‘Ölüm Limuzini’ güçlü bir ilaç gibi

HALİL FİNCAN

Eva Peron, Marilyn Monroe, Josef Stalin, Luis Bunuel, Marie Antoinette, Ahmet Hamdi Tanpınar ve diğerleri.
Onun kitabını okurken bu ünlü simalardan herhangi biri ansızın köşe başından karşınıza çıkabilir, adres sorabilir ve hikayesiyle sizi geçmişe sürükleyebilir. Ve bir anda gerçek üstü bir hayatta sağa sola savrulabilirsiniz. Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray, son kitabı "Ölüm Limuzini" ile ise kendisinin de dediği gibi "Gizemli, ürkütücü, öğretici ve kışkırtıcı" bir yolculuğa sürüklüyor bizi. Çok konuşulan yeni kitabını ve yazma serüvenini sorduğumuz Eray, bize samimi ve bir o kadar da çarpıcı yanıtlar verdi.
İLGİ ALANIMDALAR
Kitaplarınızda şimdiye dek geçmişten günümüze taşan birçok ünlü simanın çevresinde geçen hikayeleri okuduk. Ve şimdi de karşımızda Başkan Kennedy var. Romanlarınızda tarihi kişilerin ve olayların canlandırıldığını ve iyi araştırıldığını görmekteyiz. Sizin tarihe ve biyografilere olan ilginiz romanlarınıza nasıl yansıyor?
Pek çok tarihi kişi hakkında romanlarım var. Bunlardan bazıları, Stalin, Marilyn Monroe, Eva Peron, John Fitzgerald Kennedy gibi tarihe damgasını vurmuş kişiler. Marilyn Monroe gibi renkli bir Hollywood rüyası, Eva Peron gibi Arjantin'i büyülemiş bir kadın, Stalin gibi dünyayı titretmiş bir diktatör ve Tanpınar gibi edebiyatımızın çok çeşnili bir yazarı... Bütün bu kişiler, şu yaşadığımız dünyaya mührünü basmış ve renk katmış insanlar.
Onlar benim daima ilgi alanımdalar.
Ve onları hikayelerime dahil ederek romanlarımı büyük araştırmalarla, belgesel büyülü gerçekçilik tarzında yazıyorum.
TAM TANIMLANAMAZ
"Ölüm Limuzini" hakkında kendinizce kısa bir özet yapmanızı istesek, kitabınızı nasıl tarif edersiniz?
Aslında benim hiçbir romanım birebir anlatılamaz. Çünkü insan bir kabusu, bir rüyayı, yitik bir hayali hiçbir zaman tam tanımlayamaz.
Yer yer uçucu, yer yer beton gibi bir gerçeğe dayanan bir roman bu. Ancak okununca hissedilebilen, etkisini gösteren güçlü bir ilaç gibi. Birçok zamanları birbirine karıştırarak anlatan 'Ölüm Limuzini' işte böyle bir roman. Gizemli, ürkütücü, öğretici ve kışkırtıcı.

BİR DEĞİŞİM VAR
Kennedy suikastı defalarca edebiyatın ve beyazperdenin vazgeçilmez arka planını oluşturdu. Stephen King'in 22.11.63'ü, Pablo Larrain'in kamerasıyla Natalie Portman'a yakın dönemde Oscar adaylığı getiren Jackie ve Oliver Stone'un JFK'sı bir çırpıda aklıma gelenler. Sizce bu konu neden bu kadar çok işleniyor? Kennedy suikastını yazmak için çok araştırma yapmanız gerekti mi?
Ben romanımda özünde John Fitzgerald Kennedy'i anlatmıyorum.
Ankara'nın sessiz ve soluk renkli sonbahar günlerini; bir insanın geçmişiyle hesaplaşmasını, eğer varsa geleceğini aramasını, Tuzluçayır'da bir eski gecekonduyu, Kennedy suikastindeki komplo teorilerini, Kennedy'nin trajik suikastinin bir karabasan gibi defalarca tekrarlanmasını anlatıyorum.
Romanda bir değişim var.
Roman başkişisi John Fitzgerald Kennedy'e dönüşüyor. Acaba bu karabasanın içinden kurtulabilecek mi?
Pek tabii böyle bir romanı yazabilmek için onlarca kitabı okudum. Zaten yıllardır araştırdığım bir konu bu; çok renkli, çok acı ve çok gerçek."
Peki bir kitaba başlamadan önce bir hazırlık dönemi geçirir misiniz?
Sürekli okumak, hayatın içinde olmak, seyahat etmek, günlük tutarak beynimi boşaltmak belki de yazmadan önceki hazırlıklarım.
Fantastik edebiyatın önemli bir temsilcisi olarak, bu türün yazarlarından kimleri severek okursunuz?
Ünlü öykücü ve oyun yazarı Sevim Burak benim favorim.
Portekizli Yazar Jose Saramago, Amerikalı John Fante, Charles Bukowsky ve Japon Yasunari Kavabata da severek okuduğum yazarlardır.
"BİR ZAMAN MAKİNEM OLSA"
Dallas'tan Ankara ve Bursa'ya uzanan bu hikayenin ve diğer hikayelerinizin aslında temel noktası zamanda yolculuk. Bir zaman makineniz olsa ilk gideceğiniz yıl ve ilk tanışacağınız kişi kim olur?
Zaman makinem olsa, Portekizli Yazar Fernando Pessoa ve Türk edebiyatından Ahmet Hamdi Tanpınar'la tanışmak isterdim.