Hani hep derler ya, 'Kuşadası, anlatılmaz yaşanır' diye... Ülkemizin en bilindik turizm merkezlerinden Kuşadası'nda güzel bir yaz tatiline ne dersiniz? Muhteşem doğası, rüya gibi plajları, koyları ve tarihi dokusu ile Kuşadası size göz kırpıyor... Bunaltan sıcaklardan en iyi kaçış rotalarından biri Aydın'ın incisi Kuşadası olabilir... Kuşadası'nın 'en'lerini Yeni Asır okuyucuları için değerlendirdik...

TURİZMİN MERKEZİNDE
Aydın'a yaklaşık 71 km uzaklıkta bulunan kentin sınırları, Kuşadası körfezinin doğu ve güneydoğusundaki kıyı ovasıyla, gerisinde kalan alçak yaylayı kaplar. Adını önündeki Güvercin Adası'ndan alan ilçe, turizm açısından Türkiye'nin önemli ve gelişmiş merkezlerinden birisidir. Kuzeyde Selçuk ve Pamucak, güneyde Dilek yarımadası ile sınırlanan Kuşadası, Efes, Meryemana, Milet, Didim, Pamukkale, Marmaris, Bodrum gibi önemli turistik merkezlerin odağında bulunmaktadır. Yat limanı, çok sayıda plaj, otel, motel, kamping, tatil köyü ve eğlence yerleriyle, özellikle yaz aylarında çok canlı ve renkli bir yaşantı sergiler. İlçede Çıban (Yavansu), Venüs, Güzelçamlı ve Davutlar kaplıcaları, Aslanlı ve Zeus mağaraları, Dilek Yarımadası Milli Parkı ve park içinde yer alan koylar her mevsim yerli ve yabancı turistler ile dolup taşmaktadır. Eğer, Dilek yarımadasını denizden dolaşmak isterseniz karşınıza ilk olarak Tavşan Adası, Su Adası ve Sandal Adası çıkar.

KOLAY ULAŞIM
Aydın'a bağlı olmasına rağmen İzmir'e de son derece yakın olan Kuşadası, Aydın merkeze 70 km, İzmir'e ise 90 km uzaklıkta. Tatil beldesi deyince aklınıza öyle küçük bir yer gelmesin, burası bir ilçe ama son yıllarda neredeyse koskoca bir kent oldu. Yaz mevsiminde, ziyaretçileriyle dolup taşsa da kış aylarında tamamen sakin bir şehre dönüşmüyor. Ülkemizin 3. büyük limanına sahip Kuşadası'nda turizm ekonominin can damarını oluşturu
yor. Çarşısında gezerken bol bol kuyumcu, halıcı ve dericiyle karşılaşabilirsiniz.
GÜVERCİNADA
Küçükada diğer adıyla 'Güvercinada', Bizanslılar için önemli bir askeri üs görevini yapan zamanın en önemli limanlarından biriydi. 1834 yılında yenilenen kentin kalesi de bu tarihlerde inşa edilmiştir. Kale, Kuşadası Körfezi'nin ağzında limanı koruyan bir konumda yapılmıştır. Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa tarafından yaptırılan surlar yer almaktadır. Bu surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmek için yaptırılmıştır. Surlar adayı çepeçevre saracak şekilde yaklaşık 3 metre yüksekliğinde inşa edilmiştir. Kalenin yapımında kullanılan taşlar Yılancıburnu'ndan getirilmiştir. Surların güneyinde doğu yönüne cepheli merdivenlerle çıkılan yuvarlak kemerli ve iki kule ile korunan kale giriş kapısı yer almaktadır. Kuzey kule beşgen, güney kule ise silindirik biçimdedir. Kapı üstündeki kitabe boşluğu daha önce burada bir kitabenin olduğunu göstermektedir. Surların inşa kitabesi, kuzeydeki kule duvarı üzerinde bulunmaktadır. Kuşadası'nın antik çağlardaki ismi ise Neopolis olarak bilinmektedir.

ZEUS MAĞARASI
Mağaranın içine dalış yapmak isterseniz biraz karanlık ve soğuk olduğunu da belirtelim. Derinliğin en az 4 metre ve görüş açısının da sıfır olduğu söyleniyor. Burası sadece ilginç ve gizemli bir oluşum olmakla kalmıyor mitolojik hikayesiyle de ilgi çekiyor. Mitolojik kaynaklara göre, Yunan Tanrısı Zeus arada sırada buraya gelip sığınırmış. Mağarada yüzen turistlerden bazıları ise sudan çıkarken 'aşağıda Zeus'u gördüm' diyorlarmış.

DOĞA HARİKASI
Kuşadası'nın denizi tamda aradığınız gibi. Mavi, temiz bir denize sahip. Dilek Yarımadası Milli Parkı ise büyüleyici bir doğayla çevrili. İçmeler, Aydınlık, Karasu, Kavaklıburun koylarını mutlaka görün ve buralarda denize girin. Ücretsiz halk plajları içinde Kadınlar denizi ve Sevgi plajı ilk sırada geliyor. Sevgi Plajı Kuşadası'nın en uzun plajlarından ve bir baştan bir başa tam 12 km. Paralelinde yaya ve bisiklet yolu da var.
BURALARI MUTLAKA GEZİN
Eğer Kuşadası'na yolunuz düştüyse, Güvercinada'yı, Kuşadası Milli Parkı'nı, hemen yanı başındaki Efes Antik Kenti'ni, Meryem Ana Evi'ni, Zeus Mağarası'nı, Kuştur Plajı'nı, Dilek Yarımadası'nı, Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı'nı görmeden sakın dönmeyin

