Eskişehir'deki yangın söndürme çalışmaları sırasında şehit olan 10 kahramanın acı haberi Türkiye'yi yasa boğdu. Korkusuzca alevlerin arasında dalan 5'i orman işçisi, 5'i AKUT gönüllüsü şehitlerin hikayeleri ise, yürekleri sızlattı.
HÜRJET'İN BAŞMÜHENDİSİYDİ
AKUT gönüllüsü Muharrem Can'ın, TUSAŞ'ta mühendis olduğu ve 6 Şubat depremlerinde de görev aldığı ortaya çıktı. Muharrem Can'ın, TUSAŞ'ta önemli projelerde yer aldığı belirtilirken, jet eğitim uçağı HÜRJET'in de başmühendislerinden olduğu öğrenildi. TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu da taziye mesajında, "Eskişehir'de çıkan yangına müdahale esnasında şehit olan HÜRJET başmühendislerimizden çalışma arkadaşımız Muharrem Can'a ve tüm şehitlerimize Allah'tan bir kere daha rahmet, aile ve sevdiklerine sabır ve baş sağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.

"HER ZAMAN EN ÖNDE GİDERDİ"
SÖNDÜRME çalışmalarına destek olmak için yangın bölgesine Ankara'dan giden AKUT gönüllüsü Bayram Eren Arslan da Yeşil Vatan için şehit düştü. Endüstri mühendisi Bayram Eren Arslan'ın babası Gürsel Arslan, Ankara Adli Tıp Kurumu önünde beklerken gözyaşlarına boğuldu. Taziyeleri kabul eden Gürsel Arslan, oğlunun 15 yıldır AKUT gönüllüsü olduğunu, aynı zamanda Türk Hava Kurumu'nda çalıştığını, okullara giderek çocuklara model uçak eğitimi verdiğini söyledi.
DUMANDAN ZEHİRLENDİ
GÜRSEL Arslan, "Yaklaşık 15 senedir AKUT'a gidiyor. Orada drone kullanıyordu. Depreme gitti. 1,5 ay depremde kaldı. Hep en önde giderdi. Geldiğinde elleri mosmordu, artık tırnakları yoktu, uçları yoktu. Oğlum 'gitme' dedim. Bir hafta sonra tekrar gitti. Biz televizyondan izliyoruz 'AKUT görevlileri iyi' diyoruz ama ben burada dokuz doğuyorum, 'bina yıkılır, şu olur, bu olur.' O kadar çok korkuyordum ki. Bir yerde de gurur da duyuyorsun tabii" dedi.
Olayı duyunca Eskişehir'e gittiğini belirten Gürsel Arslan, "Arkadaşlarıyla ters rüzgarda kalmış. Dumandan zehirlenmiş. Ondan sonra da yanmış. Doktorlar göstermedi, gülen yüzüyle kaldı" diye konuştu. Oğluyla tatil planları yaptıklarını belirten acılı baba, ""Bodrum'a tatile gidecektik. Kızım 'Baba niye ağlıyorsun, ağabeyim o kadar insanı kurtardı, o kadar hayvan kurtardı, o kadar çiçekleri kurtardı cennete gitti, şehit oldu ağabeyim' dedi. Hep insanlara bir şey yapardı" ifadelerini kullandı.

DOĞA SEVGİSİYLE İŞ DEĞİŞTİRDİ
Şehit olan ormancı Eyüp Dereli'nin ise ardında eşi ve iki çocuğu kaldı. Dereli'nin, 5 yıl önce belediyedeki dozer operatörlüğünden doğaya olan sevgisi nedeniyle ormancılığa geçtiği öğrenildi. 37 yaşındaki Dereli'nin, babaevinin olduğu Çamlıca Mahallesi'ndeki evinin önüne taziye çadırı kuruldu. İkiz kardeşi Faik Dereli, gözyaşlarıyla taziyeleri kabul ederken, Eyüp Dereli'nin ağaçları ve ormanı çok sevdiğini, görevini bu nedenle gururla sürdürmeye çalıştığını söyledi.

AYNI GÜN İŞE BAŞLAMIŞLARDI
Alevlerin arasında kalarak hayatını kaybeden 10 kişiden Denizlili orman işçileri Hilmi Şahin (23) ile Sercan Ütni'nin (26), 3 yıl önce aynı tarihte göreve başladıkları ortaya çıktı. Aynı gün hayatını kaybeden ve bekar olan iki mesai arkadaşının nöbet sırasında kaldıkları koğuşlardaki yataklarının üzerine Türk bayrağı serildi.

Ormancı Muhammet İlke büyük acı yaşadıklarını belirtip, "Çok üzüldük, canımız yanıyor, içimizde feryatlar kopuyor. İki arkadaşımız da çok iyiydi. Yeşil vatanı korumak için canlarını verdiler" dedi. Şehit olan Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyip Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan ve Alperen Özcan'ın naaşları, işlemlerinin tamamlanmasının ardından ailelerine teslim edildi.

