Coburg’un her köşesinden bir prens gülümsüyor

Ortaçağ’dan itibaren Avrupa’daki soyluların evlenerek yerleştikleri Almanya’nın Coburg kasabası, bakmaya kıyamayacağınız kaleler, saraylar ve köşklerle süslü. İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir edilen Nürnberg’in yakınındaki Coburg, ‘Prensler Kenti’ olmanın hatırına bombalanmadan günümüze kalabilmiş ender kentlerden biri...

Tüm Avrupa'ya kan kusturan Almanya, kış günü dayandığı Sovyet kapısında Kızıl Ordu'nun hışmına uğrayınca İkinci Dünya Savaşı'nın seyri değişivermişti.

ABD'nin de savaşa girmesiyle müttefik devletlerin bombardımanına tutulan Almanya'nın birçok şehrinde taş üstünde taş kalmadı.
Seyahat sayfasında savaş tarihi anlatmak değil niyetim elbette...
Ama bir önemli ayrıntıyı vermeden yazıya başlamak anlamsız olacaktı. Çünkü Almanya'yı hava saldırılarıyla dümdüz eden Avrupalı müttefikler, sadece bir kasabaya özellikle dokunulmaması konusunda anlaşmışlardı. Hitler'in en vahşi Nazi propagandalarıyla tüm Almanya'yı ırkçı bir dünya istilasına hazırladığı Nürnberg'e sadece 100 kilometre uzaklıktaki Coburg kasabası asla vurulmayacaktı!
Neden mi? Çünkü o Coburg, ortaçağ boyunca Avrupa ülkelerindeki soyluların evliliklerini yaptığı, prenslerin saraylarına ev sahipliği eden bir kentti. Avrupa asilzadelerinin hatırasını yaşatan bu 'krallar kenti'ne kıyabilirler miydi? Bu yüzden yerle bir edilen Almanya'da, hayranlık veren tarihi ve mimari dokusunu hiç çizik yemeden günümüze taşımayı başaran ender kentlerden biridir Coburg...
Ülkenin en büyük eyaleti olan Bavyera sınırlarında, Nürnberg'in 100 kilometre kuzeyinde ve iki Almanya'nın birleşmesinden önceki sınır bölgesinde bulunan bu ortaçağ kasabasının zarafetini görmelisiniz. Avrupa aristokrasisinin kültürel ve tarihsel görkemi sizin de başınızı döndürecektir.

SEMBOLİK PRENSLİK DEVAM EDİYOR

Gotik mimariyi yansıtan oya gibi işlenmiş saraylar, köşkler, tek katlı evler, tarihi kale ve kilise, tıpkı puzzle'ın parçaları gibi estetik bir özenle yerlerine oturtulmuş hissini uyandırıyor insanda. Yollarda yürürken başınızı ne yöne çevireceğinizi, hangi güzelliği fotoğraf karesine sığdıracağınızı bilemiyorsunuz. Aynı zamanda haftanın bir günü pazaryerinin kurulduğu, etrafı rengarenk tarihi binalarla kaplı kocaman meydanı tam bir şirinlik abidesi.

Kentin ormanlarla kaplı tepeleri, prenslerin ve düklerin heykelleriyle donatılmış yemyeşil parkları, saat kulesi, ışıltı saçan butik, market ve hediyelik eşya mağazaları ile son derece şık restoran ve kafeleri, Coburg sokaklarında keyifli bir gezi fırsatı sunuyor.
Tabii yıl boyunca modern ve klasik eserleri izleyebileceğiniz bir opera ve tiyatro binasını da unutmamak gerekir. Bu arada Coburg'da hala temsili bir prensliğin sürdüğünü de hatırlatalım.

KALEDE GÖRÜLMESİ GEREKEN ÜÇ MÜZE

Tepedeki 'Veste Coburg' kalesinde üç ayrı müze bulunur. Coburg Prensi ve ailesinin yaşadığı; zevkli tasarımı, duvarları ve tavanı görsel bir hayranlık uyandıran süslemelerle kaplı saray kale içindedir. Protestanlığın lideri ünlü din adamı Martin Luther'in, canına kast etmek isteyen zalimlerden kaçarak 1530 yılında bu sarayın dairelerinden birine sığınması, 'Veste Coburg' kalesine dünya çapında bir prestij kazandırmıştır. Luther bu saray dairesinde yaşadığı altı ayda İncil'in düzinelerce sayfa çevirisini yapmıştır. Sarayın içindekiler ve 'Luther Odası'ndaki yazmalar tarihsel bir değer taşır. Yine sarayda 1630 yılında inşası gerçekleştirilen bir 'Av Köşkü' yer alıyor ki benzerine kolay kolay rastlayamayacağınız oda tamamen ahşaptan oluşuyor. Burayı ilginç ve görülesi kılan özelliği ise o dönemdeki avlanma biçimlerinin 'kakma' tekniğiyle resmedilmiş olmasıdır.
İkinci müze, 'Silah Müzesi'dir. Burada 10 bini aşkın silah ve savaş araçları sergileniyor. O dönemin tabancaları, kılıçları, okları, yayları, zırhları, atlı ve mızraklı şövalye ile kızakla çekilen arabaları, ziyaretçileri ortaçağın savaş meydanlarına kadar götüren bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Diğer müzede ise Alman ve Avrupalı ünlü ressamların yağlıboya tabloları ile değişik dönemleri içeren binlerce eski para ile yine binlerce mektup ve el yazması koleksiyonları gösteriliyor. Aynı müzede, gayet etkileyici cam sanatı örneklerini incelemeniz de şiddetle tavsiye edilir.

VESTE COBURG KALESİ

Coburg'un günümüzdeki tarihsel-kültürel birikiminin temelinde, Avrupalı aristokratların kendi aralarındaki evliliklerle ailelerini ve varlıklarını büyütmesi yatmaktadır.

Buraya yerleşen soyluların, kente imzalarını attıkları yapılaşmanın ilk izlerine 1200'lü yıllarda, şu anda Almanya'nın en büyük tarihi kalelerinden biri olan 'Veste Coburg'un bulunduğu tepede rastlanmaktadır. O yıllarda soyluların tepelikte inşa ettikleri devasa yapılar, 150 yıl boyunca süren yeni eklemeler, mimari düzenlemeler ve kentin stratejik açıdan güçlenmesini amaçlayan bir kale kompleksi yaratma çabalarıyla, 1353 yılında ihtişam saçan bir kaleye dönüşmüştür. 'Veste Coburg' kalesi, tarihsel süreç içinde kentin kültür, sanat ve saray yaşamını tüm canlılığı ve heybetiyle bugüne ulaştıran olağanüstü bir mabed konumundadır.

BÜLENT GÜRLÜK

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.