BÜYÜK bir nüfusa sahip İran'ın, hem nükleer teknoloji elde etmek için kurduğu tesisler ve füze teknolojisine yaptığı yatırımlar hem de yayılmacı politikalarını uygulamak için çevre ülkelere yerleştirdiği silahlı güçleri ile yürüttüğü vekalet savaşları nedeni ile İsrail için baş ağrısı oluyordu. İsrail'in tarihi boyunca ne yaparsa yapsın batılı hükümetler ve kamuoyunda desteği hiç eksilmemişti. Ancak Gazze'de yaptığı soykırım bir dönüm noktası oldu.

NETANYAHU NEFES ALDI
HÜKÜMETLER bir bir İsraile cephe almaya başladı. Batıda İsrail karşıtlığı hat safhaya ulaştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu'nun yargılandığı davadan hüküm giymek üzere olduğu ve kabinesinin dağılmasına ramak kala yaptığı İran saldırısı kendisine nefes aldırdı. Yargılanmasını öteledi ve kabineyi bir arada tuttu. Batıda ortak düşman olarak görülen İran'a saldırarak en azından bazı batılı hükümetlerin desteğini aldı. İsrail'in ABD ve İngiliz desteğiyle İran'a karşı başlattığı saldırı, vadedilmiş toprakları kapsayan Büyük İsrail projesinin safhalarından birinin daha uygulamaya konulması olarak yorumlanıyor.

ÖZERK BÖLGE PLANI VARDI
İSRAİL ile İran arasındaki savaşı Güvenlik ve Strateji Uzmanı Erhan Çalışkan, Yeni Asır okurları için yorumladı. İsrail'in önce Lübnan'ı ve Ürdün'ü iç savaşlarla takatsiz hâle düşürdüğünü belirten Çalışkan, "Mısır'ı iktidara taşıdığı askeri diktatörler vasıtası ile itaatkar hâle getirdi. Daha sonra kimyasal silah bahanesi ile ABD'ye Irak'ı işgal ettirdi. Işid Terör örgütünü kullanarak da Suriye'yi istikrarsızlaştırdı. Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de kurdurduğu
PKK-PJAK-YPG terör örgütleri ile hem bu ülkelerin kaynaklarını tüketirken hem de gelişip güçlenmelerini engelledi. İsrail'in şip Tebriz ve Urumiye'yi bombalaması Türkiye'ye mesaj olarak okundu. Bir sonraki hedefin Türkiye olacağının altını çizmekte fayda var. İsrail'in kara sınırı bulunmayan İran'da, PKK'nın İran kolu PJAK ile Suriye kolu YPG'yi birleştirerek İran'da bir özerk bölge yaratma hazırlığı içinde olduğu düşünülüyor" dedi.
SALDIRIYI ÖNE ÇEKTİLER
GÜVENLİK ve Strateji Uzmanı Erhan Çalışkan, İsrail'in başından beri bilinçli olarak hareket ettiğini, bir değil birden çok amaçla bu harekata başladığının altını çizdi. İsrail'in nükleer silah elde edeceğini bahane ederek hem nükleer tesisleri hem de füze üretim tesislerini vurduğunu söyleyen Çalışkan, "İsrail, ambargolar nedeniyle güçlü bir Hava Kuvvetine sahip olamayan İran'ın hazırlıklarını biliyordu. İran'ın en güçlü silahı olan süpersonik füze sayısını 2026 yılından itibaren 4 kat artırarak 8 bin adede çıkaracağını öğrenen İsrail, bu kadar füze ile başa çıkamayacağını bildiği için bir yıl öncesinden saldırı hazırlıklarına başladı" değerlendirmesinde bulundu. MOSSAD ajanlarının cirit attığı İran'da tüm komuta kademesi ve uranyum üretiminde çalışan tüm bilim adamları ilk dalga saldırıda öldürüldü. Yerlerine atanan komutanlardan bazıları da öldürüldü. İran ordusunun komuta kademesindeki tecrübe ve bilgi birikiminin birkaç gün içerisinde yok edildiğini belirten Çalışkan, İsrail ve ABD'nin PKK'nın Suriye kolu YPG'yi İran'a geçirmek üzere hazırlık yaptığını, YPG'nin Irak sınırında yığınak yapmaya başladığını ifade etti.
BÜYÜK İSRAİL PROJESİ
ÇALIŞKAN, "İsrail, İran'ın Hava kuvvetlerini tamamen yok ederek Irak ve Suriye'de yaptığı gibi uçuşa yasak bölge ilan ederek terör örgütlerine alan açmayı planlıyor. Eş zamanlı olarak İran'da başlayacak bir halk ayaklanması planlayarak hükümeti düşürmek ve ortaya çıkan çatışma ortamında PJAK-PKK-YPG üçlüsüne İran'da bir Kürdistan kurdurmayı amaçlamaktadır. İsrail'in stratejisi, çevresindeki büyük ülkelerin kendisine karşı güçlü bir ordu çıkarmasını engellemek için ülkeleri küçük parçalara bölmeye ve bu küçük ülkelerin elindeki toprakları daha sonra Büyük İsrail projesi kapsamında bu taşeron ülkelerin elinden almaya dayanmaktadır. Ayrıca, hava savunma sistemi Demir Kubbe'de oluşan hata sonucu geçtiğimiz gün kendi topraklarını vuran İsrail, önümüzdeki günlerde buna benzer bir şekilde Mescid-i Aksa'yı da vurursa şaşırmayın" şeklinde konuştu.

"HALK AYAKLANMAYACAK"
İRAN'DA Türkiye'nin desteklemediği bir halk ayaklanmasının bugün gerçekleşmesi ihtimalinin çok zor olduğunu dile getiren Çalışkan, "Ancak İsrail'in satın alacağı Generallere darbe yaptırması en yakın olasılıklar içerisinde görülüyor. PKK-YPG'nin PJAK'a destek olmak için Irak topraklarından geçişine engel olmak da Türkiye için bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. Bir yıl öncesinden bu olayları görüp PKK'ya silah bıraktıran, Irak ile ortak harekat merkezi kuran Türkiye'nin neler yaptığını ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli'nin beka sorunu dedikleri şeyin ne olduğunu Türkiye'nin olayları takip eden değil ön alan pozisyona geçtiğini görmek hepimizi gururlandırıyor. Sanırım muhalefet henüz bunu kavramış değil" diye konuştu.

