
"İlahi! Hamdini sözüme sertac ettim, zikrini kalbime mi'rac ettim, kitabını kendime minhac ettim. Ben yoktum var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkınla gönlümü bıkarar ettin. inayetine sığındım, kapına geldim, hidayetine sığındım lütfüne geldim, kulluk edemedim afvine geldim. Şaşırtma beni, doğruyu söylet, neş'eni duyur, hakikati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söylesen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdikyerdir bize hep yerdiklerini, yar et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini kainata sevdirdin: Sevdin de hıl'at-i risaleti geydirdin: Maı Ibrahimden makaamı Mahmüda erdirdin. Server-i asfiya kıldın. Hatem-i Enbiya kıldın. Muhammed Mustafa kıldın. Salat-ü selam, tahiyyat-ü ikram, her türlü ihtiram ona, onun Al ü Eshab ü etbaına yarab!"
ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR (1878-1942)
Antalya'nın Elmalı ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğreniminin yanı sıra hafızlığını Elmalı'tamamlayan Muhammed Hamdi tahdevam etmek üzere İstanbul'a gitti ve Küçük Ayasofya Medresesi'ne yerleşti (1895). Beyazıt Camii'ndeki derslerine devam ettiği Kayserili Mahmud Hamdi Efendi'den icazet aldı. Bundan sonra hoı Büyük Hamdi, kendisi de Küçük Hamdi diye anılmaya başlandı; yazılaında da bu imzayı kullandı. Soyadı kaçıkınca babasının köyünün ismini (Yazır) soyadı olarak aldıysa da, daha çok doğumyerine nisbetle Elmalılı diye meşoldu.
Kendi gayretiyle edebiyat, felve musiki de öğrendi. Ülkeyi çağdaş ilim ve medeniyet seviyesine ulaştırmavesile olabileceği ümidiyle meşrutiidaresini hararetle savunmaya başı ve bu görüşü temsil eden İttihat ve Terakkı Cemiyeti'nin ilmiye şubesine üye oldu. Avrupai tarzda bir meşrutiyet yedine uygun bir meşrutiyet mogeliştirmek için çalışmalar yaptı.
(...)
Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Türkçe bir tefsir hazırlatılması kararı alınınca Diyanet İşleri Reisliği bu işi kendisine teklif etti. Elmalılı teklifi kaederek tefsiri yazmaya başladı; Hak Dini Kur'an Dili adını verdiği eserini vefatından önce bitirmeyi başardı. 27 Mayıs 1942uzun müddet müpolduğu kalp yetmezliğinden Erenöy'de vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı'na defnedildi.
Çağdaşları arasında benzerine az rastgeniş kültürlü mütefekkir bir din alimi olan Elmalılı Muhammed Hamdi aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahip
Elmalılı'ya asıl ününü kazandıran eseHak Dini Kur'an Dili adlı meşhur tefKırk sekiz yaşında iken yazmaya başladığı bu tefsiri altmış yaşında tamamlamıştır. İlk Olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan eserin (1935-1938) daha sonra birçok baskısı yapılmıştır. (Diyanet İslam Ansiklopedisi, XI, 57-62)
Bir Ayet:
"Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, çok sever" (Hud, 90)
Bir Hadis:
Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Allah Teala bir kulu sevdiği zaman Cebrail'e: "Allah filanı seviyor, onu sen de sev!" diye emreder. Cebrail de o kulu sever, sonra gök halkına:
- Allah filanı gerçekten seviyor; onu siz de seviniz! diye hitap eder.
Göktekiler de o kimseyi severler. Sonra da yeryüzündekilerin gönlünde o kimseye karşı bir sevgi uyanır. (Buhari, Bedü'l-halk 6, Edeb 41, Tevhid 33; Müslim, Birr 157. Ayrıca bk. Tirmizi, Tefsir Sure (19), 7)
ALLAH KULLARINI SEVER
"Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" diye bir atasözümüz var. Buradan ilham alarak, "Bana nasıl bir yaratıcıya inandığını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" demek pekala mümkün. Zira insanoğlu noksan bir varlık olması dolayısıyla yaratıcısını hakkıyla tanıyamamaktadır. Akif güzel söylemiş:
Bakıyi beşer her ne kadar etse de tenzih.
Faniyyeti icabı, eder kendine teşbih!
M.Akif
"İnsan, her ne kadar, ebedi ve ezeli olan Allah'ı noksan sıfatlardan uzak olarak tasavvur etmeye çalışsa da, kendisi sonlu ve sınırlı bir varlık olduğu için O'nu kendisine benzetmekten kurtulamaz."
Hiçbir kulun Allah'ı hakkıyla tanıması mümkün olmasa da, her zaman bu yolda olması gerekir. Aksi halde Allah hakkındaki eksik bilgi ve tasavvurları O'nun duygu, düşünce ve davranışlarına da yansır. Eksiklik arttıkça hataları da artar.
Günümüz Müslümanlarının Allah hakkında en az farkında oldukları konu Allah'ın sevgi, merhamet ve şefkati olsa gerek. O'nun hakkındaki bilgilerimizi, duygu ve düşüncelerimizi gözden geçirdiğimizde içinde Allah'ın bizi sevdiği bilgisinin ne kadar az yer tuttuğunu görürüz.
Allah için, din adına yapıp ettiklerimize bir bakalım. İçinde Allah'ın sevgi, merhamet ve şefkatini insanlara ulaştırmak da var mı? Yoksa Allah adına, din adına veya çağdaş değerler adına içimizdeki bencillik, gösteriş, öfke, kin ve nefret gibi şeytani duyguları aktarmakla mı meşgulüz?
Takdiri siz değerli okurlarıma bırakarak O'nun bizi sevdiğine dair küçük hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.
Kıymetli okurlarım, yüce Rabbimizin güzel isimlerini karşımıza koyup bakalım. Bunlardan hangisi O'nun sevgisinin eseri değildir ki!
O Rahman'dır, Rahimdir: İnanan ve inanmayan kullarına rahmetiyle muamele eder.
Rezzak'tır: Yaratıklarına rızık verir.
Afüv'dür: Kullarının günahlarını affeder.
Tevvab'dır: Kullarının tevbesini kabul eder.
Gaffar'dır: Kullarına acır ve onları bağışlar.
Hadi'dir: İnsanlara hidayet bahşeder; doğru yolu gösterir...
Bunlar gibi Cenab-ı Hakk'ın bütün isimleri O'nun sevgisiyle ilişkilidir, sevgisinin bir göstergesidir. Hatta Kahhar ismi bile... O zalimleri kahretmeseydi halimiz nice olurdu!
O'nun esma-i hünsasından/güzel isimlerinden biri de Vedud'dur. Vedud en katıksız, en latif ve ince sevgiyi ifade eder. "Şüphesiz Rabbim(iz) çok merhametlidir ve kullarını çok sever." (Hud, 11/90).
Cenab-ı Hakk'ın kullarına olan sevgisini anlatmak için Hz. Peygamber'den şöyle bir rivayet naklediliyor:
"Peygamber (sav)'in huzuruna (Havazin kabilesinden) bir takım esirler gelmişti. Bunların içinde emzikli bir kadın vardı. (Çocuğunu kaybetmişti). Göğsüne biriken sütü sağıyor, çocuklara veriyor, emziriyordu. Bu kadın esirler arasında bir çocuğa rastlamış, hemen onu alıp sinesine basmış ve derin bir şefkatle çocuğu emzirmeye başlamıştı. Bu yüksek şefkat levhasını görünce Peygamber bize, "Şu kadının kendi çocuğunu ateşe atacağını düşünür müsünüz?" dedi.
Biz de, "Hayır, elinden geldikçe, gücü yettikçe atmaz" dedik.
"İşte Yüce Allah kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir" buyurdu. (Buhari, Edeb, 28)
Günümüzde dini bilgimiz sığlaştığı için; bilgisizliğimiz had safhaya vardığı için bu sevginin farkında değiliz. Farkında olmadığımız için de duygu dünyamız, gönül dünyamız bu sevgiyle beslenmiyor, doyup kanmıyor. Onun için sahte sevgilere kurban oluyoruz.
Polisten şehit ve gazi ailelerine iftar
DEVRİM DERİN (BALIKESİR)
Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü'nce ildeki şehit aileleri, gazi ve malullerle polis emeklilerine iftar yemeği verildi. Her yıl tekrarlanan iftara katılan İl Emniyet Müdürü Ömer Aydın, "Sizler, bizim bir parçamızsınız" dedi. Balıkesir Polisevi'ndeki yemeğe, Vali Yılmaz Arslan, Polis Emeklileri Derneği Başkanı Turan Gürbüz, Emniyet Müdür yardımcıları, şube müdürleri, birim amirleri ve çok sayıda davetli katıldı. İl Emniyet Müdürlüğü'nün sosyal dayanışma ve kaynaşmayı sağlamak, polis-halk ilişkilerini güçlendirmek ve şehit aileleriyle gazileri kucaklamak amacıyla verdiği iftar yemeği, sıcak bir ortamda geçti. Yemeğe 35 şehit, 10 gazi, 31 emekli personel ailesi ile birlikte yaklaşık 220 kişi katıldı. Vali Arslan, yemekten sonra yaptığı konuşmada şehit yakınları, malul aileleri ve emekli polislerle bir arada olmanın huzurunu yaşadığını belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet, geride kalan aileleri ve sevdiklerine sabır diledi. İl Emniyet Müdürü Aydın ise, "Gelenek haline getirdiğimiz iftar programı vesilesiyle şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş mensuplarımızı rahmetle, gazi ve emeklilerimizi minnetle anıyorum. Tüm meslektaşlarımın, aileleriyle birlikte huzurlu bir Ramazan geçirmelerini diliyorum" şeklinde konuştu.
Manisalılardan Magic Necmi'ye büyük ilgi
RIDVAN KÖRPE (MANİSA)
Manisa Belediyesi'nin, Ramazan etkinlikleri kapsamında kente getirdiği ünlü illüzyonist Magic Necmi, vatandaşlar tarafından ilgiyle izlendi.
Niobe Açık Hava Tiyatrosu'nu dolduran Manisalılar, Magic Necmi'nin farklı illüzyon numaralarını hayretler içerisinde izledi. Vatandaşlar arasından seçtiklerini sahneye davet eden ve gösterilerini bu şekilde sürdüren Magic Necmi, Manisalılardan büyük alkış aldı. Magic Necmi'yi, Belediye Başkan Yardımcısı Nursel Ustamehmetoğlu ile birlikte yaklaşık 5 bin kişi izledi. Manisa'ya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Magic Necmi, kentteki ilk gösterisinde izdiham yaşanmasının ikinci gelişine zemin hazırladığını ifade etti. Gösterinin sonunda Nursel Ustamehmetoğlu, Magic Necmi'ye teşekkür ederek, çiçek verdi. Manisalıların insanı seven bir Belediye Başkanı'na sahip olduğunu ifade eden Magic Necmi, Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve ekibine de teşekkür etti.
