liraya, 2020 yılında ise 22 milyar liraya çıkardık. Sözleşmeli tarımsal üretimde devrim niteliğinde bir proje olan "Dijital Tarım Pazarı" projesini hayata geçirdik.

ATADAN TORUNA TOHUM SEFERBERLİĞİ
"Coğrafi İşaret Tescili" için başvuran 112 tarım ve gıda ürünümüzün daha belge almasını sağlayarak, bu kapsamdaki ürün sayımızı 387'ye ulaştırdık. Ekilmeyen hazine arazilerini üretime kazandırmak amacıyla, 24 ilimizde çiftçilerimize tohumun yüzde 75'ini hibe olarak verdik. Sertifikalı tohum üretimini yüzde 7 artırmak suretiyle 1 milyon 134 bin tona ulaştırdık. Milli ve yerli tohumculukta "Atadan Toruna Tohum Seferberliği"ni başlattık. Hayvancılık desteklerini yüzde 78 artışla 3,7 milyar liradan 6,6 milyar liraya çıkardık. Son iki yılda bu amaçla 13 milyar lira destek ödemesi yaptık. Böylece, büyükbaş hayvan varlığını yüzde 4 artırarak 17,9 milyona, küçükbaş hayvan varlığını yüzde 5 artırarak 48,5 milyona yükselttik.

Süt üretimi yüzde 4 artışla 23 milyon tona, kırmızı et üretimi yüzde 7 artışla 1,2 milyon tona ulaştı. Su ürünleri üretimimizi artırmak ve balıkçılarımızın haklarını korumak için Su Ürünleri Kanununda değişiklik yaparak, kaçak avcılığı engelledik. Üretimini yüzde 33 gibi rekor bir artışla 837 bin tona ulaştırdığımız su ürünlerinde, 2023 hedefi olan 1 milyar dolarlık ihracat rakamını, 2019'da yakaladık.

Vatandaşlarımızın güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşması için gıda denetim sayısını yüzde 8 artırarak yıllık 1,2 milyonun üzerine çıkardık. Toplam 5 bin kırsal kalkınma projesine 1,6 milyar lira hibe verdik. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını 23'ten 41'e yükselttik.

"SON İKİ YILDA 68 BARAJ YAPILDI"
Türkiye'nin en büyük jeotermal kaynaklı Sera Organize Sanayi Bölgesinin kuruluş işlemlerini İzmir-Dikili'de tamamladık. Son 2 yılda 404 bin hektar alanda 600 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Sadece "Geleceğe Nefes" kampanyasında 13,8 milyon fidan dikilmesini temin ettik. Orman yangınlarıyla mücadele kapasitemizi güçlendirdik. Yangınları izleme amacıyla İHA kullanmaya başladık. Bu yıl, üç kat daha fazla su taşıyan amfibik uçakları hizmete aldık. Korunan Alan kapsamına son iki yılda 47 yeni yeri dahil ettik.

Yine son iki yılda 68 barajın, 45 gölet ve bendin, 52 hidroelektrik santralinin yapımını tamamladık. Depolama hacmi bakımından ülkemizin en büyük üçüncü barajı olan Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ilısu Barajı Hidroelektrik Santrali'nde elektrik üretimine başladık. İnşa ettiğimiz tesislerle 159 bin hektar alanı sulamaya açtık, 34 adet içme suyu, 3 adet atık su tesisi, 267 taşkın koruma tesisini hizmete aldık.

Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme hizmetleri kapsamında 1,2 milyon hektar alanın tescilini bitirdik. Ülkemizde sulama yapılabilecek yeni tarım arazileri oluşturmak için çalışma başlattık.

(HAZİNE VE MALİYE)
Hazine ve maliye, son yıllarda ülkemizin en çok mücadele verdiği alanların başında geliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimizin göreve başlamasının hemen ardından ekonomimiz, kur saldırılarının ve yaptırımların hedefi oldu. Bu saldırıların etkileri ile mücadele kapsamında, ekonomimizin bağışıklık sistemini, küresel türbülanslara karşı güçlendiriyoruz. Spekülatif ve art niyetli finansal girişim konusunda önlemlerimizi alıyoruz. Katma değerli, istihdama ve ihracata dayalı üretimi önceleyen bir ekonomik işleyişi yerleştirmeye çalışıyoruz.

Özel sektör için uzun vadeli, ucuz ve sürdürülebilir finansman modellerine sahip bir ekonomi hedefliyoruz. Orta Vadeli Programı, bütüncül bir yaklaşım ile "Yeni Ekonomi Programı" olarak kurguladık. Bu programın ilk döneminde "enflasyon-kur-faiz" sarmalına karşı tedbirleri geliştirdik. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya karşı, tüm sektörlerden 2 bin 700'ün üzerinde firmanın en az yüzde 10 indirim taahhüdü ile "Enflasyonla Topyekun Mücadele" programını hayata geçirdik.

SWAP piyasasında aldığımız önlemlerle, Türk Lirasına karşı art niyetli girişim kanallarını tıkadık. BİST Swap Piyasası vasıtasıyla, Türk bankalarının kendi aralarındaki döviz işlemlerini, yabancı bankalara gerek kalmaksızın yapabilmelerine imkan sağladık. Türk Lirası'nın faizinin yurt dışında değil, ülkemizde belirlenmesi için BİST çatısında Türk Lirası referans faizi dönemini başlattık.

(ÖTV VE KDV İNDİRİMLERİ)
Sektörlere sağladığımız finansman desteklerine ilaveten, tüketici maliyetlerini düşürmek için otomobil, mobilya, konut ve beyaz eşyada ÖTV ve KDV indirimleri yaptık. KOBİ'lerimizin alacaklarını Devlet Destekli Alacak Sigortası ile garanti altına aldık. Özellikle kış aylarında sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın önüne geçmek için Ziraat Bankamız aracılığı ile Sera Finansman Paketini devreye aldık. KDV iadelerini, 10 iş günü içinde yüzde 50'sini gerçekleştirecek kadar hızlandırdık. Katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı üretim modeli hedefimiz kapsamında, hammadde ve ara malı imalatı, makine imalatı ve tarım alanlarını içeren 40 milyar liralık İVME paketini uygulamaya geçirdik.

Kur saldırısı sonrası normalleşme dönemini, enflasyon ve faizle mücadelede eşine az rastlanır bir başarı ile kapattık. Bu dönemde yüzde 24'e kadar çıkan Merkez Bankası Politika faizi, 8.25 seviyesine indi. Yüzde 35'lere yükselen piyasa faizlerinde de yüzde 8 bandına kadar gerileme sağladık. Aynı şekilde, iç borçlanma faizini yüzde 25'ten yüzde 9,72'ye ve dış borçlanma faizini yüzde 7,5'dan yüzde 4,45'e kadar gerilettik.

Spekülatif ataklarla yüzde 25'in üzerine çıkan enflasyonu yeniden tek hanelere kadar indirdik. Vatandaşlarımızın tarihin en düşük maliyetli ve uzun vadeli finansmanıyla ev sahibi olabilmesini temin ettik. Bu sayede Haziran ayında, tarihi bir rekorla, 200 binden fazla ailemizin ev sahibi olmasına imkan sağladık. Salgın sürecinde 12,2 milyon vatandaşımıza 43 milyar lira, yaklaşık 1,3 milyon esnafımıza 30 milyar lira, 207 bin 450 firmamıza 163 milyar lira finansman tahsisi yaptık. Yerli sermayeli kredi derecelendirme şirketini faaliyete geçirdik. Yatırımları daha fazla desteklemek için Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasını yeniden yapılandırdık.

DÖVİZLİ BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için Dövizli Bireysel Emeklilik Sistemi uygulamasını başlattık. Vergi kayıp ve kaçağı ile kayıt dışıyla mücadele için Risk Analizi Genel Müdürlüğü kurduk. Mükelleflerin haklarına yönelik başvuruları değerlendirmek üzere de Mükellef Hakları Kurulu oluşturduk. Zor dönemde BİST'in vatandaşlarımıza verdiği güven ile borsadaki katılımcı sayısını yaklaşık 1,5 kat artırarak 1,5 milyonun üzerine çıkardık. 2018 yılında 85 milyar, 2019 yılında 60 milyar kredi kefalet desteğini hayata geçirdik. 2020 yılında kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek kaynak tutarının üst sınırını 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkardık. Salgın sürecinde 29 milyar lira tutarında vergi ödemesi ile 40 milyar liralık SGK-BAĞ-KUR prim ödemesini erteledik, işverenlerimize nefes aldırdık.

TİCARET
Ticarette; ihracatımızı destekleyecek, ithalatı azaltacak, cari dengeyi açıktan fazlaya çevirecek bir stratejiyi hayata geçirdik. Bu kapsamda, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımızı, 2019 yılında 5 katına çıkararak 180,8 milyar dolara ulaştırdık.

Son iki yılda değer bazında toplam 346,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Önceki 24 ay ile kıyaslandığında son iki yılda ihracatımız toplamda yüzde 6,5 oranında artış göstermiştir. Aynı dönemde dış ticaret açığımız yüzde 53,7 oranında azalmış, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 84,1 seviyesine çıkmıştır.

İhracata yönelik mevcut ve yeni destek paketleriyle, ihracatçılarımıza son iki yılda toplam 6,1 milyar lira destek sağladık. Türk Eximbank bu dönemde 57,3 milyar doları kredi ve 32,9 milyar doları sigorta olmak üzere, ihracatçılarımıza toplam 90,2 milyar dolar tutarında destek verdi. İhracatımızın daha geniş bir tabana yayılmasını sağlayabilmek amacıyla kadın ve genç girişimcileri harekete geçirmekten il bazlı potansiyel tespitine kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Potansiyel üretici-ihracatçı firmaların il bazında tespit etme projemizi 40 ilde tamamladık, kalan 41 ilimizde de uyguluyoruz.

Bu firmaları yeni ve sürekli ihracatçılar haline dönüştürmeyi hedefliyoruz. İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak için son iki yılda 11 bin 655 iş insanımıza yeşil pasaport vererek, pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu açtık. Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi ve Elektronik Ticaret Bilgi Platformunu hizmete açarak, ülkemizin ilk e-ticaret verilerini açıkladık. 2019 yılı itibarıyla e-ticaret hacmi 136 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.

ESNAF VE SANATKARLARA DESTEK
Esnaf ve sanatkârlarımız, hem toplum yapımızın, hem de ekonomimizin bel kemiğidir. Son iki yılda toplam 1 milyon 187 bin esnaf ve sanatkâra toplam 62,5 milyar lira faiz indirimli kredi kullandırdık. Bu desteklerden yararlanan esnaf sayısında yüzde 197, kredi miktarında ise yüzde 113 artış olduğunu görüyoruz.

Yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretim ve ihracatı teşvik amacıyla İstanbul'da "Bilişim İhtisas Serbest Bölgesi" kurduk. Yerli sanayimizi korumak ve üretim kapasitemizi artırmak amacıyla, toplam ithalat rakamı 34,2 milyar dolar olan 5 bin 105 adet ürüne ilave vergi getirdik.

TEMASSIZ TİCARET
Temassız ticaret yöntemini geliştirerek, salgın sürecinde Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Irak ve İran'la olan ticaretimizin kesintisiz sürmesini sağladık. Lisanslı depolardaki ürünlerin tek bir platform üzerinden alınıp satıldığı Türkiye Ürün İhtisas Borsasını faaliyete geçirdik. Lisanslı depo sayımızı son iki yılda 57 adet artırarak 110'a ve lisanslı depo kapasitesini 3,2 milyon ton artışla 5,7 milyon tona ulaştırdık.

2019 yılında Sarp, Kapıköy ve Çobanbey gümrük kapılarını, 2020 yılında da Öncüpınar, Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük kapılarını modernize ettik. Tasfiyelik eşyaların tüm vatandaşlarımızın katılabildiği e-ihale yöntemiyle ve online olarak satışına başladık. Bu yöntemle son iki yılda 596 milyon lira tutarında gelir elde ettik. Son iki yılda, önceki döneme göre yüzde 21'lik artış 6,2 milyar lira değerinde kaçak eşya yakalandı.

Rekabet Kanunu ile Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu çıkardık, Elektronik Çek ve Bono Kanunu Teklifini son aşamasına getirdik. Sanayi ve teknolojide; özel sektör, kamu kurumları ve akademiyle istişare içinde hazırladığımız 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisini kamuoyuna açıkladık. Salgın döneminde, sanayimizin kabiliyeti ve kapasitesi sayesinde ihtiyaç duyduğumuz ürünleri kolayca üretebildik.

Bunun da ötesinde, sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirdik, küresel rekabet iddiamızı ortaya koyduk. Rekor sürede ürettiğimiz yerli yoğun bakım solunum cihazıyla, hem ülkemize, hem de dünyaya nefes olduk. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanındaki projelerimiz, yurt dışında yapılan çalışmaların ötesinde bir vizyona sahiptir.

BATI'YA SEÇİM TEPKİSİ
Bugünlerde Suriye'de bir seçim yapıyorlar. Sözde seçim. Böyle seçim mi olur? Nerede dünyanın 'demokrasi, demokrasi' diyen ülkeleri? Demokraside ileri olduğunu söyleyenler, BM; kalkıp da 'Ne yapıyorsunuz' diyen yok, vatandaş eli mahkum oyunu kullanıyor. Hiçbirinin ağzından bir kelam çıkıyor mu? Siz ne yapıyorsunuz diyen var mı? Böyle seçim mi olur. Hani o tek parti döneminde yaşandığı gibi. Bunlar da aynısını yapıyor. Bin yıllık komşumuz ve kardeşimiz olan Suriye halkı özgürlüğe, huzura, güvene kavuşana kadar bu ülkede kalmaya devam edeceğiz.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.