“Müziğim kalbimden besleniyor”

Mantığıyla değil duygularıyla hareket ettiğini belirten Ceren Akın, “Yaşadığım her şey kalbime dokunarak geçer, harmanlanır ya dizelere dökülür ya da sesimde can bulur. Yaşadıklarım kalbimi ya büyütür ya besler ya kırar ama bir şekilde beslenir” dedi

İzmirli Ceren Akın, sahnelerin yeni yıldızı. Billur gibi bir sesi var. Yürekten seslendirdiği şarkılarıyla en kederli anınızda bile sizi başka yerlere götürüyor.
Eğitimli, bu işe baş koyan bir isim.
Henüz çocukken eline aldığı mikrofonu hiç bırakmadı. Liseyi güzel sanatlarda okudu, Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı Sahne Sanatları ve Şan Bölümü'nde devam etti. Aynı zamanda söz yazarı.
Yazdığı şarkılar geçen yaza damga vurdu. Akın ile İzmir'de başlayan ve İstanbul'da devam eden müzik yolculuğunu konuştuk.

AİLEM HEP DESTEK OLDU

Çok küçükken de meraklıydım müziğe, alırdım elime tarağı, oyuncak gitarı ortalıkta gelen herkese söylerdim de söylerdim.
İlkokul bittiğinde lise sınavları için hazırlanırken isteğimin müzik olduğuna emin oldum. O yolda devam etmek istedim.

Müzik ateşi seni tutuşturunca aileniz ne yaptı?

Her zaman olduğu gibi en büyük destekçim ailem. Küçükken bu isteğimin ve yeteneğimin farkında olup, piyano kursuna ve koroya teşvik ettiler, sonrasında ben zaten devam ettim o yolda. Gittiğim her adımda hep arkamda oldular. Çok şanslıyım bu konuda, sahip olduğum en değerli varlıklarım.

Sizin kalbinizi, müziğinizi besleyenler nedir?

Genelde mantığıma nazaran kalbimle hareket ederim, o yüzden yaşadığım her şey kalbime dokunarak geçer, harmanlanır ya dizelere dökülür ya da sesimde can bulur.
Yaşadığım olumlu ya da olumsuz her şey kalbimi ya büyütür ya besler ya kırar ama sonuç olarak bir şekilde öyle ya da böyle beslenir.

İzmir'den çıkan birçok sanatçı var. Bu kent sanatçısına sahip çıkıyor mu?

Tabii ki çıkıyor ama imkanların, canlı performansların daha çok olduğu alanlar olmalı ki o ruhu birçok yerde yansıtıp gösterebilelim.
Bu konuda eksiğinin olduğunu düşünüyorum İzmir'imin. Zaten şehir olarak sanata hep merakımız var. O yönde ilerleyen, okuyan, emekle ilmek ilmek kendini işleyen, sanatın her alanında o kadar çok yetenek var ki, yaşadıkları bu şehirde kendilerini gösterebilmeleri gerekiyor. Çünkü bizim için emeklerimizin karşılığı alkış ve onu duymamız için o sahnelere ihtiyacımız var. Umarım ilerki zamanlarda çok geçmeden, kaliteli canlı performansların olduğu mekanlarla dolar memleketim.

Neden İstanbul?

Hayal ettiğiniz şey herkese dokunabilmekse, sektörün kalbi burada attığı için istanbul. Keşke İzmir olsaydı bu alan, asla ayrılmazdım.
Hayallerimi doğduğum topraklarda ailemin yanında gerçekleştirmek, çok daha kolay olurdu benim için ama imkanlar burda ve ben gelmemezlik yapamazdım.

SİGORTA SIKINTILI

Sigortanızdan tutun da alın terinizin hakkına kadar. Bu sistemde çarklar nasıl dönüyor?

Tabii ki her sahne aldığınız mekan sigorta yapmıyor bu doğru ama, büyük etkinliklerde ya da anlaşmalı olduğunuz mekanlarda yapıyorlar. Her zaman alın terimizin karşılığını aldığımızı söyleyemem.
Özellikle de işin başlarında.
Bu anlamda zor bir sektör ama, her işin zorluğu olduğu gibi, bu işin çarkları da herkese aynı eşitlikte dönmüyor maalesef. Çektiğiniz zorluğun sonunda iyi bir yer edinebilmişseniz, o zaman keyfini çıkartıyorsunuz fazlasıyla.

Dicle Olcay'ın söylediği "Zamanında" parçasının söz yazarısınız, hemen ardından "Sevgiliye" ile yaza damga vurdunuz.
Şimdi de televizyon...
Yeni projelerde ne var?

Gene söz yazmaya müzik yapmaya devam ediyorum. Şu an yeni single çalışmamıza başladık, sanırım yaz başında sizlere dinletme şansımız olacak.

"Koşuşturmacalı hayatı seviyorum"
İstanbul'un dört bir yanında konserler, sosyal sorumluluk projeleri...
Şimdiden büyük koşuşturma başladı. Böylesine bir koşuşturmada hayatı ıskalamak korkusu var mı?

Yok, çünkü koşuşturmalarımla birlikte hayatı ıskalamamaya çalışanlardanım.
Çünkü çalışmazsam, koşturmazsam zaten hayatın fırsatlarına, nimetlerine dokunamıyormuşum gibi geliyor. Bu yaşımda olabildiğince işlerime tutunup koşturayım istiyorum, hayat o zaman daha tatlı oluyor benim için, keyfini o kısa zamanlarda çıkarmak daha kıymetli oluyor

"Tanınmak değil kalıcı olmak zor"

Türk müziğinin yol haritasında sanki bir kırılma noktasına geldik. Artık her şey daha zor. Söz yazmak, beste yapmak, şarkı söylemek daha zor. Bir yerlere gelmek hepsinden daha zor. Neden?
Aslında her şey daha zor değil, zor olsa her gün bu kadar yeni insan şarkı çıkaramaz, yeni isimleri bu kadar çok duymayız.
Zor olan kaliteli bir şekilde, iz bırakarak bir yerlere gelmek.
Evet işte o zor, bence önemli olan kendinize inanmanız ve yılmayıp, deneyimlerinizle harmanlanıp bu yolda inancınızı yitirmeden devam etmenizdir. Tabii ki durum böyle olunca, o yolda çok kırılıp, küsebiliyor ya da yılabiliyorsunuz ama insan kendine inandıktan sonra attığı adımların sonunda istediğine ulaşacaktır bence. O yüzden inandığınız her şeyin peşinden gitmek, başarmak, çektiğin her sıkıntıya değecektir diye düşünüyorum.

NİHAN YARKENT İNCE

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.