Kimi insanlar hayal kurduğunda istediği imgeyi gözlerinin önüne getirebilir, diğerleri ise gözlerini kapatınca sadece karanlıkla karşılaşır. Peki ama neden? Haydi şimdi gözlerinizi kapatın ve kırmızı, sulu bir elma hayal edin... Gördünüz mü? O pırıl pırıl elma gözünüzün önünde dönüp duruyor mu, yoksa içinizden "Hangi elma ya?" diye mi geçiriyorsunuz? Eğer ikinci gruptaysanız, üzülmeyin. Yalnız değilsiniz ve bu sizin hayal gücünüzün eksik olduğu anlamına da gelmiyor. Sadece beyniniz farklı çalışıyor olabilir! İşte burada devreye çok havalı, biraz da gizemli bir kavram giriyor: Afantazya (aphantasia)! Zihninizin sinema perdesi perdelerini hiç açmadan çalışıyorsa, yani bir hikâye okurken karakterlerin saç rengi bile gözünüzde canlanmıyorsa, hatta sevdiğinizin yüzünü bile zihninizde göremiyorsanız, sizde de afantazya olabilir.
GÖRÜNTÜ YOK
Kulağa bilim kurgu gibi gelen bu kavram, aslında çok gerçek. Üstelik afantazik olmak, yaratıcı olamayacağınız anlamına da gelmiyor; tam tersi, kelimelerin, kavramların ve fikirlerin sihrini kullanarak dünyaya bambaşka bir pencereden bakıyor olabilirsiniz.

