Dünyanın güneyine yolculuk Ushuaia

ORÇUN GÖKÇEK

Tierra del Fuego, Güney Amerika kıtasının en sonunda yani en güneyinde yer alan takımadalara verilen isim. Ferdinand Magellan ilk kez 1520 yılında daha sonra kendi adı ile anılacak olan boğazdan geçerken, sahilde pek çok ateş görüyor. Büyük olasılıkla bölgede yaşayan Yaghan yerlilerinin ısınmak amacıyla yaktığı ateşler. Bu görüntünün ardından buraya 'Tierra del Fuego' yani Ateş Toprakları ismini veriyor. Tierra del Fuego Ulusal Parkı bu ada üzerinde yer alan 640 kilometrekare büyüklüğünde bir park.
GELMİŞKEN GİDELİM!
Buraya dünyanın en güneyi deniyor.
Nedenini açıklamak için haritada Afrika'nın en ucundaki Agulhas Burnu'na bakın ve bu noktayı izleyecek olursanız Güney Amerika'da ulaşacağınız nokta yani Ushuaia 2300 kilometre kadar daha güneyde... Antartika'ya gitmek isteyenler için durak noktası. Buradan 10 günlük Antartika gemi turları seçeceğiniz kabine göre 10 ile 20 bin dolar arasında değişiyor.
Dolayısıyla 'Buraya kadar gelmişken Antartika'ya da geçelim' sözü bir başka bahara kalıyor bizim için.
Bu arada Antartika'ya varış 3 gün dönüş 3 gün yani Antartika'da geçireceğiniz zaman toplam 4 gün...

BATMAYAN GÜNEŞ
Saat 22.00 gibi yavaş yavaş kızarmaya başlayan gökyüzünü daha iyi izleyebilmek için hemen deniz kenarına koştuk. Kıpkırmızı bir gökyüzü bizi bekliyordu. Güneş batar gibi yapıyor... Sabah erken kalkacağımız için otelimizin yolunu tutuyoruz. Manzaramız çok güzel olduğu için perdeleri kapatmamak gibi bir hata yapıyoruz. Nedeni ise güneş, sabah 03.00 gibi tekrar doğuyor ve bizi selamlıyor. Biz de güne oldukça erken merhaba diyoruz...
PANSİYON TERCİH EDİN
Ushuaia'da kalacağınız yerler yıldızlı oteller değil. Dağın yamacında, eşsiz manzaralı yıldızlı otel de bulmanız mümkün ama tavsiye etmem. Çünkü hem merkeze uzaksınız hem kültürlerine. Yerli halk, evlerini pansiyonlarına çevirmişler ve pek çoğu aile işletmesi. Bizim otelimiz Ushuaia'nın en popüler caddesi olan San Martin'in hemen üstünde. San Martin, kalabalık ve eğlenceli. Fiyatlar ülkemizle pararel diyebilirim.
Akşam saat 19.00 gibi ve güneş son derece dik.

DÜNYANIN UCUNDAKİ FENER
Ertesi gün Beagle Kanalı'nda tekne turuna katılmak için sabah otelimizden çıkıp yürüyerek Ushuaia limanına gidiyoruz. Bu liman pek çok gezgin için en uç rota olan Antartika'nın da kapısı. Sadece 1.000 km uzaklıkta olan bu noktayı başka bahara ereteleyerek anlaştığımız acentanın teknesine biniyoruz.
30 kişilik olan bu teknede çok farklı ülkeden gelen gezginlerle tanışıyoruz. Türk olduğumuzu öğrenen pek çoğu şaşırıyor. Önce teknedeki rehberimiz bize harita üzerinde turla ilgili bilgiler veriyor. Bilgi kısmı biter bitmez hava çok güzel olduğu için kendimizi güverteye atıyoruz. Bir süre sonra teknemiz Alicia isimli adaya yaklaşıyor. Adanın üzeride denizarslanları uzanmış keyif yapıyorlar. Kendilerini fotoğraflamamıza izin veren denizarslanlarından sonraki durağımız albatroslar oluyor.
De Los Pajaros isimli ufak ada karabataklara martılara ve albatroslara ev sahiliği yapıyor. En uzun kanat açıklığına sahip ve türünün diğer örneklerinin aksine gözleri yanda değil de önde olan albatrosları izlemek gerçekten heyecan verici. Esas bu tekne turana katılmamıza neden olan adaya nihayet varıyoruz. Ushuia körfezine giren ve çıkan gemilere kılavuzluk eden dünyanın ucundaki fener; Faro del Fin del Mundo bu adada... Bu feneri görmeyi çok istemiştik. Dünyanın sonundaki fener... Dönüş yolunda son olarak La Islas Bridges'e uğruyoruz.
Bu ada Yaghan'ların izlerini taşıyor. Rehberimizden öğrendiğimize göre dünyada resmi olarak kayıtlara geçen ve safkan Yaghan olarak hayatını sürederen sadece bir kişi var. Kendisi 93 yaşında ve Şili'de bir İspanyol ile evli...
Olağan üstü manzaralarla dolu 4 saati geride bırakıp Ushuaia limanına geri döndüğümüzde kendimizi çok şanslı hissediyoruz.
BİR KEZ YAPILMALI
Bugüne kadar pek çok noktayı gezdim gördüm ve her seferine etrafımdakilerden 'Bir daha olsa gidermisin?' sorusuyla karşılaştım.
Patagonya hep görmeyi istediğim bir yerdi, gittim gördüm ve gidilecek yerler listesinde işaretlendi...
"Tekrar gider miyim?" sorusuna dünya literatürüne girmiş bir deyim olan 'Once in a lifetime' yani bir kez mutlaka yapılmalı derim. Uç noktaları seviyorum. Daha önce de Afrika kıtasının en ucunda bulunmuştum ve oraya tekrar gitmeyi dört gözle bekliyorum...
YAZIN HAVA 8 DERECE
Sabah ulusal parka gitmek için aracımız bizi otelimizden erken saatte alıyor. Parka kişi başı 110 Peso (yaklaşık 30 TL) olan ücretimizi ödeyip giriş yaptıktan sonra, Ensanada Körfezi'nde araçlarımızdan iniyoruz.
Yaklaşık üç buçuk saat sürecek olan yürüyüşümüz bu noktada başlıyor.
Manzara inanılmaz. Suyun üzerinde en ufak bir kıpırdama yok. Hafif bir yağmur eşliğinde başlayan yürüyüşümüz ormanın derinliklerine doğru ilerliyor.
Yürüyüş rotamız bittikten sonra bizi kanolar bekliyor. Özel kıyafetlerimizi giyip Beagle Kanalı'na doğru kürek çekiyoruz.

YANINIZA YAĞMURLUK ALIN
Ushuaia'ya ya kayak amaçlı gitmeyecekseniz Ushuaia için yaz ayları olan Aralık- Ocak- Şubat en iyi zaman. Hava ortalama 8 ile 10 derece.
Güneş her daim var. Aralıklarla yağmur çiselemesinin dışında kaz tüyü montlar yeterli oluyor. Yağmurluğunuzu mutlaka yanınızda bulundurun.
Şemsiyeye ihtiyaç duymayabilirsiniz.
İyi bir yürüyüş ayakkabısı ve sırt çantası olmazsa olmazlar arasında. Bu arada pek çok marka outdoor ürünü oradan da alablirsiniz. Fiyatlar hemen hemen ülkemizle aynı.
KRAL YENGEÇ VE PİZZA
Deniz ürünlerini seviyorsanız burası tam size göre. King Crab mutlaka denenmeli. Et severler de unutulmamış malum Arjantindesiniz... Tek fiyat restoranlar var.
Ödeyeceğiniz fiyat belli ve sınırsızca et yiyebliyorunuz. Gut probleminiz yoksa bu restoranlar iyi bir tercih. Bunun yan sıra Enpanada diye aperatifleri bulunuyor. Bizim poğaçalarımız gibi gözüküyor fakat değil. Daha kıtır.
Pizza severseniz Arjantin pizzaları bana göre inanılmaz lezzetli. İtalyanlar gibi ince değiller. Güveç kaplarda pişiyor ve iki parmak kalınlığında geliyor. Ama hamur değil.