‘İnsanlar ne der ’den kurtulunca başardım

Beyin felciyle mücadele ederken dans eder misiniz? Üstelik böyle bir hastalıkta kaslarınızın herbiri inanılmaz ağrırken kondisyon, koordinasyon ve yetenek isteyen zumba yapar mısınız? Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Ezgi Sahillioğlu'na henüz 2 yaşındayken serebral palsi (beyin felci) teşhisi kondu. 7 yaşına kadar geçirdiği iki büyük cerrahi operasyon sonucunda sağ bacağına takılan platin nedeniyle tekrar yürümesi bile uzun yıllarını aldı.

HAYATA DÖNDÜ

Dans ve fitness onun çocukluk hayaliydi. Fizik tedavi sürecinde, yoğun ağrılar yaşadığı bir dönemde zumbaya ilgi duydu. Ama yapamadı. Girdiği zumba dersinden gözyaşlarıyla çıktı. 3 yıl boyunca hayalini kurduğu zumbadan kaçtı. Eğitmenin "Başkalarının sana nasıl baktığına boş ver" sözüyle yeniden denedi. Şimdi zumbanın prensesi.
Üstelik bir eğitmen. ALS hastaları ve engelli çocuklar için zumba yapıyor ve eskisinden çok daha hızlı hareket edebiliyor, yorulmuyor. Azmi sayesinde yeniden hayata döndü. Ezgi Sahillioğlu, bu başarısıyla birçok kurum tarafından konuşmacı olarak davet edilirken tek bir şey söylüyor: "Tek bir hayatınız var ve onu doya doya yaşayın.
Bunun için de hayallerinizin peşinden koşun ve onu sakın bırakmayın"

Teşhis ne zaman kondu?

Aslında ben prematüre bir bebek olarak, sadece 1200 gram ağırlığında dünyaya gelmişim.
Doğum sırasında beynimde hasar meydana geldiği düşünülüyor.
2 yaşında serebral palsi (SP) teşhisi kondu.

Nedir bu hastalık?

Beyin ile kaslar arasındaki iletişimde yaşanan sorunlar yüzünden vücudun hareket kabiliyetinin etkilenmesi diyebiliriz.
Ömür boyu süren bir durum bu.
3 büyük ameliyat geçirdim. İkinci ameliyatımda henüz 7 yaşındaydım ve sağ bacağıma takılan platin nedeniyle yürümem bir yılımı aldı.

Böyle bir rahatsızlık okul hayatını nasıl etkiledi?

Siz kendi rahatsızlığınızla ilgili zaten bir mücadele veriyorsunuz ama bir de toplumla mücadele içine girmek zorunda kalıyorsunuz.
Asıl sorun burada. İlkokulda arkadaşlarımla hiçbir problemim yoktu, çocuktuk. Hangi çocuk kötü düşünür ki? Sırt çantamı bile yıllarca taşıyan arkadaşım vardı. Ama ortaokul tam bir hüsrandı. Büyüdükçe, yürüyüşüm dışlanmama neden oldu.

Sen ne yaptın?

Kendime bir söz verdim.
Dedik mi asla pes etmek yok.
Daha çok sosyal olmak, daha çok insanların içine girmek istedim.
Okuldaki tüm etkinliklere katıldım.
Resimden şiire, tiyatrodan satranca kadar nerede ne varsa, ben de oraya katıldım. Şiir yarışmasında birinci oldum, uluslararası çevre yarışmasında da ekip olarak birinci olduk. Bunlar size özgüven kazandırıyor.

Zumba nereden çıktı?

Aslında çocukluk hayalimdi.
Fizik tedavi sürecim artık tamamlanmıştı.
Annem, ağrılarım yeniden nüksetmesin diye bir spor salonuna yazılmam konusunda ısrar ediyordu. Ben de fitness programına katıldım. Bu kursta gözüm hep zumba derslerine kayıyordu.
Denemek istedim. Ama hiçbir şekilde uyum sağlayamadım, salondan ağlayarak çıktım.

ZORU BAŞARDI

İkinci adımı nasıl attın?

Uzun süre adım atamadım.
Tam 3 yıl boyunca zumba salonunun önünden bile geçmedim.
Ancak Seda Yücel, Didem Zeybek, Ömür Abay gibi zumba eğitmenleri sayesinde bu adımlar atıldı. Onların motivasyonuyla gerçekleşti. İlk başlarda gerçekten zordu. Ancak çok çalıştım ve bırakmadım.

Şimdi kendini nasıl hissediyorsun?

Öncesine göre çok daha özgüvenli oldum, insanlarla iç içe olmaya başladım. Kendimi çok daha özgür ve cesur hissediyorum.
Hayallerim için daha rahat adımlar atabiliyorum. Üstelik artık ben de bir zumba eğitmeniyim. Sertifikamı da aldım. Down sendromlu çocuklar, ALS hastaları, engelli çocuklar için sahneye çıkıyorum.

Birçok kuruluş tarafından konuşmacı olarak davet ediliyorsun, onlara ne söylüyorsun?

Ben, 'insanlar hakkımda ne düşünür' mantığından sıyrıldığımda her şeyi tek tek başardım.
Hayat size sunulan bir hediye.
Bu hediyeyi mutlu olmak için en güzel şekilde kullanmak gerekiyor.
Tek bir ömrünüz var ve onu doya doya yaşamalısınız. Hayallerinizi yaşamalısınız, onları ertelerseniz zaten hayatınızı yaşamamış sayılırsınız.

"Perez ile dansımı rüyamda gördüm"

Zumbanın yaratıcısı, ünlü şarkıcı Shakira'nın dans eğitmeni Beto Perez ile aynı sahneyi paylaştın, nasıl bir duyguydu?

Bunu rüyamda görmüştüm. Ama kötü bir rüyaydı, sahnede ağlıyordum. Sahneye bu duyguyla çıktım ama tam tersi oldu. Perez'in arkasında dans ediyordum, 600 kişilik bir ekiptik.
Bu benim zumbadaki ilk büyük adımımdı.
Nereden nereye geldiğimi gösteriyordu.
Dans bittiğinde göz göze geldik fakat ben çok heyecanlandım ve arkamı dönüp sahneden indi

Hedefim dans terapisti olmak Dansta hedefin nedir?

En büyük hedefim, benim gibi özel çocukların ve ailelerin mentoru olmak ve onlara yol göstermek. Bunun için dans terapisi üzerine bir eğitim alıp kendi sınıfımı oluşturmak istiyorum.

NİHAN YARKENT İNCE