İZMİR'in inci tanesi' Kınık'ı takvimlerin sonbahara düştüğü bu günlerde keşfetmeye ne dersiniz? Kınık, Oğuz boylarına uzanan kadim Türk kültürünün en canlı yaşatıldığı kentlerden biridir. Doğal ve tarihi güzellikleriyle İzmir'in 'saklı cenneti' konumunda olan Kınık'ı eğer kalma imkanınız yoksa günübirlik rotalarla mutlaka gezip görün. Yaklaşık 29 bin nüfusuyla sakin ve bakir kalmayı başaran Kınık'ın adı ise tarihçilere göre "Nerede olsa azizdir" anlamına gelmektedir. İlçe bugünkü adını oğuz Türklerinin Bozoklar kolunun Kınık boyundan almaktadır. Güzeller güzeli Kınık, eşsiz bir coğrafi konuma sahiptir. Kara ve Sultan Dağlarının kuzey eteklerinde, Bakırçay ovasının güney kıyısında kurulmuştur. Doğusu ve Güneyinde Manisa ve Soma Batısı ile Kuzeyi ise Bergama ilçeleriyle çevrilmiştir. Kınık ovasını doğudan batıya doğru akan Bakırçay sulamaktadır. Yılda üç ürünün alınabildiği bereketli bir ovaya sahiptir. Ulubey ve Leylek yaylaları görülmeye değer doğal güzellikleri barındırır. Oksijen deposu kızılçam ve meşe ormanlarını mutlaka gezin.
CUMALI VE YILDIRIM CAMİLERİ
Kınık'ın Cumalı köyündedir. Osmanlı döneminde, Sultan I. Murat zamanında yaptırılmıştır. Mimarisi dikkat çekicidir. Cumalı köy, göçerlik dönemlerinde yöre insanının Cuma günlerinde, buluşma ve bir araya gelme yeridir. Yıldırım cami ise Osmanlı-Yıldırım Beyazıt dönemi eserlerindendir.
HASAR KALE
KOCAÖMER köyü yakınlarında Asar denilen bölgede elle yapılmış tümülüs görüntüsünde bir tepe vardır. Buraya yörede Asar kale denmektedir. Aslı hisar olup Osmanlı döneminde bu adı almıştır. Asar tepesinin tarihi geçmişiyle ilgili olarak elimizde yazılı bir kaynak olmamasına karşın tepenin güney yamaçları gezildiğinde büyük çaplı bina temellerine rastlanır. Burada bulunan roma ve Bergama sikkeleri, buranın yetiştirilen zeytinlerin, çıkarılan yağların, şarapların, tahılların vb. toplandığı yer olduğu, çıkan büyük ebatlardaki küplerden anlaşılmaktadır.
MAMURT KALE
KINIK'IN köklü tarihi Mamurt tepede başlamaktadır. Bu bölgede Cilalı Taş Dönemi'nden kalma yeşil (Nefrit) taştan yapılmış bir balta bulunmuştur. Karadere Mamurt Kale de aralarına çamur konarak yapılmış taş temeller Kalkolotik ve Bakırçağ kültürüne örnek olarak gösterilmektedir. Bölgede Kibele Tapınağı kalıntıları bulunmaktadır. Büyük kesme granit parçalar, büyük gövdeli sütunlar, sütun ayakları alınlık parçaları yıkıntı halinde durmaktadır. Bir bölümü ne yazık ki bilinçsizce yağmalanmıştır. Bölgeye ulaşımın zor olması ise bazı parçaların yerinde kalmasını sağlamıştır.
KYBELE TAPINAĞI
Kibele Tapınağı Yunt Dağı'nın zirvesinde doğal korumada üzeri kayalık ve çevresi meşe ormanlarıyla kaplı bir alandadır Tapınak granit taşından dorik sütunlu ve büyük kesme kütle taşlardan harçsız olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Tapınağın, M.S. 17. Y.Y.'da depremde yıkıldığı sanılmaktadır. Bereket tanrıçası Kibele adına yapılmıştır. Bu tapınağı korumakla görevli olanlar kadınlardı, bu kadınlara Amazon deniliyordu.
GAMBRİON KENTİ
Gambrion kenti sırtını yasladığı Yunt Dağları'ndan elde edilen kömür ve demir madenleri sayesinde maden işçiliğini geliştirmişti. Madenleri iyi bir şekilde değerlendiren Gambrion'lular ürettikleri ürünleri dışarıya pazarlıyorlardı. Bu madenler önceleri Lydia krallığı tarafından işletiliyordu. Perslilerin bölgeyi işgal etmesinden sonra madenler Perslilerin eline geçmiştir. Persliler uzunca bir süre bu bölgede kalarak egemenli sürmüşlerdir. Perslilerin güdümünden kurtulmak için Gambrion halkı daha sonraları Spartalıların safına geçmişlerdir.

