Aman başınız ağrımasın!

KAHRAMAN DURAK

Yeni yıla, sayılı günler kaldı. Ben de bakındım nerede ne var diye... Eğlence mekanlarının tam olarak ne yapacağı netleşmemiş.
Onu ilerleyen günlerde yazacağım. İki alternatif var İzmirliler için, birincisi İzmir merkezindeki mekanlar diğeri ise Alaçatı... Gelelim asıl konumuza buradan eğlenceseverleri ve gece hayatı tutkunlarını uyarmak istiyorum.
Neden mi?
Şöyle; gece gezmesini seven isimler elbette yılbaşı gecesi de dışarıda olacak. Kimileri sahne alan sanatçıların programı ile karşılayacak 2017'yi, kimileri de restoranlarda ve ufak ölçekli barlarda.
Burada yenilene içilene dikkat edin derim. Çünkü tam olarak emin olmadığınız mekanlarda yudumladığınız içecekler sahte olabilir. Bakın haberlerimizde yer veriyoruz sahte içki facialarına, özellikle son dönemde üretimi çok arttı. Ancak bilmediğiniz bir şey var ki o da hiç ihtimal vermeyip ünlü diyebileceğiniz mekanlarda da sahte içkilerin yıllardır kol gezdiği iddiası. Bunu sıkça duyuyorum nereden mi?
Anlatayım....
BİDONLARLA GETİRİYORLAR
Yıllardır gece hayatının içindeyim. Gezer, bakar, haber yaparım. Tahmin edersiniz ki mekanlarda çalışan bir çok arkadaşım var.
Barmen bir arkadaşım özellikle çok popüler eğlence yerlerinde kaçak ya da sahte, adına siz ne dersiniz bilmem ama bu içeceklerin yıllardır Çeşme ve İzmir'de tüketiciye sunulduğunu söyledi.
(İstisnalar var elbette) Durum öyle bir vaziyete gelmiş ki özellikle minik 'shot' bardaklarda gelen rengarenk içeceklerin bidonlara doldurulup mekanlara getirildiğini öğrendim. Biraz araştırayım dedim ne, nedir diye...
Bu sektöre yıllarını vermiş isimlerden teyit aldım. Evet onlar da aynı şeyleri söyledi.
Benden tavsiye bu iddialar doğru ise yılbaşı gecesi dahil ne zaman eğlenmeye gitseniz kapağını kendiniz açmadığınız şeyi içmeyin. Sonra başınız ağrımasın...
AKİF ÖRÜK, AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ
İzmir denildiğinde akla gelen şeylerden birisi de hiç şüphesiz güzel kızları.
Bu güzellik yıllardır yarışmalara da yansır. Birçok ünlü manken ve güzel sanatçı İzmir'den çıkar. Bununla doğru orantılı olarak moda sektörü de epeyce gelişmiş hatta gelinlik ve abiyede dünyanın önde gelen şehirlerinde birisi İzmir.
Anlatacağım konu da tasarım, moda, koreografi yani İzmir'deki sektörle ilgili.
17 yıllık Rönesans Ajans'ın kurucusu Akif Örük, İzmir'deki kısır döngüyü aşmak için İstanbul'a gitti.
Yanlış anlamayın İzmir'de merkezi duruyor ancak Örük, sohbet ettiğimizde bıkkınlığını ve yılgınlığını dile getirdi.
EMEĞE KONUYORLAR
Nitelikli iş yapamamaktan ve İzmir'in ekonomik durgunluğundan yıldığını söyledi.
Fashion Week basın toplantısında da açtı ağzını yumdu gözünü.
Akif tepkisini, "Eski ve tanınan tasarımcılar İzmir'de yeni şeyler yapılmasını istemiyor, yapamazsınız diyorlar.
İnadına yapmaya devam edeceğim. Onların yerine artık yeni tasarımcılar var" sözleri ile dile getirdi.
Pek bir yerde çıkmadı bu serzeniş ama ben merak edip biraz konuyu didikleyeyim dedim, aradım Akif'i...
"Eski tasarımcılara tepkin ne?" dedim ağzındaki baklayı çıkarttı. Akif Örük, aynen şunları söyledi: "Bak Kahraman eskiler küçük olsun benim olsun anlayışında. Herkes kendi işini yapmalı ve gençlerin önünü açmalı. Bir yarışma oluyor ya da yanlarında genç tasarımcıları stajyer veya çalışan olarak alıyorlar.
Sonra onların tasarımlarını kendileri yapmış gibi piyasada dolanıyorlar. Bu hak gaspıdır, ayıptır, günahtır, gençlere yazık ediyorlar ve tek düşünceleri sadece biz olalım.
İsimlerini söylemeyeyim, istisnalar hariç bir çoğunu tanıyor herkes.
Bu şekilde İzmir sektörde büyüyemez. Hemen İstanbul'a yada yurt dışına kaçıyorlar yeter artık". Bilmem anlatabildim mi? Üstüne alınan alınsın benden söylemesi...
'BIRAKIN ANTALYA VE ADANA'YI BELDENİN BİLE RAKİBİ DEĞİL İZMİR
Başlığa bakınca "Kim kimin rakibi değil?" diye sordunuz kendinize... Anlatayım...
İzmir, sinemada ilk, uluslararası fuarcılıkta ilk, milli bankada ilk, tiyatroda ilk, futbolda ilk, Milli Mücadele sırasında düşmana sıkılan kurşunda da ilk. Peki ilklerin şehri İzmir, sporda, sanatta ve hatta birçok alanda neden hep geride?
Festivallere getireceğim konuyu. Şehre sinerji veren, toplumun büyük çoğunluğunu kucaklayıp heyecanlandıran festivallerimiz yok ne yazık ki. Tamam elbette güzel işlere imza atılmaya çalışılıyor. Bu çabaları alkışlamak gerek şüphesiz.
Amaaaa İzmir olarak kitlesel bir katılımın olduğu, içinde popüler kültür objelerinin de yer aldığı, gümbür gümbür festival denilen bir etkinliğimiz yok ne yazık ki. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin kıyısından geçebilir miyiz? Hayır. Adana Altın Koza Film Festivali'ne teğet geçer miyiz? Bence zor. Bakın İstanbul'dan örnek bile vermiyorum.
Hadi Antalya ve Adana'yı geçelim 10 bin nüfuslu Alaçatı'nın Ot Festivali ile yarışabilecek mi İzmir? Ne yazık ki ona da hayır diyeceğim. Ot Festivali'ne dört günde Türkiye'nin dört bir yanından on binlerce insan akın ediyor. Oteller, restoranlar dolup taşıyor. On binler diyorum.
Koskoca İzmir'e ayıp olmuyor mu?
İzmir'de hangi festival on binlerce vatandaşın akına uğruyor peki? İyi Pazarlar....

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.