Harvard’ı kazanmanın formülünü verdi

Dünyanın sayılı üniversitelerinden Harvard’ı kazanan Akhisarlı Nil Çakırca, başvurusunu gece yarısı yaptı ve ABD’ye davet edildi.

NİHAN YARKENT

Türkiye onu lise çağına kadar akıllı telefonu olmadığı halde Harvard Üniversitesi'ni kazanmasıyla tanıdı.
18 yaşındaki Nil Çakırca lise hayatında tanıştığı whatsapp uygulamasını nasıl kullandığını anlattığı başvuru yazısıyla 1 milyon liralık bursla önümüzdeki ay Harvard Üniversitesi'nde ders başı yapacak.
Peki gerçekten öyle mi oldu? İzmir Amerikan Koleji öğrencisi Nil, gerçekten de cep telefonu almayan bir anne ve babanın, sınav maratonuna yarış atı gibi hazırlanmasını sağlayıp dünyanın en iyi üniversitesine kazanmasına mı neden oldu? Kazın ayağı öyle değil. Evet anne babası ona belki cep telefonu almadı ama piyano aldı, çello aldı. Nil Çakırca, Akhisar'dan başlayıp Amerika'ya uzanan başarı yolculuğunu Yeni Asır'a anlattı.
GECE YARISI BAŞVURU

Harvard Üniversitesi'ne kabul edildiğinde ne hissettin?

- Başvurumu gece yarısı son anda yapmıştım, kabul edildiğimi de gece yarısı öğrendim. Mutluluktan ağladım, ağladım.
- Bu başarı nasıl geldi, gece gündüz ders mi çalıştın?
- Hayır gece gündüz çalışmadım, çünkü Harvard için böyle bir kriter yok. Yani ders ortalamanızın yüz olması yeterli değil. Hayat için insanlar için ne yaptığınız ve ne yapmak istedikleriniz de önemli.
- Anne babanın desteği nasıl oldu?
- Akhisar'da yaşıyoruz. Anne babam öğretmen. Onların desteği ve yönlendirmesi her zaman oldu. Örneğin o cep telefonu mevzusu...
Sanki ailem cep telefonu almadı gibi algılandı. Oysa durum öyle değil. Evet ailem cep telefonu almadı ama ondan çok daha pahalı olan piyano aldı. Piyano çalmaya başladım, çello aldılar, çello çalmaya başladım. Müzik benim hayatıma ben müziğin hayatına girdim.
- Akhisar'dan İzmir Amerikan Koleji'ne nasıl geçtin?
- Akhisar'da özel bir okulda okudum TUDEM sınavlarındaki başarım nedeniyle bursu okudum. 2011 yılındaki SBS sınavında Türkiye birincisi oldum. Halen google'da çalışan ablam beni İzmir Amerikan Koleji'ne yönlendirdi.
- Neden burası?
Çünkü ben, ÖSS ve YGS odaklı bir öğrenci olmak istemiyordum. 600 sorulu testi çözmek için çalışan bir öğrenci olmak istemiyordum. Akhisar'da da sosyal bir öğrenciydim, yeni bir şeyler keşfetmeyi seviyorum. İzmir Amerikan Koleji'nde de 150 sosyal servis, kulüp, etkinlik var. Başvurumda bunlar etkili oldu.
- Dersi derste öğrenenlerden misin?
- Evet, tüm ilgimi o anda derse veririm, sınav dönemleri de ders çalışırım. Bunun dışında ekstra bir şey yok. Burada olduğum 5 yıl boyunca ben, hep değişik yerlerde bulunmaya gayret gösterdim.
- Nasıl değişik?
- Müzikle ilgilendim. Piyano, çello çaldım, okulda konserler verdim. Öğrenci birliğinde yer aldım, yurtta kalıyorum, yurt başkanı seçildim. LÖSEV için çalıştım, hasta çocukların derslerine destek verdim, okulda münazara kulübünü kurdum. Yani hep sosyal etkinliklerin içinde topluma faydalı bir şeyler yapmanın peşinde oldum.
- Harvard dışında başka yer istemedin mi?
- Aslında Amerika'da başka üniversitelere de başvurdum. Onları da kazandım. Muhtar Kent Eğitim Vakfı'ndan da burs kazandım ama Harvard olunca bir başkasının da o burslardan faydalanabilmesi için iade ettim.
- İlk başvuruyu nasıl yaptın?
- Ben ekonomi ve hukuk üzerine eğitim almak istiyordum. Neden Harvard'da ekonomi okumak istediğimi anlatan bir yazı yazdım. Ekonominin bir dalı olan davranışsal ekonomi üzerinde durdum. Örneğin, iki alana bir bedava gibi satış tekniklerinin, insanların irrasyonel düşüncelerini kötü şekilde kullanarak ekonomiye çevirdiğini anlattım. Bu yazı içime de sindi. Anneme okuttum, bakışlarından başka bir şey yazmam gerektiğini anladım.

- Annen o yazıda neyi beğenmedi?

- Aslında hiçbir yorum yapmadı sadece ben gözlerinden anladım. Başvurunun sona ermesine yarım saat vardı.
Düşündüm, ailem bana; doğru, dürüst ve kendin olmanın insanı bir yere getireceğini öğretti. Yazımın odağına bunu aldım, kendim oldum, basit bir dille kendimi anlattım.
- Ne yazdın?
- Lise 1'e kadar akıllı telefonumun olmadığını, çünkü insan ve çevre sağlığına zararlı olduğuna yönelik ailemin ve benim düşüncelerimin olduğunu yazdım. Ama bunu yazarken "hani benim telefonum yok ama ablam google'da çalışıyor" gibi tezatlıkları kullanarak espriler yaptım. Akıllı telefonum olmadığı dönemlerde arkadaşlarımla ilişkilerimin çok iyi yönde devam ettiğinden, ailemin değerlerini ve fikirlerini, çevremizin beklentilerinde daha üstte tuttuğumu anlattım. Zararlı olduğunu bildiğim için de bana bunun mantıklı geldiğini anlattım.
EN İYİ DOST OSKARI

Lise 1'e geldiğimde maillerime bakmak için akıllı telefona ihtiyacım oldu.
Ardından farkettim ki arkadaşlarım whatsapp üzerinden yazışıyor, oradan ders notları hakkında birbirlerine sorular soruyorlar ve benim haberim olmuyordu.
2014 yılında Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, whatsapp'ı almıştı.
O da Harvard mezunu. Yazımda işte ikimizde aynı yıl whatsapp'a katıldık diye yazdım. O uygulamayla arkadaşlarıma nasıl yardım ettiğimi, onların da bana dünyanın en iyi dostu oskarını vermelerini anlattım.

- Harvard seni bunun için mi kabul etti?

Okulda birinci değilim, yüksek not Harvard için geçerli bir neden değil. Sizi farklı kılan başka şeyler de olmalı. Ben yazımda, benim de topluma birşeyleri geri vermem gerektiğini, arkadaşlarıma okuluma beni bir şekilde o noktaya getiren insanlara, benim de bir şeyler yapmam gerektiğini, bu noktada yaptıklarımı ve yapmak istediklerimi anlattım. Sonra da mülakata davet edildim.
- Orada ne sordular?
Neden Amerika'da, neden Harvard'a okumak istediğimi sordular.
Münazara kulübünden, yaptıklarımdan konuştuk.
Konu bir şekilde Türkiye'deki eğitim sistemine geldi. Ben Harvard eğitimim sonrasında ülkeme geri dönmek istediğimi anlattım. Neden geri dönmek istediğimi sordular.
HAYAL KURMAK ÖNEMLİ
Türkiye'de çocukların, öğrencilerin çok fazla hayal kuramadığını, yıllardır süregelen eğitim sisteminin ezbere dayalı olduğunu ve herkesin çok eşit miktarda eğitimden yararlanamadığına bahsettim.
Bir gün ülkeme geri dönüm edindiğim fırsatlarda benim gibi olan çocuklar içinde bir şeyler yapmak istiyorum dedim. Eksikliklerin kısa sürede değişim değişmeyeceği konusunda ne düşündüğümü sordular.
Bir şekilde değişibileceğini, benim gibi insanlar sayesinde bunun olacağına inandığını söyledim.
- Kazandığını nasıl öğrendin?
- Gece yarısı son dakikada başvurmuştum, yine gece yarısı öğrendim. Tam burslu olarak kabul edildim. Öğrendiklerimi topluma geri kazandırmak için verdiğim çabanın, whatsapp gibi bir uygulamaya farklı bakmanın sonucu bunlar.
Yoksa bu kızın telefonu yok hadi onu alalım diye bir şey yok.
- Ne hissettin?
- Mutluluktan ağladım. Ablamı telefonla mesaj yazdım, o anda seminerdeydi. "Seminerdekilere, kardeşim Harvard'ı kazandı deyince, kalkıp alkışlamışlar.
Annem babam hepimiz çok sevindik.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.