‘Fener’in Şansı yok’

Galatasaraylı Rasim Öztekin ile Fenerbahçeli eşi Esra Kazancıbaşı Öztekin'i yine derbi heyecanı sardı. Ünlü oyuncu Rasim Öztekin biten fenomen dizi Seksenler'de baba Fehmi rolüyle ve oynadığı filmlerde canlandırdığı karakterlerle izleyicilerin çok beğendiği oyuncu. Öztekin şimdi Klavye Delikanlıları dizisinde başrol oynuyor. Eşi Esra kazancıbaşı Öztekin ise gazeteci ve atv Avrupa kanalında "Sağlığım İçin Her Şey" programının yapımcısı-sunucusu. İkisi de futbolu çok seviyor. Takımlarının maçlarını televizyondan değil, tribünden takip ediyorlar. Sohbetimize başlamadan önce Rasim Öztekin eşini Fenerbahçe konusunda ısrarla kızdırarak tavladığını yıllar önceki sohbetimizde dile getirmişti.

Derbinin sonucu ne olur?

R.Ö: Galatasaray sezona fırtına gibi başladı. Farklı galibiyet alırız düşüncesindeyim ama futbol bu Fener'le son yıllarda şansımızın tutmadığı gerçeği var. Ama yeneriz diyorum

E.K.Ö: Bir gerçek var. Galatasaray maçları bizim için kolay. Fenerbahçem ne kadar formsuz olursa olsun, ezeli rakibimiz ebedi dostumuz Galatasaray'a karşı başka oynuyoruz.

'BABA BENİ MAÇA GÖTÜR'

Bu renkleri sevmenizi kim sağladı?

R.Ö: Benim Galatasaraylılığım aileden. Dayım ve babam Galatarasay Lisesi'nden. Onların yollarından giderek Galatasaray Lisesi'nde eğitim gördüm. Bizim bütün aile Galatasaraylıdır.

E.K.Ö: Küçükken ilk kez gittiğim Fenerbahçe Plajı'nı çok sevmiş, yüzerken kendimi güvende hissetmiştim. Sonra baktım, Fenerbahçe diye bir takım var ve işte o an sarı-lacivertli renkleri çok sevdim. Hemen babama gidip, hangi takımı tuttuğunu sordum.
Fenerbahçe yanıtı alınca ilk söylediğim şey şu oldu: "Beni Fener'in maçına götürsene baba!"

Başkan Aziz Yıldırım ve Başkan Dusun Özbek'in icraatlarını beğeniyor musunuz? Teknik Adamlar Kocaman ve Tudor doğru isimler midir?

R.Ö: Galatasaraylı olarak Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'nin başında olmasından memnunum. Bizim başkan Dursun Özbek'e ve antrenörümüz İgor Tudor'a geldiğimiz zaman, ilk baştaki duygularım negatifdi. Şu an ikisine de olumlu bakıyorum. Özellikle Tudor, tahminimin çok çok üstünde bir takım yarattı. Fakat bir soru işareti olarak da lastik patlar mı, patlamaz mı diye temkinli bekliyorum.

DEĞİŞİM ŞART

E.K.Ö: Rasim beni kızdırmak için bunları söylüyor ama boşuna. Çünkü haklı. Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki lig şampiyonluklarındaki fark, Yıldırım döneminde kapandı. Kadıköy'deki maçlarda Fenerbahçe'nin kazanması bir klasik haline geldi. Elbette derbilerde Galatasaray'a üstünlük sağlamanın tadı başka ama sezon sonunda lig kupasını alamamak, şampiyonlukları son maçta kaçırıp, kedere boğulmak da sık yaşadığımız bir durum. Futbolda şampiyonluklara, Avrupa'da başarıya hasret kaldık. Aziz Yıldırım, göreve geldiği ilk zamanlarda tesisleşme yönünde çok başarılı çalışmalar yaptı. Buna karşın rakip takımların yöneticileriyle ve taraftalarıyla, gazetecilerle sürekli çatışma yaşaması, tribünler üzerindeki baskısı, Fenerbahçe'ye gönül veren kadın taraftarları azarlaması, Alex'in gönderiliş şekli gibi durumlar ise benim gözümdeki eksileri oldu. Aykut Kocaman ise sevincini, hırsını belli etmeyen bir teknik direktör. Bunun futbolcular üzerinde motivasyon eksikliği yarattığı kanısındayım.

'Galatasaray bizim için kolay'

Bu renkleri sevmenizi kim sağladı?

R.Ö: Benim Galatasaraylılığım aileden. Dayım ve babam Galatarasay Lisesi'nden. Onların yollarından giderek Galatasaray Lisesi'nde eğitim gördüm. Bizim bütün aile Galatasaraylıdır.

E.K.Ö: Küçükken ilk kez gittiğim Fenerbahçe Plajı'nı çok sevmiş, yüzerken kendimi güvende hissetmiştim. Sonra baktım, Fenerbahçe diye bir takım var ve işte o an sarı-lacivertli renkleri çok sevdim. Hemen babama gidip, hangi takımı tuttuğunu sordum.
Fenerbahçe yanıtı alınca ilk söylediğim şey şu oldu: "Beni Fener'in maçına götürsene baba!"

ŞİDDET HER YERDE!

Türkiye'de hala fanatik taraftar sorunu var. Neden İngiltere, İspanya'daki gibi tribünlerde iki takım taraftarı olamıyor?

R.Ö: "Bu aslında futbolun değil, Türkiye'nin problemi. Artık Türkiye'de ötekileşme o kadar aldı başını gitti ki, insanlar 'Benim dediğim doğru', 'Benim tuttuğum takım en büyük' diye ortalıkta palalarla, döner bıçaklarıyla dolaşıyorlar.

E.K.Ö: "Çocukluğumda babamla gittiğimiz maçlarda, numaralı tirübünde Galatasaraylılarla Fenerbahçeliler yanyana otururdu. Şimdi ise bırakın rakip takımın taraftarıyla aynı tribünde maç seyretmeyi, kendileriyle aynı renklere gönül verenlerle bile kanlı bıçaklı olabiliyorlar. Rasim'in de belirttiği gibi şiddet sadece yeşil sahalarda, tribünlede değil, ne yazık yolda, trafikte, evde, kısacası her yerde. Birbirimize saygıyı ve toplumsal hoşgörüyü yitirdik. Bu noktada futbol takımlarının yöneticileri ortamı gerici söylemlerden kesinlikle kaçınmalı."

İKİ AŞK ARASINDA

Peki, sizin evde Fenerbahçe- Galatasaray rekabeti nasıl yaşanıyor?

R.Ö: "1980'lerdeki gibi takım aşkıyla ve karşındakinin takım aşkına saygı göstererek ve futbolu sadece bir spor olarak ele alarak Fenerbahçe- Galatasaray ezeli rekabetini ve ebedi dostluğunu evde yaşıyoruz."

E.K.Ö: "Bizim evde tribünlerde hasret kaldığımız hoşgörü var. Kim şampiyon olursa onun bayrağı asılır. Kazanan sevincini abartmaz, kaybeden sivri davranmaz. Yani, futboldaki aşkımız için evdeki aşkımızı üzmek istemeyiz. İki aşk arasında kalmak da bu olsa gerek!"

Ayvalık'a tiyatro atölyesi

"Şu anda Klavye Delikanlıları'nı çekiyoruz. Güzel gidiyor, uzun soluklu bir iş olacağına inanıyorum. Ayvalık Belediyesi ile Rasim Öztekin Tiyatro Atölyesi'ni kuracağız. Ayvalık ve civarındaki tiyatro severlerle buluşacağız. Ayvalık Belediyesi kendi tiyatro ekibini oluşturacak. civardaki köylere tiyatro götüreceğiz. Belki bu ilerde Türkiye turneleri haline de dönüşebilir. Amaç, Ayvalık'ın köylerine köy seyirlik oyunlarla girerek, oradaki insanları tiyatroyla buluşturmak."

SELAHATTİN ERTAŞ