Yunuslar eşliğinde Eski Foça’dan Teos’a

HAKAN KAPTAN'IN SEYİR DEFTERİ - HAKAN ATİS

Teknelerin de insanlar gibi ruhu olduğuna inanır tüm denizciler ve bu nedenle onlara farklı bir özen gösterir. Yaz boyunca yolumun sıkça düştüğü Eski Foça'da onlarca yelkenliyi her seferinde kaderlerine terk edilmiş gibi bağlı gördüm. Bu durum içimi burktu. Denizci bir millet olmamız için daha çok yol gitmemiz gerektiğini düşündüm sürekli. Yazık... Bu kadar güzel bir coğrafyanın hakkını ne yazık ki veremiyoruz. Bu nedenle nerede bağlı bir yelkenli görsem içim cız eder.
Onu maviliklerde düşlerim. Tekne sahibi olmak her fırsatta denize açılmak, martılar ve yunuslarla yarışmak, gece alargalarında simsiyah gökyüzünde keyifle yıldızları seyretmek demektir.
Bunu yapmayanlar, bir başka deyişle güzelim yelkenlilerinin hakkını vermeyenler kendilerini denizci olarak görmemelidir.
TAVSİYE EDİYORUM
Benim gibi düşünen kuzenim Tayfun Erkul'la birlikte geçtiğimiz aylarda fırsat buldukça Eski Foça'dan denize açıldık. Bazen birkaç koy ötede demir attık, bazen aynı gün içinde 60 mil yol yaptık.
Bayramdan önce Teos Marina'ya kadar gerçekleştirdiğimiz seyirle ilgili notlarımı paylaşacağım bugün. Teknelerinin hakkını vermek isteyenlere tavsiye ederim. Önceki hafta Pazar günü saatlerimiz 07.40'ı gösterdiğinde Eski Foça'da palamarları çözdük. Haritada alarga yeri olarak belirlediğimiz Nergis Koyu'na kadar 60 mil gitmemiz gerekiyordu. Bunun için pruvayı Karaburun Feneri yönüne çevirdim. Saatlerimiz 11.18'i gösterdiğinde feneri iskelemizde bırakıp yolumuza devam ettik. Karaburun'un mandalina ve narenciye balı ile ünlü güzel köyü Salman açıklarına geldiğimizde saatlerimiz 11.50 olmuştu.
YUNUSLAR
Kuzeybatı yönünden esen naif rüzgarın ve motorun desteğiyle ortalama 5 knot süratle Sakız-Çeşme arasındaki boğaza doğru adeta yağ gibi kayıyorduk. Saat 12.15 olduğunda Eğriliman'ı bordaladık. Süratimiz yelken ve motorla ortalama 5.6 knot olmuştu. Rüzgar sancak kıç omuzluktan eserek bize eşlik ederken çevremizi saran ve adeta kılavuzluk ederek tekneyle yarışan yunusların yarattığı tabloyu görüntülemek ve izlemek ayrı bir keyifti. Saatlerimiz 14.20'yi gösterdiğinde ise Çeşme Dalyan'ı iskelemizde bırakıp ortalama 5.1 knot süratle tam arma ve motorla sığlıkları geçtik. Bu kış ekseriyetle sürpriz arızlarla geçtiğinden Tayfun Kaptan, seyir boyunca haklı olarak motora yüklenmedi.
2000 devir maksimum çıktığımız nokta oldu. Bu nedenle rüzgar uygun oldukça ondan destek aldık. Açıkçası motorun gürültüsü yerine rüzgarın sesini her zaman yeğlerim.
COTE D'AZUR
​
Aynı gün saat 15.00'da Çeşme Limanı'nı bordaladık. Motor ve tam arma yelken seyri ile Çiftlikköy Burnu'na doğru ilerledik. Eski Foça'dan palamarları çözdüğümüz andan itibaren rotamız boyunca sadece iki yelkenli gördük. Ancak bu durum Çeşme'de yerini başka bir tabloya bıraktı.
Saatlerimiz 17.00 olduğunda Alaçatı açıklarında denizin üstü adeta Fransız Riviyerası'nda olduğu gibi ultra lüks motor yatlarla doldu. St. Tropez, Cannes, St.Raphael, Nice ve Monte Carlo'nun renklendirdiği Fransa'nın güneydoğu kıyılarında seyir haline gibiydik. Rüzgar hayli yavaşladığı için, ki o bölge için ender yaşanan bir durumdur, motora ağırlık verdik.
Yine de rüzgardan umudumuzu kesmedik.
O da bizi üzmedi. Seferihisar'a yaklaşık 17 mil mesafede olan ve son derece korunaklı Nergis Koyu'nda saatlerimiz 18.50'yi gösterirken yaklaşık 7 m derinlikte pırıl pırıl suya demir attık. O bölgede seyir yapacakların "Navionics" uygulamasıyla kolayca bulacakları bir yer. Haritalarınızda da işaretlemenizi tavsiye ediyorum.
ARIZA
Yıldız yağmuru altında kekik kokularının eşlik ettiği nefis bir gecede ilk önce kendimizi ödüllendirdik.
Kuzenim Tayfun Erkul'la karşılıklı birer kadeh rakı içip deniz temalı keyifli bir sohbete koyulduk. Lakin ertesi gün bütün hevesimiz kursağımızda kaldı. Hem de ne kalmak.
Bütün tadımız kaçtı. Zira şaft yatağı ve motorun altı su dolmuştu. Saatlerimiz 07.25'i gösterirken suyu tahliye ettik ve deyim yerinde ise narin kervan Seferihisar'ın Sarpdere Beldesi'ndeki Nergis Koyu'ndan çıkarak 17 mil mesafedeki Teos Marina'ya pruvamızı çevirdik. Sıkıntılı ve stresli bir seyirden sonra marinaya ulaştık.
Ertesi gün iş yoğunluğum nedeniyle ben karaya ayak bastım. Delfin ise kötü hava nedeniyle beş, altı gün bağlı kaldı. Daha sonra da kendisine ev sahipliği yapacak olan Marmaris'teki bağlama yerine doğru rüzgara karıştı. Tayfun kaptanın orada teknesi ve dostlarıyla birlikte mutlu olmasını temenni ediyorum. Sizlere de ailelerinizle birlikte mutlu, sağlıklı, barış ve huzur dolu nice bayramlar diliyorum. Tüm denizcilerin pruvaları neta, rüzgar kolayına olsun.