Eline nüfus cüzdanını alan, Balta Orient'in Türkiye CEO'su Belçika asıllı Christophe Vanderbauwhede, "Çok gurur duyuyorum" diyerek duygularını dile getirdi

ALİ ARASLI (UŞAK)
12 yıl önce halı fabrikası kurmak için geldiği Uşak'ı benimseyen ve her fırsatta, "Kendimi bir Türk gibi hissediyorum" diyen Belçika asıllı yatırımcı Christophe Vanderbauwhede, sonunda Türk vatandaşı oldu. Yaklaşık 1 yıldır Türk vatandaşı olmak için bürokratik engelleri aşmaya çalışan Vanderbauwhede'ye, AK Parti Milletvekili Mehmet Altay destek verdi. İkinci evliliğini de bir Türk'le yapan Vanderbauwhede, İstiklal Marşı'nı ezbere bildiğini söyledi. Uşak'a bağlı Kayaağıl köyünden ev yapmak için arsa aldığını da anlatan Vanderbauwhede, "Artık buralı oldum. Köyden arsa almama da en çok annem üzüldü. O da benim artık buradan ayrılmayacağımı anladı" dedi.
İKİ KEZ EVLENDİ
Vanderbauwhede, Uşak'a yaklaşık 12 yıl önce, merkezi Belçika'da bulunan halı üreticisi Balta Orient'in Türkiye yatırımını hayata geçirmek için geldi.
1997 yılına kadar Uşak'tan Belçika'daki fabrikalarına yün temin eden Vanderbauwhede, kente yatırım yapılmasını gündeme getirdi. Belçika'daki yöneticileri de ikna ederek, Uşak Organize Sanayi Bölgesi'nde bir yıl içinde 48 milyon euroluk yatırım yapılmasını sağlayan Vanderbauwhede, 1999'da ilk eşi Işık ile tanıştı ve hayatını birleştirdi. 2002'de Balta Orient'in yatırımı geri çekme kararı karşı çıkan Belçikalı işadamı, kentte üretimin devam etmesini sağladı. İlk eşi Işık'tan bir süre sonra boşanan Vanderbauwhede, daha sonra sınıf öğretmenliği yapan Tuğba Kamber'e aşık oldu ve 2010'da ikinci kez dünyaevine girdi. 2 evliliğinde de tercihini Türk kızlarından yana kullanan ve bir dönem Uşak Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Vanderbauwhede, 1 yıl önce de Türk vatandaşlığı için resmi başvuruda bulundu.
YAVAŞ BÜROKRASİ
Türkiye'de 5 yıl oturma izni bulunan her yabancının Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlükleri'ne Türk vatandaşı olmak için başvuru hakkının olduğunu dile getiren Vanderbauwhede, sürecin çok yavaş işlediğini söyledi. Vatandaşlık başvurusunun ardından hakkında incelemeler yapıldığını belirten Vanderbauwhede, "Uşak'taki yerel yöneticiler benim vatandaşlık başvurumun olması için ellerinden geleni yaptı. Uşak Valiliği Vatandaşlık Komisyonu'nun da karşısına çıktım. Onlar da benim tam anlamıyla bir Türk olduğuma kanaat getirdi. Evraklarım Ankara'ya İçişleri Bakanlığı'na gönderildi. Fakat 1 yıl boyunca kesin bir haber alamadım. Bunun üzerine AK Parti Milletvekili Altay'la görüştüm. Benim adıma devreye girdi ve İçişleri Bakanlığı'ndaki bürokratik işlemleri hızlandırdı ve Türk vatandaşı oldum" dedi.
"İstiklal Marşı'nı ezbere biliyorum"
Türk vatandaşı olduğunu 10 gün önce öğrenen ve geçtiğimiz hafta kimliğine kavuşan Christophe Vanderbauwhede, "Haber önce eşime geldi. Kimliğimin çıktığını duyunca çok heyecanlandım ve sevindim. Kimliğimi almam, İstiklal Marşı'nı ezbere bilmem, eşimin Türk olması, buraya has yemekleri sevmem ve en önemlisi hayatımı burada kazanmam nedeniyle benim için çok önemliydi. Türkçe'yi çok iyi konuşan bir yabancı yatırımcının Türk olması kaçınılmazdı" diye konuştu. Uşak'tan kopmayacağını söyleyen Vanderbauwhede, "Burası beni, ben de burayı çok sevdim" dedi.
"Ezan, Hazan ve Çan bir arada"
Bir dönem Uşak'ta dernek başkanlığı yaptığını söyleyen Christophe Vanderbauwhede, "Önceleri dinleyici olarak katıldığım toplantılarda artık söz sahibi oldum. Bunlar burada ırk ayrımı yapılmadığının en temel göstergesi. Bugüne kadar kimse bana aslımdan dolayı kötü bir yaklaşım göstermedi. Türkiye'de zaman zaman ırk ayrımı yapıldığına dair spekülasyonlar ortaya atılıyor. Bence bu kanı tamamen yanlış. Ezan, Hazan ve Çan'ın aynı anda duyulduğu ender ülkelerden birindeyiz. Din ve ırk ayrımının yapılmaması, Türkiye'nin en güzel yanı" dedi.
"Arsa alınca annem çok üzüldü"
41 yaşında olan Christophe Vanderbauwhede, Uşak'a bağlı Kayaağıl köyünden 2 yıl önce arsa aldı. Buraya bir ev yaptığını ve organik tarımla uğraşacağını söyleyen Vanderbauwhede, "Bu duruma en çok annem üzüldü. Köyden arsa aldığımı söylediğimde ağlamaya başladı. Bana 'Oğlum sen oradan tarla aldığına göre bir daha Belçika'ya dönmeyeceksin' sözleriyle hafif bir sitemde bulundu. Çok üzüldüm ama buradan da kopamıyorum" diye konuştu. Çocukluğunda babasının kullandığı Peugeot 504 marka araçları çok beğendiğini anlatan Vanderbauwhede, internetten aynı tip otomobilin 1973 modeli bulduğunu belirtti. Vanderbauwhede, "Bu otomobilin hayalini hep kurardım. Muğla'da aynısından bir tane buldum ve hemen alıp boyadım. Şimdi bazı parçaları eksik. Onları da tamamlayıp yakında gezinti amaçlı kullanacağım" dedi.
