Melodi'nin hayalleri Hollywood kapısını açtı

“13 yaşındayken, bir gün elime aldığım boş bir ajandaya ilk kitabım olan ve o zamandan önce sadece bir hayal olan “Yasak”ı yazmaya başladım. Ve o an da kendimi buldum. Kağıda kaleme sarılmam, ilk görüşte aşk diyebiliriz”

NİHAN YARKENT

Geçen haftadan beri bir konuya taktım. Hayaller...
Bunu nedeni, Harvard Üniversitesi'ni tam burslu kazanan Nil Çakırca.
Hayallerinin peşinden koşup, istediği üniversiteyi kazanıyor ama iş bununla bitirmiyor. Hedefi, hayal kurabilmeyi sağlayan bir eğitim sistemi. 13 yaşında kağıda kaleme sarılan Melodi Baç da işte böyle bir başka isim. Hayalleri var, onların peşinden koşuyor.
Tek tek de gerçekleştiriyor.
O Türkiye'nin en genç fantastik edebiyat yazarı. Bugün 22 yaşında 4. kitabı kaleme aldı. Destek Yayınları'ndan çıkan 100. Nesil'i alın bir okuyun. Ama işe ilk kitabı Anka'nın Dönüşü'nden başlamazsanız, ipin ucunu kaçırabilirsiniz.
Kitabın baş karakteri Carmen ile siz de yolculuğa çıkacaksınız.
Tıpkı Melodi gibi. O dünya çapında tanınan bir yazar olmak istiyor. Genç yaşta kendini kabul ettiren Baç'ın ilk kitabı ise Holywood yolunda.

Günlük bile tutmayan bir toplumuz. 13 yaşında nasıl oldu da kağıda kaleme sarıldınız?
Küçüklüğümden beri hep hayal kurardım ve hayallerim fantastik hikayelerden oluşuyordu. Anneme bu hikayeleri anlatıyor ve bazen de oynatıyordum. Annem de bana hep bu hikayeleri yazmam gerektiğini, yoksa bir gün unutacağımı söylüyordu. 13 yaşındayken, bir gün elime aldığım boş bir ajandaya ilk kitabım olan ve o zamandan önce sadece bir hayal olan "Yasak"ı yazmaya başladım. Yazmaya başladığım an da kendimi buldum. Kağıda kaleme sarılmam, ilk görüşte aşk diyebiliriz.
Şu noktayı atlamamak gerekiyor. İlk kitabınızı yazdığınızda öğrenciydiniz, bir yanda dersler bir yanda gençlik ateşi. Oysa bir kitap yazmak meşakkatli bir iş. Hangi ara yazıldı bu kitap, zamanı nasıl yarattınız?
Zaman yaratmak benim için hiçbir zaman çok büyük bir problem olmadı. Çok disiplinli bir çocuktum ve hala öyleyim. Oğlak burçlarının yaşlı doğup genç öldüğü söylenir. Belki de ben o yaşta disiplinimi bu şekilde sağlamıştım.
Okulda da iyi bir öğrenciydim ve sosyalliğe de oldukça önem veriyordum. Elbette zorlandığım anlar oldu ama yazmaya bu kadar tutkuyla bağlıyken onun için her zaman, özel olarak zaman ayırabiliyordum.
İlk kime okuttunuz? Ne dedi?
Tabi ki anneme. Annem her kitap yazdığımda dayanamayıp ben yazarken okur ve heyecanlı bir yerde kaldığı her zaman da ben yazana kadar beni rahat bırakmaz. Babam ise bittiği an okuyan ilk kişidir. En yakın arkadaşlarım ise genelde kitap şeklinde okumayı seviyorlar.
Ne dediklerine gelince, anneme de babama da fantastik sevdirdim. Sanırım bu ne dediklerini az çok belli ediyor.

Fantastik yazar, çok fantastik bir durum. Bunun için hayalleriniz gerçekten hayal ötesi olmalı. Anlatır mısınız hayallerinizi?
Birçok hayalim var. En çok gerçekleştirmeyi istediğim hayallerden biri genç bir yazar olmaktı. O maddenin yanına tik attıktan sonra hedeflerim daha da büyüdü.
Dünyaca okunan fantastik edebiyat yazarı olmak dışında, kitaplarımı beyaz perdede izlemek gibi bir hayalimde var. Bu hayalim için üniversitede sinema bölümünde okudum ve yakında mezun oluyorum. Bunların dışında, tabi birçok kişinin de hayal ettiği gibi, Dünya'yı dolaşmak istiyorum.
Yazarken hayalleriniz ve şimdi bir yazar olarak hayalleriniz bir noktada kesişti mi?
Evet. Bir hayal kurduğunda en alt basamaktan başlaması gerekir insanın. Bu bir kitaba başlarken bile böyledir. Ben de bir yazar olarak serüvenime başlarken en alt basamaktan başladım.
Bir anda yukarı çıktığımı düşünmüyorum, ama emin adımlarla yukarı, hedeflerime ve hayallerime çıktığımı buram buram hissedebiliyorum.
Yani hayallerim bir noktada henüz kesişmediyse de, çok ama çok yakın bir zamanda kesişecek.
Mimarlık okurken sinemaya geçtiniz, bu hayalleri ıskalamak adına atılmış bir adım mıydı?
Evet, hayallerim için attığım bir adımdı. Mimarlık bölümünü sanat ve fen bilimlerini birleştirdiği için seçmiştim ama içinde bulundukça hayatta yapmak istediğim şeyin mimarlık olmadığını anladım. Mimarlığı bırakma kararıma en büyük etkisi olan şey, sanırım o dönemde yoğunluktan neredeyse hiç kitap yazamamamdı.
Ama mimarlığı az bir zaman bile olsa, okuduğuma pişman değilim, çünkü benim için hayatta yeni bir pencere açtı.
Yine de bıraktığım ve sinema bölümüne geçtiğim için bir saniye bile pişman olmadığımı da söyleyebilirim.

Hadi yazdınız ama nasıl bastırdınız. Yayınevi nasıl ikna oldu?
Bana okuyucularımdan ya da yeni yazar adaylarından gelen en sık soru sanırım bu. İlk kitabı bastırmak gerçekten çok zor bir iş, çünkü yayınevi kitabı basarken bir riske giriyor. Bu yüzden yayınevini kitabınızın basmaya değer olduğuna ikna etmeniz gerekiyor.
İlk yayınevim İkinci Adam, kitabımı gönderdiğimde çok beğendi ve basmayı kabul etti. Uzun ve yıldırıcı bir süreçti ama ailem her aşamasında yardımcı oldu. 16 yaşında zaten başka türlü bu işi yapamazdım sanırım.
4 kitap ve hepsi de ilgi gördü. Okuyuculardan gelen tepkiler nasıl?
En önemli ve benimde en sıklıkla duyduğum tepki kitapların çok akıcı olduğu... Kitaplarım çok da kısa olmamasına rağmen, kitap okumayan insanların bile birkaç günde bitirebileceği kadar akıcı olduğunu söyleyebilirim.
Bunun dışında olay örgüsü, hikayeyi iyi bir şekilde ilerletmem insanların diğer tepkilerinden...
Özellikle Anka Serisinde başka bir evrende geçmesi, kendi dilinin ve haritalarının olması insanların kitabı en beğendiği özellikleri arasına giriyor.
Bence filmde de Carmen'i siz oynamalısınız. Var mı böyle bir hedef?
Okuyanlar bilir, biraz Carmen'e benziyorum.
Sanırım istemsiz yaptığım bir tercihti.
Hatta bazı arkadaşlarım bana ara sıra Carmen der. Ama sanırım profesyonel bir oyuncunun oynaması daha uygun
"HOLLYWOOD YOLUNA GİRDİM"

Anka'nın Dönüşü Hollywood yolunda. Bu bir olay. Nedir tam olarak?
Evet! Hollywood yolcusu ve inanılmaz heyecanlanıyorum. Sinema okurken senaryo yazarak mezun olmayı seçtiğim için kitabım Anka'nın Dönüşü'nü İngilizce olarak senaryolaştırdım.
Çok zorlu ve daha önce hiç yapmadığım bir süreçti ama üstesinden gelmeyi başardım.
Senaryom bitince birkaç ilgilenebilecek kişiye gösterdim.
Aslında bir arkadaşımın ısrarları sayesinde hiç aklımda olmayan birine senaryomdan bahsedince, bir anda Hollywood kapıları açıldı. Arkadaşıma da buradan teşekkür ediyorum, çünkü hayallerime doğru çok büyük bir adım atmamı sağladı. Hollywood ile bağlantılar kuruldu ve bir sürece girildi.
Süreç uzun da sürebilir, kısa da... Benim için önemli olan gerçekleşecek olması... Ben bile hala hayallerime bu kadar yaklaştığıma

"FANTASTİK TÜR İLE FARKLI EVRENLERE SEYAHAT"
Bunu sormazsam çatlarım. Fantastik edebiyatı küçümseyene bir çift sözünüz var mı?
Fantastik sevmeyen insan çok olduğuna inanmıyorum aslında. Fantastiğin içinde yaşadığımıza ve sadece onu çoğu zaman fark edemediğimize inanıyorum. Konuşmalarımızda, düşüncelerimizde, izlediğimiz ya da okuduğumuz birçok şeyde fantastiğin izleri var. Dünya tarihinin en eski yazılı eseri olan Gılgamış Destan'ında bile fantastik öğeler vardır. Eğer sevmeyen varsa da şunu söyleyebilirim; Fantastik bir eser okumak ya da izlemek en kolay gezme yöntemidir, başka dünyalara, evrenlere seyahat edersiniz. Bu yüzden hayatın yoğunluğundan bir kaçamağa ihtiyaç duyarsanız, fantastik okuyun derim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.