Kasım 2021'de Almanya'da katıldığı ses yarışmasında Tan Taşçı'nın "Yalan" şarkısını seslendirmesiyle hem jüriyi hem de izleyicileri etkileyen Zeynep Avcı, güçlü ses yapısıyla Türkiye sahnelerinde de yoğun ilgi görmeye başladı. Zeynep Avcı ile meslekteki yükselişi, gelecekle ilgili planları ve sosyal medyasına bakış açısını konuştuk. Berlin'de dünyaya gelen ve yaşamını Almanya'da geçiren Türk müzisyen, "22 yıl Berlin'de sürekli sahne aldım ve pek çok zorlukla karşılaştım. Türkiye'deki gibi çok fazla seçeneğimiz yok. Onların nazını çekmek zorundasınız. Bayan solist olmanın zorluklarını da çektim. Türkiye'ye geldiğimde çok geniş bir yelpazeyle karşılaştım" dedi. Enerjik bir yapısı olan ve müziksiz bir yaşamı kendisine yakıştıramayan Avcı, "Etrafıma hiçbir zaman mutsuzluğumu yansıtmam. İlaç olmaya çalışırım hep. Müzik olmadığı zaman vücudumdaki çok önemli bir motorun kapandığını hissediyorum. Etrafıma o pozitif mutluluğu, enerjiyi veremiyorum" yorumun yaptı.
Yarışmaya katılma fikri nasıl ortaya çıktı?
Yarışmaya katılmamın amacı tamamen bir espri üzerineydi. Hayatıma bir değişiklik olsun dedim ve öylesine katıldım. Oraya başvururken loto oynar gibi 'Ya nasıl olsa seçilmem, bir şansımı deneyeyim' düşüncesindeydim. Beni kabul edip çağırdıklarında da hem şaşkınlık hem de sevinç vardı bende. Sonrasında 'Bu yolu ilerlemeliyim ama Türkçe okumam lazım' dedim. Ardından şarkı arayışına girdim. "Yalan" çalışması ben arabama her bindiğimde, gümbür gümbür dinlediğim bir parçaydı. Yarışmaya kabul edildiğimde aklıma ilk o geldi. Hem batı altyapısı olan hem de duygulu okuyabileceğim bir şarkıydı ve üstelik daha önce kimse söylememişti. Etrafımdaki herkes bu parçayı seçmemem konusunda beni uyardı. Şarkıyı kimse tanımıyordu ve bilinen bir eser seçmemi söylediler. Sonra dedim ki 'Ben zaten Almanca bir yarışmaya çıkıyorum. Almanlar diğer Türk şarkılarını da tanımıyor', o yüzden hiçbir değişiklik olmayacaktı.
Programda "Yalan" şarkısını çok içten seslendirdin. Neler yaşandı o gün?
Yarışmaya çıkmadan önce yapılan ön elemede 20 kişilik prodüksiyon ekibinin önünde 3 şarkı söyledim. "Yalan'ı seslendirdikten sonra hepsinin ağladığını gördüm. Zaten o manzarayı gördüğümde 'Tamam bu iş oldu' dedim. Şarkıyı herkesin önünde söyledikten sonra ise jüri üyelerinden Mark, 'Etkileyici bir performanstı. Söylediğinden tek kelime anlamadım ama tepeden tırnağa tüylerim diken diken oldu' demişti.
Müziğin olduğu her yerde sahne alır mısın yoksa seçici misin?
Hiçbir zaman müzik hayatımda kendime yakıştıramadığım bir yerde sahneye çıkmadım. Kendimi gördüğüm bir çerçeve var. O çerçeveye yakıştırmadığım bir yerde sahne alamam, verimli olamam. Belki şarkı söylerim ama o kişi Zeynep Avcı olmaz, şarkının hissini veremem.
Mesleğin için Almaya mı daha avantajlı, Türkiye mi?
Türkiye'den önce 22 yıl Berlin'de sürekli sahne aldım. Yoğun bir hayatım vardı ve pek çok zorlukla karşılaştım. Türkiye'deki gibi çok fazla seçeneğimiz yok. Onların nazını çekmek zorundasınız. Bayan solist olmanın zorluklarını çektim. Avantajım, çok fazla rakibimin olmamasıydı. Türkiye'ye geldiğimde çok geniş bir yelpazeyle karşılaştım. Burada da çok iyi sesler var ve bana ne anlamda ihtiyaç olur diye çok düşündüm. Bu işi Türkiye'de de yapmak kolay değil. Çok başarılı olup, geçimini sağlayabilmek için çok büyük fedakarlıklar verip iyi işler yapmak gerekiyor. Bunları düşündüğümde ailemin desteğini bildiğim için kafam daha rahattı. Türkiye mi Almanya mı dersen, orada yaşayıp da Türkiye'de bu işi yapmak beni 1-0 öne geçiriyor sanırım.
Single veya albüm için zaman ayırıyor musun?
Tabi ki. Merhum şarkıcı Barış Manço'nun "Hal Hal" parçasını yaz döneminde yeniden yorumlayıp single çıkarmıştık. Yakın zamanda 2 slow çalışmayı da piyasaya süreceğiz. Parçalardan biri "Kendin Gel" diğeri de sözü ve müziği bana ait olan "Benim Savaşım". Bir tane de Almanca bir şarkım var; Anadolu altyapısı olan pop şarkısı. 2 yıldır ona hazırlanıyordum. Almanya'daki gurbetçi ailelerin hayatlarını ve Türkler'in çektiği zorlukları Almanlar'a anlatan, çok derin bir çalışma oldu. 2025 yazında hareketli bir şarkı daha seslendireceğim. Aslında ruhum duygusal ve arabesk olduğu için tempolu parçaları yorumlamakta biraz zorlanıyorum. Yapı olarak melankolik biri değilimdir ama şarkılarda tamamen duygusalım.
Muhabirimiz Ercan Akgün Zeynep Avcı'ya hakkında merak edilenleri sordu.
'İLK BESTEMİ 10 DAKİKADA YAZDIM'
"Benim Savaşım"ı yazmana sebep olan konu neydi?
Şarkının adı her şeyi anlatıyor zaten. Son 3 yıldır hayatımda bir takım değişiklikler oldu. Müzikal anlamda yeni yollar ve güzel gelişmelerin yanı sıra hayal kırıklıkları da oldu tabi. 41 yaşındayım ve artık büyüdüğümü hissettim. İlk bestemdi ve 10 dakikada yazıp bitirdim.
Anne olmak nasıl bir duygu?
Çok güzel bir duygu. İki çocuğum var: 8 yaşındaki oğlum Kıvanç ve 9 yaşındaki kızım Sezen. Onlara annelik yapmamın dışında da çok düzenli, güzel bir hayatım var. Eşim Can da çok büyük destekçim. Çevremde o kadar güzel insanlar var ki. Annem, babam, eşimin ablası, arkadaşlarım, hepsi çocuklarıma bakmak için birbirleriyle yarışıyor adeta. Senin bu işi yapmanı isteyen insanlar varsa arkanda, imkanlar oluşuyor tabi ki.
Sosyal medyanın senin hayatında artıları ve eksileri neler?
Benim işim tamamen sosyal medya sayesinde bu noktalara geldi. Bunu inkar edemem. Bir gecede tamamen hayatım değişti. Başka hiçbir şey buna imkan veremezdi muhtemelen. 2 saat içinde takipçi sayım 2 binlerden 170-180 binlere ulaştı. İyi şarkı söylediğimi ispatlayabildiğim için çok mutluyum tabi ki. İlk etapta çok avantajlı bir durum. Dezavantajı ise bunun devamlılığı, sürekliliği için bazen çok saçma şeylerin de yaratılması gerekiyor. Takipçi ve beğeni sayısını koruyup artırabilmesi için kişilerin kendisiyle bağdaşmayan çalışmalara da girdiği oluyor. İlk başta çok ilgi görüyorsun ama daha sonra insanlara çok fazla da ilgi çekici gelmiyorsun. O an toyluğuna gelip saçmasapan bir şeyler yapıp, o işi batırabiliyorsun. Bunun örneği çok var. Ama ben o saçma işleri değil de çıtayı daha da yükseltmemi sağlayacak kaliteli işleri yapmayı tercih ediyorum. Bunun zorluğunun da farkındayım.
Senin idolün olan sanatçı var mı?
Sesini ve yorumunu beğendiğim sanatçıların başında Nilüfer, Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Ayten Alpman ve Birsen Tezer geliyor.
Düet yapmak istediğin birileri var mı?
Yeni isimlerden Mabel Matiz var; duygusunu çok sevdiğim. Eskilerden de Nilüfer ve Sertab Erener ile çok isterdim.
Müziksiz bir hayatın olsa ne yapardın?
Çok enerjik bir insanım. Etrafıma hiçbir zaman mutsuzluğumu yansıtmam. İlaç olmaya çalışırım hep. Müzik olmadığı zaman vücudumdaki çok önemli bir motorun kapandığını hissediyorum. Etrafıma o enerjiyi veremiyorum.