Yıldız avcısı

Astrofotoğrafçı ve reklamcı Umut Saçan, markalardan yıldız yaratıyor. Gün içinde yaşadığı yıldız savaşlarının stresini yine yıldızlarla atıyor. Gökyüzünü fotoğraflayan Saçan “Çevrenizle bir dakika tüm bağı koparın ve gezegenlerin sesini dinleyin, ne dediğimi anlayacaksınız” diyor

NİHAN YARKENT İNCE

O bir yıldız avcısı. Gökyüzünde milyarlarca yıldızın dansını, galaksilerin aşkını gözler önüne sermek için deklanşöre basıyor. Aynı zamanda onun işi yıldız yaratmak. Çünkü o bir tanıtım uzmanı daha da doğrusu pazarlama dehası.
İzmir'in yıldızları için çalışıyor. Yani günümüz deyimiyle reklamcı olan Umut Saçan, kendi tabiriyle hem işin adamı hem işadamı.
Jacques Seguela'nın "Anneme sakın reklamcı olduğumu söylemeyin" adlı kitabı sanki onu anlatmış. Günümüzde tanıtım her şey demek. Umut Saçan ile "tanıtımın" ne olduğunu konuştuk, İzmir nasıl tanıtılır? Sorusunun yanıtını aradık. Saçan, "Tanıtım, hedefinize ulaşmak için insanları teşvik etmektir.
Eğer insanları teşvik etmezseniz ölümsüzlük iksirini dahi satın almazlar" derken tanıtımın önündeki en büyük engelin ise cesur patronların yerini alan "profesyonel" yöneticiler olduğunu söyledi.
KAFAMIZI KALDIRIP BAKMIYORUZ
Yıldızlara olan bu ilgi nereden geliyor?
Artık şehirlerde yıldızları görmek mümkün değil. Hava ve ışık kirliliği yüzünden diyeceksiniz belki ve bu doğru da olabilir.
Ancak görmeyişimizin gerçek nedeni aslında gökyüzüne bakmıyoruz. Burada Carl Sagan'ı anmak istiyorum. Galaksiler, yıldızlar, gezegenlerle dolu bir hayatta başımızı öne eğerek yaşamak çok sıkıcı. Ben de hayatıma güzellik katmak için yıldızlara bakıyorum.

Ne yapıyorsunuz onları görmek için?
Biliyor musunuz, yıldızları görmek için Çeşme harika bir yer. Oraya yalnızca eğlenmek için gitmeyin. Kum, deniz muhteşem ama yıldızları da muhteşem. Geceyarısı başınızı kaldırıp yıldızları seyredin.
Çevrenizle bir dakika tüm bağı koparın ve gezegenlerin sesini dinleyin, ne dediğimi anlayacaksınız.
ANLAMAK VE ANLAM KATMAK
Bu güzel fotoğrafları nasıl çekiyorsunuz?
Astrofotoğrafçılık sabır istiyor. Hayatı anlamak ve hayata bir anlam katmak için yaptığınız uğraşları da talep ediyor. Bu birikimle objektifinizi gökyüzüne çevirdiğinizde işte o fotoğraflar ortaya çıkıyor.

Yeryüzüne dönersek, işinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Sorduklarında "Reklamcıyım" mı diyorsunuz?
Her sorulduğunda nasıl yanıtlayacağımı hala bilemediğim bir soru bu. Avukatçılık, doktorculuk, mimarcılık olmadığı gibi reklamcılık diye bir şey de yok. Kendime reklamcı denilmesini de sevmiyorum. Aslında mesleğim satış ve pazarlama zanaatkarlığı.
Zanaatkarım çünkü bana verilen yetenek ve iş disipliniyle hayatımı kazanıyorum. Ben hem işimin adamıyım hem bir iş adamıyım.
PATRONLAR ÇOK DAHA CESURDU

Bir kentin tanıtımı markalarıyla olur. İzmir iş dünyası, kendi tanıtımlarına nasıl bakıyor?
Baktığımızda İzmir'de çok değerli markalar var. Bugüne kadar çok kaliteli iş adamları hep İzmir'den çıkmış. Ancak bunun yanında buradaki iş dünyası kanaatkar, iddiasız ve halinden memnun.
İşinde biraz iyi olanlar da aman düzenim bozulmasın derdinde. Fazla duygusal kodlara sahip. Entelektüel, fiziksel ve finansal sermayesi güçlü olan pek şirket yok. Her konuştuğum yerde genelde İzmir'de iyi bir reklam ajansı olmadığı serzenişi var, benim açımdan da tam tersi, bu sermayelerin olduğu şirket yok.
BECERİ VE UYGULAMA

Tanıtım, yani reklam sektöründe en büyük engel nedir?
Eskiden reklamcıyla direkt patronlar muhatap olurdu. Bu iş duygusal matematiği ağır basan bir iş, patronların çoğunda ise sezgiler ağır basar. Bu yüzden daha cesur, daha efektif işler çıkardı.
Ancak önyargılı, konuya bir mühendis gibi yaklaşan bazı profesyonellerin çoğalmasıyla son zamanlarda böyle işler yok. 20 yıl önceki reklamı hatırlıyorken 20 dakika önceki reklamı unutuyoruz. Reklamcılık becerikli bir eylem ve uygulama kabiliyetidir, bunu da herkesten bekleyemeyiz.
İstanbul akını bir avantaj mı?
Dezavantaj olmadığı kesin. Ancak İzmir bu konuda acilen kendisini hazırlamalı.
Kent, özellikle alt yapısını çok acilen inove etmeli. Bakın trafik krizi başladı bile. İzmir de İstanbul'a dönüşmesin.

YARATICI İNSANLARIN KAYNAĞI BURADA
Bu işin merkezi İstanbul olarak biliniyor. Siz de İstanbul'daydınız, neden İzmir'e geldiniz?
Aslında her bilinen doğru değil. Bizim işimizde de en çok bu konuşulur.
Oysa kreatif yani yaratıcı insan kaynağının neredeyse yarısını İzmirliler oluşturur. İzmir'den İstanbul ve yurtdışına göç eden beyinlerden bunu çok net görebiliyoruz. Bir zamanlar İstanbul'da yaşamış global markalarla işler yapmış kişiler olarak bizler; doğduğumuz bu şehrin ticari yükselişinin yol arkadaşları olmak için buradayız.
İzmir'in gerçekten yükselen bir durumu mu var yoksa bu bir algı oyunu mu?
Hayır bir yükseliş var. Bunu isterseniz otoyol ve hızlı tren ile başlayan bir gelişimin sonucu olarak görün, ister büyük holdinglerin merkezini İzmir'e taşımaları olarak görün, isterseniz de megapol kentin insanı bezdiren yaşamından kaçmak için İzmir'e olan beyin göçü olarak görün.
Sonuçta İzmir yükselen bir şehir.
"İZMİR'İ CANNES GİBİ CANLI DİNAMİK BİR KENT YAPARDIM"

İzmir'i tanıt deseler ne yapardınız?
İzmir, havasıyla, aurasıyla, enerjisiyle rahat bir kent. Açıkça şunu söyleyebilirim ki bir İzmir var bir de Türkiye var. Bu da bir ayrıcalık, ben bunu İzmirlilerin tarihsel genetik koduna bağlıyorum. Benim hayalimdeki İzmir, ticaretin dünyaya açılan kapısı. Söylenenin aksine hızlı, hareketli ve enerjik. Ben İzmir'i tanıtacak olsam bu şehri Türkiye'nin Cannes'ı olmuş bir kent olarak tanıdırdım.
İzmir festivallerin, organizasyonların, etkinlik ve fuarların baş şehri olan ve hızlı bir yaşam stili sunan tasarım şehri olarak konulandırılmalı.
"Her şey var sunum yok"
Böyle bir şehirin tanıtıma ihtiyacı olur mu? Zaten eli güçlü değil mi?
İzmir kreatif ve özgür beyinlerin coğrafyası. Hoşgörü var, sevgi var, saygı var, özgürlük var, huzur var ve fırsat var.
Burada üretmek için gereken her şey var.
Ama kentin tanıtımı ve kentte olanların tanıtımı yok. İzmir'in yükseldiğini anlatması lazım. İzmir'in kendini tanıtması için tribüne oynaması lazım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.