Kahve, günümüzün vazgeçilmez içeceklerinden biri olarak hayatımızın merkezinde yer alıyor. Ancak, çoğumuz kahvenin demlenip önümüze geldiği noktadan öteye gitmiyor, çekirdeklerinin topraktan fincana nasıl bir serüven yaşadığını pek düşünmüyoruz. Kahve dünyası sürekli olarak yeni teknikler ve yöntemler geliştiriyor. Bu yöntemlerden biri de son zamanlarda sosyal medyada popüler olan anaerobik fermantasyon. Geleneksel yıkama ve doğal işleme yöntemlerinin yanı sıra, anaerobik fermantasyon kahve işleme sürecine yeni bir boyut kazandırıyor. Bu yöntem, kahve çekirdeklerinin fermantasyonunu, oksijenin olmadığı kontrol edilmiş bir ortamda gerçekleştirerek, çekirdeklerin benzersiz tat profilleri geliştirmesine olanak sağlıyor.
GELENEKSELDEN FARKLI
Anaerobik kahve, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, paslanmaz çelik tanklarda hava almayacak şekilde fermantasyona tabi tutulan bir türdür. Bu, kahve çekirdeklerinin muazzam lezzet potansiyelini açığa çıkaran benzersiz bir işlemdir. Kahve, aslında kiraza benzeyen bir meyvenin çekirdeğidir. Bu çekirdekler, işlenebilir hale gelene kadar meyveden ayrıştırılmalıdır. Buna kahve kurutma işlemi denir. Kurutma sürecinde, çekirdekler fermente olur ve bu, kahvenin karakteristik tadının oluşmasına katkıda bulunur. Anaerobik kahveler, meyve, çiçek ve şarap benzeri tatlar içerirler. Genellikle daha tatlı bir tada ve yumuşak bir hisse sahiptirler.

