Bu şehirde kazandığımızı bu şehir için harcıyoruz


İzmir'de 4 yılda markalaşan Folkart'ın sahibi Mesut Sancak, Bayraklı'da kentin 45'er katlı ilk ikiz kulelerini dikmeye hazırlanıyor. Sancak, Altay'a sponsor olarak spora da destek veriyor
"İstanbul'un Maslak bölgesi neyse İzmir'in de Maslak'ı Bayraklı olacak. İzmirli işadamlarının girişimci yanı biraz zayıf. Yeni şeyler denemeye tereddütleri var"

GÜLENGÜL USLU
İzmir'de dört yıl gibi kısa bir sürede marka olmayı başaran Folkark İnşaat'ın sahiplerinden Mesut Sancak'ın ismini artık duymayan yok. Genç yatırımcı şimdilerde Bayraklı'da inşaatına başlayacağı 'İkiz Kuleler'le adından söz ettiriyor. Türkiye'nin en eski ve İzmir'in güzide futbol kulübü Altay'a da sponsor olarak büyük övgü alan Folkart İnşaat, her geçen gün dev adımlarla ilerliyor. İzmir'deki oluşumlara, sanata ve spora sürekli destek veriyor.
Mesut Sancak'la Çeşme'deki evlerinde buluştuk. Genç yaşta anne baba olan Mesut Sancak ve güzel eşi İnci hanımla keyifli bir sohbetin içine daldık. Oğulları Kerem, Fırat ve Tarık'la İzmir'de kendilerine kurdukları dünyada murtlu bir aile tablosu çizen Sancak ailesi sizlerle...
Sohbete sizin küçük bir özgeçmişinizle başlayalım...
Ben 1972 Siirt doğumluyum. 10 yaşına kadar Van'da yaşadım. Daha sonra İstanbul'da sürdü yaşamım. 8 yaşında çalışmaya başladım. Hem okula gidiyordum hem çalışıyordum... 15 yaşındayken 300 personeli olan bir şirketin personel müdürüydüm. 23 yaşındayken genel müdürdüm. 27 yaşındayken Hedef Allians'ın bir bölgesinin bölge direktörüydüm.
Çok hızlı yol almışsınız.. Koç burcu musunuz?
Evet. Koç burcuyum. Ben aslında burçlara pek inanmazdım ama 'Koç'un özelliklerine bakınca gerçekten bana çok uyduğunu görüyorum. Zor şeyler yapmayı ve başarmayı seviyorum. En iyisini yapmak ve hep ileriye gitmek istiyorum. Eğer bir işte fark yaratamıyorsanız ben o işi yapılmış saymıyorum.
Adınızı ilk kez 2006'da Narlıdere'de yapımına başladığınız Folkart evleriyle duymuştuk. Sektörün sancılı olduğu bir dönemde yatırım olarak İzmir'i seçmenizin sebebi neydi?
Bizim asıl işimiz sağlık sektörü. Hedef Alyans isimli ilaç dağıtım şirketinin Türkiye'deki pazar payı yüzde 40'ın üzerinde ama Ege'de yüzde yirmiler civarındaydık. Yani bu bölgede çok iyi değildik. Aileden birisinin buraya gelip işleri toparlaması gerekiyordu. O görev de bana verilmişti. İzmir'e aslında 1.5 yıllığına gelmiştik ancak dönme zamanı geldiğinde dönemedik. İstanbul'a dönmek istemedim. İnşaat sektörüne ayrı bir merakım vardı... Sürekli izliyordum.

MASLAK GİBİ
Yani inşaat sektörüne ilk İzmir'de girdiniz...

Evet, Folkart olarak ilk İzmir'de girdik. Aslında bu benim baba mesleğim. 20 yıl boyunca inşaat sektörüne biraz ara verip ilaç sektörüne ağırlık vermiştik. Ailede bu işi tekrar başlatmak bana nasip oldu. İzmir sevdasından dolayı burada başladık diyebilirim. Bunun yanı sıra, yaptığımız araştırmalar neticesi İzmir'de lüks konut alanında bir açık olduğunu fark ettik. İlaç işiyle ilgili tüm Türkiye'yi çok gezdim... İzmir'e ilk geldiğimizde denizi ve yeşili göreceğimiz bir ev arayışına girdik. Ama samimiyetimle söylüyorum, çok aradık ama bulamadık. Bu fikir biraz da buradan çıktı. Özellikle site olayı İzmir'de çok fazla yoktu. Yani bu kapsamda lüks site pek yoktu. Bu açığı görmem de biraz vesile oldu. Hep beraber burada kalmaya karar verdik. Bu şirketi kurduktan sonra Folkart markasıyla Narlıdere'de ilk projemize başladık. Daha sonra Mavi Şehir'de bir projeye başladık. Şimdi de Bayraklı'da ki projemizi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz.
Bayraklı'da ikiz kule inşaatını başlatıyorsunuz...
Bu da aslında İzmir'in bir eksiği... İzmir'de ciddi bir şekilde nitelikli ofis açığı var. Otopark sorunu ise had safhada. Şu an İzmir'in yeni kent merkezi dediğimiz Bayraklı bölgesi özellikle seçilmiş bir bölge. Ve İzmir'in iş dünyası oraya toplanmaya çağırılıyor. Yani, İstanbul'un Maslak bölgesi neyse, İzmir'in de Maslak'ı Bayraklı olacak.
Bu projede konut olarak kullanılacak rezidanslar yer almayacak mı?
Rezidanslar da olacak. Zaten oradaki arsaların imarına göre üçte biri rezidans, üçte ikisi ofis yapılabilecek. Bizim arsa adliye binasına çok yakın. Özelleştirme İdaresi'nden, Tekel binalarının olduğu arsayı satın aldık. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde orada ciddi bir yapılaşma olacak. İzmir'in iş dünyası oraya taşınacak. Bu sayede Konak ve Alsancak'taki trafik ve otopark sorunu ortadan kalkmış olacak.
İnşaata başladınız mı?
Başladık sayılır. Şu anda zemin iyileştirme çalışmaları başladı. Projesi çizildi, bitmek üzere.
İzmir'de şu an en yüksek bina hangisiydi?
Şu anda 31 katlı Hilton en yüksek bina. Bunlar 45'er katlı iki bina oluyor. İzmir'in ilk ikiz kuleleri...
Aman kaderi Amerika'da ki ikiz kulelere benzemesin. Allah nazardan korusun diyelim. Sizi kutluyorum, gerçekten çok güzel bir proje...
Sağolun. Orada çok ciddi bir kompleks yaratıyoruz. Binlerce insana iş imkanı çıkacak. Çok güzel bir proje gerçekleştireceğiz.
Sizin için, "İzmir'de işsizliğin umudu oldu" deniyor. Şimdi sizi dinleyince bunun ne kadar doğru olduğunu anlıyorum. Birçok insana ekmek kapısı açtınız.
Hareketin olduğu yerde iş oluyor. İşin olduğu yerde işçi gerekiyor. Örneğin bu projede bin insan çalışacak. Bin insan beş altı bin insan eder. Nerede hareket orada bereket. Biz de hareket etmeye çalışıyoruz.
Birde siz 'Param var' diyen her insana konut satmıyormuşsunuz. Bu doğru mu? Kriterleriniz nedir?
Doğru. Bir kere iyi insan olması ve çevresinde saygın bir kişiliğe sahip olması lazım. Parası olan her saygın insana satarız. Şu anda ben de ailemle Narlıdere'de yaşıyorum. Başta ben, iyi para verdi diye o kriterlere sahip olmayan kişilerle aynı sitede yaşamak istemem.
Folkart Narlıdere'deki tüm daireler satıldı mı?
Şu anda yüzde sekseni satılmış durumda. Yüzde yirmisinin satışları hala devam ediyor.
Oradaki müşteri potansiyeliniz nedir?
Genelde İzmirliler. Sitede yaş gurubu yüksek insanlar da var, yeni evliler de var.
Çeşme hızla şehirleşmeye doğru gidiyor. Çeşme ile ilgili bir projeniz var mı?
Önümüzdeki 4-5 yıl içinde İzmir-İstanbul otobanı bittiğinde, mesafe 3-3.5 saate düşecek. İstanbullular için bu mesafe hiçbir şey ve Çeşme çok büyük bir atağa geçecek. Bizm buna duyarsız kalmamız ve yatırım yapmamamız mümkün değil. Burada 300 tane villanın olacağı A Plus bir proje planlıyoruz. Ancak şu anda Çeşme'nin içinde imara açık böyle bir alan yok. Onu yakaladığımız gün projemizi hayata geçireceğiz.

İSTANBUL HAREKETLİ
Gelelim son günlerde en çok konuşulan konuya... Türkiye'nin en eski, İzmir'in güzide futbol kulübü Altay'a sahip çıkarak sponsor oldunuz. Bu olaya nasıl girdiniz?

Ben futbolu seven bir insanım. Eğer bu şehirde para kazanıyorsak, kazandığımız paranın bir kısmını yine bu şehre harcamak görevimiz diye düşünüyorum. Şehrimizde yaşayan dört milyon insan varsa, bu nüfusun iki milyonu futbolla ilgilenen ve futbolu seven insanlar. Biz işadamlarına düşen görev de bu insanların gönül verdiği sporu desteklemektir.
Genel olarak İzmirli işadamlarının bu tür olaylar karşısındaki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son 5-6 yılda gördüğüm kadarıyla İzmirli işadamlarının girişimci yanı zayıf. Yeni şeyler denemeye tereddütleri var. Örneğin; Narlıdere'deki projeye başlamadan önce İzmir'in önde gelen işadamlarıyla oturup bu konunun istişaresini yaparken, bu inşaatın İzmir için ağır bir proje olduğunu ve İzmir'e fazla geleceğini söylemişlerdi. Sanki daha önce yapılmış da tutmamış gibi değerlendiriliyordu. Düşünceler böyle olunca iş de olmuyor. Oysa bu şehirde dört milyon insan yaşıyor. Türkiye'nin ortalamasına baktığınızda bu nüfusun bulunduğu bir şehirde yüzde beşi o binalarda oturacak güce sahip insanlar. Sunduğunuz zaman gelip para verebiliyorlar. İzmir'in havasından mı, doğasından mı bilmiyorum insanlar herhalde bu güzel iklimin biraz rehavetine kapılıyor.
20 yıl İstanbul'da yaşayan bir işadamı olarak dışarıdan İzmir'e bakmak ve değerlendirmek belki de daha sağlıklı.
İstanbul'da sürekli hareket halindesiniz. Yani uçağı kaçırmakla sürekli karşı karşıyasınız. Çünkü dinamik yaşayan bir şehir ve iş bitmiyor. İzmir'de herkes sakin... Uçağı kaçırmakla hiç yüz yüze kalmadım. İki şehrin arasındaki fark bu. İstanbul'da saat ondan evvel eve gittiğimi hatırlamıyorum. Ama burası yaşaması kolay bir şehir olduğu için evinize de zaman ayırabiliyorsunuz. Bu şehre cebinizde 80-100 milyon dolarla geldiğinizde, örneğin Folkart'ın bütçeleri bu, iyi bir projeyle, iyi bir tanıtım yaptığınız zaman İzmir'in bir numaralı inşaat firması oluyorsunuz. Bunun böyle olmaması lazım. İstanbul'da bu rakamlarla ilk 25'e girersiniz, İzmir'de ise ilk sıraya oturuveriyorsunuz. İzmir'de elli senedir iş yapan inşaat firmaları var. Sorun, insanlar isimlerini bile bilmiyor. Eğer dört yılda biz iyi bir marka olduysak ki herkes söylediğine göre sanırım olmuşuz, bu yalnızca benim veya Folkart'ın başarısı olarak görülmemeli. Bu şehirdeki bazı dinamiklerin eksikliğinden kaynaklanan bir durum diye düşünüyorum. Bunu kendimi övmek için söylemiyorum, aslında şehrin eksikliğini dile getirmek için söylüyorum. Dört senede insanlar sizi alıp tepeye çıkarıyorlarsa demek ki bir şeyler eksik! Demek ki o boşluğu dolduruyorsunuz. Bizim İzmir'i tercih etmemizdeki nedenlerden biri buydu. Eğer siz iş yapmak istiyorsanız, İzmir iyi bir pazar. Çünkü karşınızda çok sayıda rakip yok ve çok yeni şeyler yapabiliyorsunuz.
Çok enteresan, size 'satamazsınız' denilen evlerin yüzde 80'i satılmış. Altay'a dönersek neler söyleyeceksiniz. Alsancak Stadı restore edilecek mi?
Hayır o bizim işimiz değil. Biz sadece isim hakkını aldık. Baktığınız zaman 100 yıllık Türkiye'nin en eski takımı, ilk lig maçının yapıldığı, ilk lig golünün atıldığı bir stat. 100 yıl sonra isminin Folkart Arena olarak değişmesi bizim adımıza gurur verici bir şey. "Altaylılık nereden geliyor?" derseniz. Rahmetli Hasan Doğan, Futbol Federasyonu Başkanı iken yakın arkadaşı olan amcamın oğlu Ethem Sancak'ı arıyor. Hatta o zaman Mahmut Özgener de Hasan Doğan'ın yardımcısı idi... O zaman Mahmut Bey'le bu kadar samimi değildik. Şimdi çok samimiyiz. Ethem Bey'i arıyor ve sanırım Mahmut Bey'in de isteği üzerine, "İzmir'de Altay diye bir takımımız var. Mesut Sancak da orada görev alsın" diyor. Biz de tabii o zaman onu kıramadık. Nafiz Zorlu başkan iken Altay'da ikinci başkanlık yaptım. Ben aslında Fenerbahçeliyim ama İzmir'de de Altaylıyım. Şimdi kendimi Altaylı olarak kabul ediyorum. Ve firma olarak elimizden geldiğince destek vereceğiz.
RİSKE GİRMELİYİZ
İnşallah bu katkılarınızla Altay 1. Lige çıkabilir! Siz Folkart olarak birçok oluşuma sponsor oluyorsunuz zaten..
İnşallah ama iş yalnızca bizimle bitmiyor. Bir tek firmanın desteği ile bu işler olmaz.
Bundan iki sene önce Karşıyaka'ya da destek verdik. İzmir'de iş yapıyorsak her türlü oluşuma destek olmalıyız diye düşünüyorum. Sanata da, spora da destek vermemiz gerekir.
İzmirli firmalar nedense sponsorluk konusunda çok olumlu yaklaşımlar sergilemiyorlar. Siz Folkart olarak bu görüşü de yıktınız. Elinizi sürekli taşın altına koymaktan kaçınmadınız. Sanat dalında olsun, spor konusunda olsun herkes için bir umut oldunuz.
Dediğim gibi eğer bu şehirde para kazanıyorsanız, kazandığınız paranın bir kısmını bu insanların hoşlandığı işler için harcamalısınız. Yola çıkış gayesi bu... Şehre olan borcumuzu ödemeye çalışıyoruz.
Alışverişlerinizi buradan mı yaparsınız? Yoksa İstanbul'dan mı?
Eşim de, ben de kesinlikle buradan alışveriş yapıyoruz. Buna özellikle dikkat ediyoruz. Hatta yeni başlayacağımız projede, nereden baksanız 200 trilyon harcanacak bir proje, bu projede her türlü altyapıyı burada oluşturmaya çalışıyoruz. Projenin her türlü ihtiyacını İzmir'den karşılamaya gayret ediyoruz. Bazen İstanbul'daki iş kalitesini maalesef bulamıyorsunuz ama mümkün olduğunca inşaatın her şeyini İzmir'den karşılamaya çalışıyoruz. İlk inşaatta daha zordu çünkü marka olmak için iyi bir eser yaratmak gerekiyor. Bunun için de en iyilerle çalışmak gerekiyor. Ama maalesef en iyiler de İstanbul'da. O zaman öyle bir riske giremezdik. Ama şimdi İzmirli firmalarla çalışmak istiyoruz.
Folkart'ın ilk tanıtımında muazzam bir konser ve davet vermiştiniz. Çok profesyonelce çalışan bir ekibiniz olmalı...
Tamamiyle ekip işi. Eğer ortaya iyi bir iş çıkmışsa bunun akasında iyi bir ekip var demektir. Kendi fikirlerimiz de var ve çalıştığımız ekibi çok iyi seçtiğimizi düşünüyorum. Bu vizyonla yola çıktık. Hedefimiz buydu...
BAŞKA İZMİR YOK
Eminim ikiz kulelerin açılışı için çalışmalara şimdiden başlamışsınızdır...
Güzel bir sunum yapacağız. Ocak'ta satış yapmak için çalışmalarımıza başladık. Binalar Şubat'ta yükselmeye başlayacak.. Şubat sonuna doğru iyi bir sunum planlıyoruz. İyi bir iş yaptığınızda bunu göstermelisiniz.
Yine bir dünya starını mı getireceksiniz? Ne yazık ki bütün starların konserleri İstanbul'da. İzmirlilere böyle bir konser armağan edecek misiniz?
Bu anlamda daha son kararımızı vermiş değiliz ama yaptığımız işe yakışır bir sunum düşünüyorum.
Kesinleşmediği için isim veremiyorsunuz!
Kesinleşmediği zaman isim vermek doğru olmuyor. Çünkü o zaman kesinleşmiş oluyor.
Son olarak İzmirlilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
İzmir her şeye layık, çok güzel bir şehir. İzmir'e yeni şeyler lazım. İnşaat sektöründeki arkadaşlar bu tip güzel projelere yönelirlerse, herhalde her geçen gün İzmir daha da güzelleşecek. İzmir maalesef baktığınız zaman Türkiye'nin en fazla gecekondusu olan bir şehir. Önümüzdeki 20 yılda İzmir'de bizim sektörle ilgili yapılacak çok fazla iş var. Gecekonduların yıkılıp yeniden düzenlenmesi, yerine modern binaların yapılması lazım. Bunun için yerel yöneticilere çok iş düşüyor. İnşaat firmalarıyla yerel yöneticilerin beraber çalışıp bu kent yenileme projelerini hayata geçirmeleri gerekiyor. Bu konuda biz firma olarak sürekli belediyelerle görüşüyor ve bu konuda her türlü göreve hazır olduğumuzu söylüyoruz. Bana göre bu şehrin en büyük eksiği ve en vazgeçilmezi kent yenileme projesidir. Bu proje hayata geçirilecek ve bu gecekondular yıkılacak yerine modern binalar inşa edilecek. Hem gecekonduda oturan insanlar insan gibi yaşamaya başlayacak hem kentin görüntüsü değişecek hem siyasiler bu işi yapabildiği için prim yapacak. Aynı zamanda inşaat firmaları para kazanırken insanlar iş bulmanın huzurunu yaşayacak. Böylece şehre büyük bir hareket gelecek. Yani özetle bu kentin kıymetini bilmek lazım. Başka İzmir yok.
'Koç erkeği ile evli olmak zor'
Biraz da eşinizi tanımak ve kendisiyle söyleşmek istiyorum...
1974 doğumluyum. İstanbulluyum, eşimle 17 yaşında tanıştık, 19 yaşımda evlendik. Evlenmeden önce ben de şirkette çalışıyordum. Daha sonra evlilik hayatı başladı. 3 sene Malatya'da yaşadık. Üç oğlumuz var. Kerem 97 doğumlu, ikinci oğlumuz Fırat 99 doğumlu, küçük oğlumuz Tarık ise 4 yaşında ve İzmir'de doğdu.
Üç erkek çocuk annesi ve de Koç burcu bir erkeğin eşi olarak nasıl bir dünya kurdunuz kendinize?
Bir kere İzmir'de yaşamaktan çok mutluyuz. Eşimin çok tempolu bir iş yaşantısı var. İş yaşamı dışında mümkün olduğunca bize de zaman ayırmaya çalışıyor. Her fırsatta beraber olmaya, o ortamı yakalamaya çalışıyoruz. Ben Yay burcuyum. Dediğiniz gibi Koç burcu zordur. Her şeyi olması gerektiği gibi istiyor. Çok titiz. Tabii Yay burcu bu konuda biraz daha gevşek olabiliyor. Ancak sonuçta her şeyi idare etmek zaten hanımlara düşüyor. Sevgi ve saygı olduktan sonra her şey yolunda devam ediyor. Büyük oğlumuz Kerem, Özel Ege Lisesi'nde, Fırat TAKEV'de okuyor. Tarık da bu sene kreşe başlayacak. Yani evliliğimiz güzel bir düzen içinde sürüyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.