Antik kentler zengini İzmir, yeni keşiflerle insanlık tarihinin en baştan yazıldığı coğrafyası olmaya aday. İzmir'in hemen yanı başındaki Torbalı zengin uygarlıklar tarihiyle sizi zaman yolculuğuna çıkaracak.
Ana tanrıçanın, iki bin 500 yıllık "Metropolis Antik Kenti" geçmişten günümüze açılan gizemli bir kapı. Günümüzde, 200 bini aşan nüfusu ve güçlü sanayi tesisleriyle tarihten gelen stratejik önemini koruyan Torbalı, bu gün bulunduğu coğrafyada yer alıyorsa şüphesiz bu "Metropolis" antik keti sayesindedir. Bu güzel ilçe, Küçükmenderes havzasında verimli topraklar üzerinde kurulmuştur. Ephessos (Selçuk), Smyrna (İzmir), Kolophon (Değirmendere), Nation (Ahmetbeyli) ve Nif (Kemalpaşa) antik kentleri arasında kalan bölgede M.Ö. 3 bin yıllarında ilk yerleşim gerçekleşmiştir. Torbalı'yı keşfetmeye ana tanrıçanın gizemli kenti "Metropolis" ile başlamanızı öneriyoruz. Yöredeki en erken yerleşim 'Metropolis' antik kentinde ortaya çıkmıştır. Torbalı'nın adını Metropolis'in diğer adı olan 'Triyanna' veya 'Tripolis'ten' aldığı sanılmaktadır.

HAYRAN KALACAKSINIZ
Tiyatro: Metropolis'te tiyatro, Helenistik Dönemde yaygın uygulamaya paralel olarak, kentin güneye bakan, şist ana kayadan oluşan yamacının üzerine inşa edilmiştir. Oturma sıraları ana kayaya oyulan tabanın üstündeki bloklanmıştır.
Oturma kapasitesi 3 bin 600 kişidir.
Akropolis: Akropol, kent tarihinin araştırıldığı bir laboratuar olma özelliğini taşımaktadır. Burada yapılan sondajlar, insanların M.Ö. 3 bin yıllarından itibaren burada yaşamaya başladıklarını ortaya çıkarmıştır. Kentin en kolay savunulacak tepesine kurulan yukarı kentin (Akropol) surları, Helenistik Döneme tarihlenir. Surlar iki kapı tarafından kesilmekte, doğudaki ana giriş kapısı kent merkezine, batıdaki kapı ise genellikle kaya mezarlarının bulunduğu mezarlık (Nekropol) alanına yönlenir.
Mozaikli Salon: Tiyatronun doğu kenarına bitişik inşa edilen Roma dönemine ait geniş mekânın duvarlarında geometrik şekilli freskler, taban döşemesinde ise renkli taşlarla yapılmış iki panel mozaik ortaya çıkarılmıştır. Ana mozaiğin merkezinde tiyatro ve eğlence tanrısı Dionysos, karısı Ariadne ve konuyla ilgili mitolojik karakterler yer alır. Yan panelde ise komedya ve tragedya masklarının yanı sıra balık ve kuş figürleri olduğu için bu mekanın tiyatro yapısıyla ilgili bir resepsiyon salonu olduğu kabul edilir.
'Bouleuterion' (Meclis Binası): Antik dönemin meclis binaları olarak adlandırılan bouleuterionlarda, kentle ilgili kararlar alınırdı. Kareye yakın bir forma sahiptir. 400 kişi kapasiteli toplantı salonu, ışınsal merdivenlerle iki bölüme ayrılmıştır. Dairesel formlu oturma sıraları, antik tiyatrolarda olduğu gibi at nalı formunda tasarlanmıştır.
Stoa: Yağmur ve güneşten korunmak amacıyla yapılan stoalar, dini törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılarda, ticari ve kültürel etkinliklerde kullanılıyordu.

Yukarı Hamam- Gymnasium: Roma hamamları, yıkanma işlevinin yanında günümüzdeki spor merkezleri gibi etkileşim alanlarıydı.
Yazıtlara göre, ön hamam, masaj odası ve ana hamam bölümlerinden oluşan Metropolis Hamamı'nda sıcaklık döşeme altında bulunan bir metre yüksekliğindeki ısıtma sistemiyle ve duvarlara yerleştirilen içi boş tuğlalarla sağlanıyordu.
Aşağı Hamam-Palaestra: Halk arasında "Han Yıkığı" olarak adlandırılan kalıntılarda yapılan kazılarda, sütunlu avlunun çevresindeki galerilerin mozaik döşemeyle kaplandığı tespit edildi.çıkarıldı.
Metropolis'i gezdikten hemen sonra Torbalı'nın diğer güzellikleri keşfetmeye başlayabiliriz. Örneğin, Osmanlı döneminde İzmir-Aydın Demiryolunun ilk etabı olan İzmir-Torbalı hattı 1860'ta işletmeye açılarak, günümüz Türkiye'sindeki ilk tren seferlerinin İzmir-Torbalı arasında yapılmaya başlandığını biliyor musunuz?

II. ABDÜLHAMİD'İN GÖZDESİ
Torbalı'nın yıldızı Osmanlı döneminde Sultan II. Abdülhamid'in Tepeköy merkez olmak üzere yörede çiftlikler satın almasıyla parlamaya başlamıştır. Sultan Abdülhamid sahibi olduğu pek çok köye bizzat kendi hazinesinden camiler, mektepler, havuzlar, çeşmeler ve su şebekeleri yaptırmıştır.

