Çelişki dolu bir ölüm hikayesi

38 yaşındaki Filiz Tekin, İbrahim'le 18 yıldır evliydi. Doğduğu Ödemiş'te kocası ve iki oğluyla birlikte yaşıyordu. Hiç okula gitmemişti, bildiği tek iş besledikleri hayvanlarla ilgilenmek ve yevmiye usulü patates tarlalarında çalışmaktı. Tabii yevmiyesini hiç bir zaman kendisi alamıyordu. Filiz kardeşlerine ve tarlada çalışan arkadaşlarına yevmiyesini hep kocası İbrahim'in ya da kayınvalidesi Vesile'nin aldığını söylüyordu.

BİR TELEFONU BİLE YOKTU
2 yıldır kız kardeşleri ve erkek kardeşiyle görüşmesine de izin vermiyordu İbrahim. Hatta onlarla görüşmesin diye bir telefon bile almamıştı karısına. Filiz çok konuşkan bir kadın değildi. Sadece çektiği acılar dayanılmaz bir hal alınca açılıyordu arkadaşlarına ve kaçak göçek görüştüğü kız kardeşlerine. Bir gün tarlaya yüzü gözü şiş ve morarmış bir şekilde gelmiş, onu tarlada görmeye gelen kardeşleri ne olduğunu sorduğunda İbrahim'in kendisini dövdüğünü söylemişti.

Filiz'in kocasıyla çok az yaşadığı mutlu günlerinden bir fotoğraf.

HASTANEYE GİTMEK İSTEMEDİ
Sık sık başı ağrıyordu. Bir keresinde tarlada çalışırken fenalaştı. Hemen onu hastaneye götürmek isteyen arkadaşlarını, İbrahim'den korktuğu için geri çevirdi. Herkes şahitti onun İbrahim'den ve kayınvalidesi Vesile'den korktuğuna.

VÜCUTTA DARP İZLERİ VARDI
İbrahim alkol alırdı ve alkol aldığı zamanlarda çekilmezdi. Ancak Filiz, hiçbirşey yapamazdı. Susup oturur, sesini çıkarmaya kalksa dayak yerdi. Komşusu ve akrabası olan Sevil Aracı, Filiz'in kendisine anlattığı şiddete şahit bile olmuştu. Çünkü vücudunda gördüğü darp izleri her şeyi açıklıyordu. Kayınvalidesi de baskı yapıyordu Filiz'e. Bir keresinde kendisini ziyarete gelen komşusuyla mezarlığa gitmek istemiş kayınvalidesi onu, kocasına şikayet etmekle tehdit etmişti. O da korkusundan annesinin mezarını ziyarete bile gidememişti. Kardeşleri sık sık Filiz'e İzmir'e taşınmasını söylese de biri 12 diğeri 17 yaşında olan çocukları için terk edemiyordu Ödemiş'i.

10 Aralık gecesi kardeşleri tarafından bulunduğunda Filiz Tekin'in bilinci kapalıydı.

ÖDEMİŞ YOLUNDA
Tarih, 9 Aralık 2019'u gösterdiğinde Filiz'in İzmir'de oturan kız kardeşi Emine Toprak'ın telefonu çaldı. Arayan Filiz'in büyük oğluydu. Teyzesine, annesinin durumunun kötü olduğunu, akli dengesini yitirdiğini ve acilen gelmelerini söylüyordu. Paniğe kapıldı Emine, yoksa korktuğu başına mı gelmişti. Sonunda dayaktan yataklara mı düşmüştü kardeşi? Çünkü hep İbrahim'in şiddetini anlatıyordu onlara. Hatta bir keresinde "İbrahim beni döverek öldürecek. Ölürsem bana otopsi yapsınlar" bile demişti. Vakit kaybetmeden diğer kardeşleri Nesrin Geyranlı, Sevgi Erol ve Tahir Toprak'ı aramış, durumu anlatmıştı. Ne yapacaklarına karar verdikten sonra Ödemiş'in yolunu tuttular. 10 Aralık 2019 gecesi saat 02.30 sularında eve geldiklerinde herkes hiçbirşey olamamış gibi uyuyordu. Filiz ise bir odada yer yatağında ateşler içinde inliyordu. Kayınvalidesine ne olduğunu sorduklarında o da 'Bir şeyi yok. Yedi içti, yattı' cevabını verdi. Aslında gerçek çok farklıydı. Filiz 7 Aralık günü rahatsızlanmış, baş ağrıları artınca kocası ve kayınvalidesi tarafından acil servise götürülmüştü. Bir iğne, iki ilaç ve bir serumun ardından evine gönderilmişti Filiz.

Tekin'in otopsi raporunda menejit nedeniyle öldüğü belirtiliyor.
DOKTOR: YİNE Mİ AYNI HASTA
Evet, Filiz bu hale geleli 3 gün dolacaktı neredeyse ve yeğenleri onları çok geç aramıştı. Kız kardeşleri Filiz'in yanına eğilip ne olduğunu sorduklarında, 'Beni götürün' diyebilmişti sadece. Ambulans çağırıp tekrar Ödemiş Devlet Hastanesi'nin aciline götürdüler Filiz'i. Kayınvalidesi hala 'Birşeyi yok götürmeyin' dese de dinlemediler onu. Acil servisteki doktor Filiz'e daha önce bakan doktordu ve Filiz'i gördüğünde söylediği şey şu oldu: 'Yine mi aynı hasta. Onun sorunu psikolojik'. Bu sözlerin ardından kardeşleri doktora Filiz'i Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götüreceklerini söyleyip ambulans istedi ancak buna gerek olmadığı söylendi aileye. Kız kardeşlerini sardıkları battaniyeyle apar topar kendi araçlarıyla Ege Üniversitesi Acil Sevisi'ne götürdüler. Bilinci kapalı olan Filiz için hastanede hazırlanan geçici raporda ise şu sonuç çıkıyordu: Bir menenjit vakası. Vücudunda morluklar ve hayati tehlikesi var. Ailesi Filiz'i getirirken şiddete maruz kaldığını söylediği için kocası İbrahim'in ifadesine başvuruldu hemen.

MUTLU EVLİLİK HAYATI!
Ancak İbrahim eşiyle aralarında mutlu bir evlilik hayatı olduğunu söyledi. Dediğine göre ona asla şiddet uygulamamıştı. Hatta çocukları da doğruladı bunu. Anne ve babalarının zaman zaman tartıştığını ancak annelerinin dayak yediğini hiç görmediklerini söylediler.

CANSIZ BEDENİNE OTOPSİ YAPILDI
Filiz yaşadığı acılara sadece 5 gün dayanabilmişti. 15 Aralık 2019'da beyin ölümü gerçekleşince ailesi organlarını bağışladı. Ölmeden önce vasiyet ettiği gibi cansız bedenine otopsi yapıldı. Otopsi raporu da şöyle diyordu: "Otopsi işleminde travmatik bir etki sonucu öldüğünün tıbbi delillerine rastlanmayan, toksikolojik analizde de ölüme neden olabilecek herhangi bir toksik madde saptanmayan kişinin ölümünün beyin zarları ve dokusu enfeksiyonu (menenjit, ensefalit) sonucu meydana geldiğini bildirir rapordur." Rapora göre Filiz dayaktan ölmemişti ama o şiddet kurbanı bir kadındı ve çevresinde buna şahitlik etmiş çok sayıda insan vardı. Filiz'in babası şikayetçi oldu ve tutuklanan İbrahim şimdi yargılanmayı bekliyor.
Cevaplanması gereken iki önemli soru var!
Filiz arkasında çok sayıda soru işareti bırakarak gitti. Ancak bu sorulardan iki tanesi çok çarpıcı.
1-Madem Filiz kocasından veya kayınvalidesinden şiddet görmüyordu. O gün oğlu neden yardım istemek için uzakta yaşayan teyzesini aramıştı?
2-Ödemiş Devlet Hastanesi, Filiz'in rahatsızlığı için 'psikolojik' derken Ege Üniversitesi Hastanesi'nde tutulan raporda neden 'hayati riski vardır' denilmiştir?
Şiddetin tanıkları ifade vermekten vazgeçti
Filiz'in ölümünün ardından aynı köyde oturan pek çok kadın Filiz'in avukatı İslam Gezer'e gitmiş ve talihsiz kadının kocasından sürekli şiddet gördüğüne dair ifade vereceklerini söylemişti. Hatta aralarından ikisi kendilerinin de aynı şiddete maruz kaldıklarını, sürekli eşlerinden şiddet gördüklerini, Filiz'in başına gelenlerin kendi başlarına gelmesinden korktuklarını bile söylemişlerdi. Ancak ifade için götürülmek istendiğinde ifade vermekten vazgeçmişlerdi. Çünkü hem kendi eşlerinden hem de sanığın ailesinin baskılarından endişe ettiklerini belirtmişlerdi.

Hacer ÖNOĞLU ÜLGER