Yaş alırken minimum kırışıklık, yüz ovalinin sıkı olması ve diri bir cilt özellikle kadınların en büyük arzusu. Bunun için milyonlarca kişi botoks yaptırıyor. Ancak son dönemde hızla yükselişe geçen bir uygulama var; yüz bantları. İğnesiz, acısız ve evde uygulanabilirliğiyle alternatif bir "yaşlanma karşıtı" uygulama olarak görülen bu yöntem, sosyal medya platformlarında da hayli popüler. Peki, bu yüz bantları nasıl kullanılıyor, botoksa alternatif mi, yan etkisi var mı? Kırışıklıkları düzleştirmek için yüze bant yapıştırmayı içeren bu teknik, daha genç bir görünüm elde etmek için basit bir çözüm olarak öne çıkarılıyor. Ama bant kullanımı aslında yeni bir fikir değil. 1800'lerin sonlarında da varmış. 1889 yılında "Frownies" adıyla bilinen, sadece suyla aktive edilen yapışkanlı bir kağıt olarak kullanılmış. 1970'li yıllarda ise Japon kiropraktör Dr. Kenzo Kase tarafından geliştirilmiş. O yıllarda bu yöntem kas iyileşmesini desteklemek ve kan dolaşımını artırmak amacıyla kullanılıyormuş. Bugün gelinen noktada ise kozmetik amaca hizmet ediyor. Yöntem, göz çevresine, nazolabiyal çizgilere ve alın çevresine belirli bir teknik ve pozisyonda bant yapıştırmayı içeriyor. Bant, cildi yukarı doğru kaldırarak oksijen akışını sağlamayı amaçlıyor; sonuç olarak da şişkinliği azaltmaya ve çizgileri yumuşatmaya yardımcı olduğuna inanılıyor.
ETKİSİ KISA SÜRELİ
Kırışıklık için kullanılan yüz bantları, silikon pedlerden medikal bant şeritlere kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Dahası DIY videolar çeken sosyal medya kullanıcılarından bazıları kinesiyoloji bandı, silikon yara bandı, cerrahi bant ile de yüz bantlama yapıyor. İnce çizgi ve kırışıklıklar, ciltteki kolajen ve elastin azalmasına bağlı olarak yaşlanma sürecinin doğal bir parçası. Ek olarak yüzü sürekli buruşturmak bu çizgileri belirgin hale getiriyor. Yüz bantlama bunu önlemeye yardımcı olabiliyor. Doğru şekilde uygulandığında yüz bandı ile uyumak, gece boyunca yüz hareketlerini kısıtladığından sabah uyanıldığında ince çizgiler daha az görülebiliyor. Bu etkinin, bandın cilde nemi hapsederek geçici bir dolgunluk yaratmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Peki botoksun yerini tutuyor mu? Botoks, enjeksiyon yapılan bölgelerdeki kasları geçici olarak felç ederek etkisini gösteren bir kırışıklık tedavisi. Botokstan elde edilen sonuçlar 3-6 ay arası sürebiliyor. Yüz bantları ise kırışıklıklara neden olan derin kasları hedef almıyor. Bu yüzden de invaziv olmayan, kaslara etki etmeyen bu yöntem kısa vadeli bir çözüm olarak görülüyor ve etkisinin birkaç saat içinde kaybolduğu belirtiliyor.
KULLANIMA DİKKAT!
İğneli ya da operasyon türü bir uygulamayı tercih etmeyenler tarafından ilgi gören yüz bandı yöntemini, etkisi geçici de olsa uygulamak isteyenler azımsanmayacak kadar çok. Ayrıca enjeksiyona göre çok daha uygun fiyatlı ve düzenli uygulama gerektiriyor. Sürekli yüz bantlamayı uzun süre uygulamak uzun vadede ne gibi avantaj ya da dezavantaj sağlıyor derseniz onu da belirtelim: Öncelikle bant çok sıkı takıldıysa diğer bölgelerdeki cildin gevşemesine yol açıyor. Ayrıca bandın çıkarılması sırasında cildin çekilmesi de gevşemeye neden olabiliyor. Yüz için özel olarak tasarlanmış bant olması gerekiyor, her bant ile bu uygulama yapılmıyor. Özel olarak tasarlanan yüz bantları, nefes alabilen bir yapıya sahip ve medikal bant olarak tüketiciyle buluşuyor. Yan etki olarak, özellikle hassas cilde sahip kişilerde, yapışkana karşı bir tahriş görülebiliyor, çok sık ve uzun süreli kullanımda bu risk artabiliyor.
GENÇ YASTA BASLAMAK
Dermatologlara ve estetik uzmanlarına göre geçici etki sağladığı belirtilen yüz bantlarına kırışıklık oluşmadan başlamak daha verimli sonuç almaya yarar mı sorusu akla gelebilir. Hele ki dönem itibariyle Z kuşağının cilt bakımına daha önceki nesillere oranla erken başlamış olmasını da düşünürseniz birçoğunun bu uygulamaya el attığını da tahmin edebilirsiniz. Ancak bu konuda da henüz yeterli kanıt bulunmuyor.

