
Müslümanlar Hz. Peygamber'i örnek edinmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi onun hayatının her yönüyle tanınmasına ve bilinmesine bağlıdır. Bunu sağlamak üzere çeşitli ilim dalları doğmuştur. Konusu doğrudan doğruya Hz. Peygamber'i anlatmak olan ve onun bir tek yönünü kendisine konu edinen ilim dalları şunlardır: 1. Hadis, 2. Siyer, 3. Megazi, 4. Şemail, 5. Delail.
1. Hadis: Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirlerine dair haberlere hadis denmiştir. Bunları konu edinenime de hadis ilmi denilir. Hz. Peygamber'in şahsiyeti, hadisleri, hadislerin gelecek nesillere intikal ettirilmesi/rivayeti, rivayetle uğraşan şahıslar/raviler, hadislerin kitaplaştırılması günümüzde hadis anabilim dalının konuları arasında sayılmıştır.
2. Siyer: Hz. Peygamber'in doğumu ile ölümü arasında geçen 63 senelik hayatını anlatan ilim dalıdır. Bir bakıma, en geniş haliyle Hz. Peygamber'in biyografisi, tercüme-i halidir.
3. Megazi: Hz. Peygamber'in savaşlarını konu edinen ilimdir. Modern ifadesiyle Megazi, onun son on senelik hayatının yalnızca kurmay ve diplomat yönünü kendine konu edinmiş; Asr-ı saadet döneminin gazalarını (savaşlarını) özel olarak ele alan bir ilim dalıdır.
4. Şemail: Hz. Peygamber'in beşeri yönünü kendine konu edinen ilim dalıdır. Bu ilme dair eserlerde Hz. Peygamber'in vücut yapısı, kıyafetleri, tavır ve davranışları, ibadet hayatı, ahlakı, geçim tarzı gibi konular üzerinde durulmuştur.
5. Delail: Hz. Peygamber'in diğer insanlarda bulunmayan, peygamberlik vasfıyla ilgili özelliklerinden bahseden ilimdir.
İlgili eserler
Büyük hadis alimi Buhari'nin Sahih adlı eserinin muhtasarı olan Tecrid-i sarih Cumhuriyetin ilk yıllarında tercüme edilmiştir. Hz. Peygamber'in sireti ile ilgili bir hayli Türkçe eser kaleme alınmıştır. Muhammed Hamidullah'ın siyer alanında "İslam Peygamberi" ve megazi alanında "Hz. Peygamber'in Savaşları" adlı kitapları da Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Ömer Rıza Doğrul'un "Asr-ı Saadet" adlı eserinin 3 ve 4. ciltleri Hz. Peygamber'in peygamberlik özelliklerine (Delail) tahsis edilmiştir.
Kütüb-i Sitte
Meşhur altı sahih hadis kitabıdır. Bunlar hadis mecmualarının en sahihleri kabul edilen; Buhari ve Müslim'in el-Camiu's-Sahih'leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace'nin Sünen'leridir. Hadis tasnifinin altın çağı olan Hicri üçüncü yüzyılda telif edilen bu eserler mümkün mertebe sahih hadisleri ihtiva etmek, konulara göre tasnif edilmek gibi ortak özellikler taşıdıkları için sonraki asırlarda Kütüb-i Sitte ortak adıyla şöhret bulmuştur. Bazı alimler, az da olsa zayıf ve mevzu hadisler ihtiva ettiği için İbn Mace'nin Sünen'i yerine İmam Malik'in Muvatta'ı veya Darimi'nin Sünen'ini Kütüb-i Sitte'nin altıncı kitabı kabul etmişlerdir.
Buhari ve Müslim'in Cami'leri, Sahihayn adıyla da meşhur olmuştur.
İlmi çevrelerde büyük bir kabul gören Kütüb-i Sitte ile ilgili çok sayıda ve hacimli çalışmalar yapılmıştır.
BEŞER OLARAK PEYGAMBER EFENDİMİZ
Ayet-i kerimede Hz. Peygamber'e, "Ben de sizin gibi bir beşerim, Benim sizden farkım, Tanrınızın tek Tanrı olduğunun bana vahy ediliyor olmasıdır..." (Kehf, 18/110) demesi emir buyrulmuştur.
Ayet-i kerimeden anlıyoruz ki Hz. Peygamber'in bir bizimle ortak olduğu beşer/insani yönü, bir de bizden ayrıldığı peygamberlik yönü bulunmaktadır.
DİĞERLERİNİN ÜSTÜNDE
Beşeri özellikleri bakımından Hz. Peygamber bizim gibidir; yer, içer, uyur, yorulur, sevinir ve üzülür... Ancak beşeri vasıfların ahenk ve ölçüsü bakımından diğer insanlara üstünlüğü söz konusudur. Bu nedenle o Seyyidü'l-Beşer; insanoğlunun en üstünü, efendisi unvanıyla anılır.
Aslında beşeri vasıflar ifadesiyle, her insanın sahip olabileceği özellikler kastedilmektedir. Ancak o bu konuda da diğer insanların üstündedir. Bir Arap atasözünde, "Muhammed beşerdir; ancak (sıradan) bir beşer gibi değildir. Bilakis o taşlar arasında yakut gibidir" denilir. Onu bu konuda üstün kılan, beşer olarak insanın sahip olması gereken özelliklerin; hal ve hareketlerin her birine olması gerektiği ölçüde ve mükemmel olarak sahip olmasıdır.
LİSTE OLDUKÇA KABARIR
Tek tek ele alındığında, bu vasıflar her insanın sahip olabileceği şeylerdir. Ancak bunları bir araya getirdiğimizde liste oldukça kabarır ve artık neredeyse beşer takatinin üstünde bir tablo karşımıza çıkar. Bu tablo içerisinde eğitim-öğretimden mahrum, cahil bir insandan tutun da, en üst seviyede eğitim görmüş ve yetişmiş insanlara kadar, herkesin örnek edinebileceği unsurlar bulabilmek mümkündür. Yeme içme, oturup kalkma, yatıp uyuma, gülüp ağlama, sevinip üzülme adabı ve insanca yaşama üslubu denilebilecek bütün ahlak kuralları, bu beşeri hayatın unsurlarını oluşturur.
İTİDAL VE DENGE ADAMI
Hz. Peygamber'in beşeri yönünde dikkat çeken hususlardan biri de, onda bütün beşeri ve ahlaki vasıfların ölçülü ve denge halinde bulunmasıdır. Bu nedenle onun hangi özellikle temayüz ettiğini görebilmek ve söyleyebilmek zor, neredeyse imkansızdır. Zira o itidal/denge adamıdır. Ve bu denge kemal üzere dengedir. Hepsinden birer parça değil, olması gerektiği kadarına sahiptir.
O yer içer ama israf etmez ve karnını tıka basa doyurmazdı. Sevinir ama kahkahalar atıp taşkınlık yapmazdı. Üzülür ama ağıtlar yakıp ortalığı velveleye vermezdi... Onun davranışları, hal ve hareketleri hep ölçülü idi.
Hz. Peygamber'in bizim gibi beşer oluşu bizi yanıltmasın; gözümüzde onu sıradanlaştırmasın. O beşeri özellikleri ve bu özelliklere dayalı hal ve hareketleri bakımından bize en güzel örnektir. Onu tanıdıkça hal ve hareketlerimiz olgunlaşacak ve kıvama erecektir.
İki Ayet:
Andolsun, Allah'ın Resulünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. (Ahzab, 33/21)
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin. (Ahzab, 33/56)
Bir Hadis:
Bir gün adamın biri, Hz. Peygamber (sav)'i görmeye geldi. Fakat Peygamberliğin haşmetinden o kadar etkilendi ki, titremeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Korkma! Ben hükümdar değilim. Kuru et pişirerek karnını doyuran, Kureyşli bir kadının oğluyum."
İftar yemeğini kendisi dağıttı AK Parti İzmir milletvekili adayı işadamı Bilal Doğan, 500 kişiyle birlikte oruç açtı
12 Haziran Genel Seçimleri'nde AK Parti'den milletvekili adayı olan işadamı Bilal Doğan, İkiçeşmelik'te 500 kişiye iftar yemeği verdi.
Doğan, "İmkanlarımız ölçüsünde her vatandaşın katılabileceği bu tür sokak iftarlarını sürdürerek halkımızla bir arada olacağız" dedi. AK Partili işadamı Doğan, Roman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı İzmir'in Konak ilçesi İkiçeşmelik semtinde 500 kişiye iftar yemeği verdi. İftara AK Parti'den milletvekili adayı olan Harun Öztürk, Roman kökenli Cemal Bekle ve AK Parti Konak İlçe Başkanı Yaşar Ötnü de katıldı. İşadamı Doğan, lüks otellerde verilen iftarlara herkesin katılamadığını belirterek, "Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bizlere verdiği 'Ramazan'da vatandaşın yanında olun' talimatını uyguluyoruz. Katılımın yoğunluğu bizleri çok memnun etti. İmkanlarımız ölçüsünde her vatandaşın katılabileceği bu tür sokak iftarlarını sürdürerek onlarla bir arada olacağız" dedi.
Denizlililer Ahmet Özhan'la unutulmaz bir gece yaşadı
HASAN DURNA (DENİZLİ)
Denizli Belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan etkinlikleri kapsamında İncilipınar Parkı'nda ünlü tasavvuf müziği sanatçısı Ahmet Özhan, konser verdi. Özhan'ı dinlemeye gelen binlerce Denizlili unutulmaz bir gece yaşadı. Özhan, harika yorumu ile parkı dolduranları müziğe doyurdu.
İncilipınar Parkı'nda teravih namazını kılan ardından da konser veren ünlü sanatçı, Ramazan ayının büyük önem taşıdığını belirtti. Özhan, "Denizlilerle bundan sonra daha sık bir araya gelmeyi ümit ediyorum. Ramazan etkinlikleri kapsamında başlayan birlikteliğimiz inşallah sürekli bir hal alır" dedi.
"HAK ETMİŞ"
Konseri vatandaşlarla birlikte Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan da izledi. Özhan'a program sonunda sahneye çıkarak teşekkür eden Zolan, "Böylesine güzel bir mekanda bize bu keyifli akşamı yaşattığı için sanatçımıza çok teşekkür ediyorum. İsminin önünde Devlet sanatçısı unvanı bulunan Sayın Özhan, görülüyor ki milletin sanatçısı olma unvanını çoktan elde etmiş. Bize bu güzel, unutulmaz geceyi yaşattığı için tüm Denizlililer adına kendisine şükranlarımı sunuyorum" şeklinde konuştu. Başkan Zolan, ünlü sanatçıya Denizli konseri anısına kentin simgesi olan horoz heykeli verdi.
Aşıkların atışması şölen havasında geçti
HASAN DURNA (DENİZLİ)
Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı el dokuması tekstil ürünleri ile ünlü Kızılcabölük beldesinde belediyenin düzenlediği Ramazan etkinlikleri kapsamında, '1. Aşıklar Şöleni' yapıldı. Denizlili Ozan Nihat Sönmez, Erzurumlu aşık Selahattin Kazanoğlu ve Ağrılı aşık Muhsin Yaralı'nın katıldığı etkinlikte sahnede atışan ozanlar, Kızılcabölüklere farklı bir Ramazan eğlencesi yaşattı. Aşıklar şölenine Denizli Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Gökçe, Denizli Belediyesi Meclis üyeleri Mehmet Fevzi Yeniçeri, İbrahim Özcan Acar, Yunus Emre ve tasavvuf alanındaki çalışmaları ile tanınan Yard. Doç. Dr. Mustafa Tatçı, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınlar Kurulu Üyesi ve Yayınlar Editörü Hakkı Uslu, Kızılcabölüklüler Vakfı 2. Başkanı Sefa Ağaç, Kızılcabölüklüler Vakfı Kültür Sanat Komitesi Başkanı Osman Gönlüm, GEKİAD Başkanı Hamdi Yılmazlı, GEKİAD 2. Başkanı Mehmet Doğu, Denizli Şekerciler ve Pastacılar Odası Başkanı Abdurrahim Demirdak katıldı.
"YAŞATILMALI"
İftarı Kızılcabölük beldesinde yapan aşıklar, teravih namazının ardından belediye hizmet binası önünde kurulan sahnede yerlerini aldılar ve atışmaya başladılar. Kızılcabölük Belediye Başkanı Abdülkadir Uslu;, aşıklık geleneğinin yaşaması ve yaşatılması gerektiğini söyledi.
