‘Hi Joly’ namı diğer İzmirli ‘Hacı Ali”

Amerikalıların deve birliği kurmak için götürdükleri develerin bakıcısı İzmirli Hacı Ali, Amerika’da ‘Hi Jolly’e dönüştü. Kısa sürede efsane olan Hi Joly karakteri Red Kit çizgi romanları ve beyaz perdede kendine pek çok kez yer buldu. 150 yıl sonra bile hala 10 Ocak’ta Hi Jolly festivali yapılıyor

Amerikalıların her 10 Ocak tarihinde adına festival düzenlediği bir İzmirli var... 'Hi Jolly' yani İzmirli 'Hacı Ali"... Şaşırdınız değil mi? Şaşırmakta son derece haklısınız. 'Develerin efendisi' İzmirli 'Hacı Ali'nin', Sultan Abdülmecit'in bizzat parasını kendi cebinden ödeyerek Amerikalılara hibe ettiği iki deveyle başlayan serüveni kısa sürede efsaneye dönüştü. 1856'da Amerikan ordusunda ilk deve birliğini kuran 'Hacı Ali', isminin telaffuzunun zorluğu nedeniyle Amerikalılar tarafından 'Hi Jolly' diye çağrıldı.

AMERİKAN TARİHİNE GEÇTİ
At ve katırların dışında develerle pek tanışmayan Amerikalılar, Hacı Ali'ye başta kuşku ve birazda alaycı tavırlarla yaklaşsa da onun gözetimindeki deve birliği kısa sürede büyük başarılara imza atınca ünü ülkenin dört bir yanına yayıldı. O kadar ünlü oldu ki, dönemin çevrilen macera filmlerinde 'Hacı Ali' karakteri beyaz perdede defalarca hayat buldu. 'Red Kit' çizgi romanlarının vazgeçilmez sevimli karakterleri arasında yer alarak Amerikan tarihine geçti. Hatta bu gün bile devesiyle ünlü bir sigara şirketine esin kaynağı oldu (unutmadan belirtelim sigara sağlığa zararlıdır). Aradan geçen 150 yılı aşkın süredir hep popülaritesini korudu.

Amerikalılar anıt mezarının bulunduğu Arizona, Quartzsite'da her sene 10 Ocak'ta 'Hacı Ali- Hi Jolly' adına festival düzenliyor. Ona hitaben besteledikleri şarkıyı ise hep bir ağızdan coşkuyla söylüyorlar. Amerika'da bu kadar ünlü bir İzmirlinin ülkemizde pek bilinip, tanınmaması doğrusu beni oldukça üzdü... Gelelim 'Hacı Ali'nin', film senaryolarını aratmayacak baş döndüren hayat öyküsüne...

Kim bilir belki bir gün ülkemizde de bir yapımcı çıkar da onun hikayesini beyaz perdeye taşır. Hacı Ali'nin asıl ismi Philip Tedro'dur. İzmirli bir Rum ailenin çocuğudur. Müslümanlığı seçip Hacca gittikten sonra 'Hacı Ali' adını almıştır. Çevresinde dürüst ve sevilen bir gençtir. Hacı Ali, İzmir'de hayatını rutin şekilde sürdürürken binlerce km uzaklıktaki Amerika'da ise farklı konular tartışılmaktadır. 1830'lu yıllar Amerika için zor yıllardır.

DEVE ALMAYA GELDİLER
Amerikalı öncü yerleşimcilerin batıya doğru göç hareketi, coğrafi koşulların zorluğu, iklim ve güvenlik tehditleri yüzünden özellikle Güneybatı'da ciddi problemlerle karşılaşmaktadır. Kurak ve sıcak çöller, engebeli araziler, geçilmez nehirler,hem insanların hem de yük ve binek hayvanlarının yol almasını büyük oranda engellemektedir. Amerikan ordusunda görevli Teğmen Crossman, bölgede develerin kullanılmasının, mevcut sorunların tümünü ortadan kaldıracağına inanmaktadır. Teğmen'e göre develer, zor şartlara uyum sağlayabilecek dayanıklı hayvanlardır. Üstelik yük taşıma kapasiteleri de üst düzeydedir. Bu öneri, savunma bakanlığı tarafından 1847 yılına kadar pek ciddiye alınmaz. Crosman ile develerin kullanılması konusunda hem fikir olan Binbaşı C. Wayne, konuyu bir mektupla hem Savunma Bakanlığı'na hem de Kongre'ye bildirir. Ardan geçen dört yılın ardından ordunun keşif, kurye ve nakliye işlerinde kullanılması amacıyla, son derece dayanıklı cins olan hecin develerinden satın alınması kararı verilir. David Dixon Parker'in kumandasındaki 'Supply' isimli gemi, 4 Haziran 1855'te, develeri temin etmesi için Avrupa ve Ortadoğu seferine çıkar. Parker ve Wayne, önce İngiltere'ye uğrayıp Londra'daki hayvanat bahçesindeki develeri incelerler. İngilizlerden, develerin orduda kullanılmasının faydalı sonuçlar vereceği tavsiyesini alınca geminin rotasını Türkiye'ye kırıp sonbaharda İstanbul'a ulaşırlar.

KILI KIRK YARDILAR
O yıllarda Osmanlı, Avrupalı müttefikleri Kırım'da Rusya'ya karşı savaşmaktadır. İngiliz birlikleri bu savaşta Hindistan'dan getirdikleri develeri de kullanmaktadır. Gemilerini İstanbul'da bırakan Amerikalı subaylar Kırım'a, çarpışmaların devam ettiği Balaklava tarafına gidip savaş alanındaki bu develeri incelerler ve işe yaradıklarını gözleriyle gördükten sonra tekrar İstanbul'a dönerler. Amerikan Büyükelçiliği, hemen Türk Dışişleri'ne müracaat eder. Hem deve alımına izin verilmesi hem de padişahın kendilerine iki çift deve hediye etmesi ricasında bulunur.

ABDÜLMECİD'TEN HEDİYE
Tahtta, o yıllarda Sultan Abdülmecid oturmaktadır. İsteği kabul eden Abdülmecid, Amerikalılar'a en iyi cinsten iki deve hediye edilmesi talimatını verir, bedelini de bizzat kendi cebinden öder. Develeri zorlukla gemiye bindiren Amerikalılar, bu kez rotayı yeni develer almak amacıyla İzmir'e çevirirler. Mısır ve Tunus'tan da yeni develer alınır. Gemideki deve sayısı 34'ü bulur. Fakat Amerikalıların develerin bakımları hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Bunun üzerine İzmir'de, deve bakıcısı olduklarını bilinen Osmanlı vatandaşı beş gayrımüslim ile anlaşılarak Amerika'ya doğru yelken açılır. Bunlardan biri de hacca gidip Müslüman olan Hacı Ali'dir. 1856 yılında, henüz 22 yaşındayken Amerika'ya ayak basar. Amerikan Ordusu'nda kurulan deve birliğinde uzun yıllar boyunca deveci olarak hizmet verir. Birliği, Teksas ve Kaliforniya ekseninde başarılı görevler icra eder. Her şey güzel gitmektedir. Bir süre sonra kongre, Hacı Ali'nin deve birliğini ödeneğini keser. Deve birliğinin, ordudaki katırları ve atları korkutup kaçırdığı ve paniğe yol açtığı bahane edilir. Yol ayrımna geldiğini anlayan Hacı Ali ordudan ayrılır. O sıralar tanıştığı 'Gertrudis Serna' adında Meksikalı bir hanımla evlenip, kendi yuvasını kurar. Çiftin, dünyalar güzeli iki çocuğu olur. Eşinin karşı çıkmasına rağmen ticarete atılan Hacı Ali, taşımacılık alanında Amerika'nın en tanınan devecisi olur. Ama hiç bir şey sonsuza kadar sürmez... Hacı Ali'nin önce işleri ardından da evliliği bozulur... Bir süre sonra evi terk eder, develeriyle çaresizlik içinde kıvranmaktadır. Kararını verir, bakımında zorlandığı develerini içi kan ağlayarak Arizona çölüne salarak 'Quartzsite' kasabasına yerleşir.

VALİ ANIT MEZAR YAPTIRIR
SON yıllarını Arizona'da geçiren Hacı Ali, 1902'de vefat eder. Öldüğünde cebinde sadece 60-70 sent vardır. Quartzsite bölgesinde küçük bir mezarlığa defnedilir. Efsaneleşen adı asla unutulmaz. 1935 yılında dönemin Arizona valisi Benjamin Moeur, Hacı Ali için kasabada 'Hi Jolly Anıtı' adlı bir anıt yaptırır. Küçük bir piramidin üzerinde oturtulmuş bakır bir deveden oluşan anıt bugün Arizona'daki Quartzsite Mezarlığı'nda en sık ziyaret edilen yerlerden biridir. Günümüzde, Amerika"nın Güneybatısında kulaktan kulağa hala şu hikaye anlatılır. "Ay ışığı altında kırmızı bir deve, korkusuz binicisiyle sabaha kadar çöllerde koşuşturmaktadır."

VEFA SIRASI İZMİR'DE
Dünyanın, Amerikalılar sayesinde çok yakından tanıdığı hatta kendilerinden biri olarak kabul ettiği Hacı Ali'nin İzmir'de tanınıp bilinmemesi gerçekten yürekleri burkuyor. Kentin bir köşesinde Hacı Ali'nin sevdalı olduğu develerinden biriyle güzel bir heykeli olsa fena mı olur?

NADİR UYSAL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.