CHP Ankara Milletvekili Ateş, Odatv muhabirini suçladı ve Deniz Baykal'ın, "Arkadaşları arayın komployla karşı karşıyayız" dediğini söyledi
ERHAN ÖZTÜRK
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Odatv muhabiri İklim Bayraktar'ın CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ı evinden arayarak, "Canım hani beni yemeğe çıkaracaktın. Eğer dışarı çıkmak istemiyorsan evimde yemek yiyebiliriz" diyerek taciz ettiğini savundu. Ateş'in anlatımına göre, Bayraktar'ın Baykal'la ilk teması, "Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü anmasında sizin çok güzel resimlerinizi çektim. O resimleri size vermek istiyorum" diyerek görüşme talebiyle oldu.
ARAŞTIRIN TALİMATI
Bayraktar'ın ısrarlı görüşme talebi üzerine Baykal, konuyu en yakınındaki isimlerden Yılmaz Ateş'e anlattı ve "Bu kız gazeteci olduğunu söylüyor. Bir araştırın" talimatı verdi. Bunun üzerine araştırma yaptığını belirten Ateş, Baykal'a, "Efendim gerekli araştırmayı yaptım ancak bu gazeteciyi tanıyan birileri çıkmadı" dedi. Bayraktar'ın hem Uğur Mumcu anmasında çekilen fotoğraflarını vereceği hem de röportaj yapacağını ısrarla belirtmesi üzerine kendisine Baykal'ın TBMM'deki odasında randevu verildi. 15 dakikalık bir görüşme sırasında Bayraktar, daha önce vereceğini söylediği fotoğrafları vermediği gibi, röportaj da yapmadan Meclis'ten ayrıldı.
Baykal ile Odatv muhabiri Bayraktar'ın bu görüşmeden iki gün sonra telefon ısrarının yeniden başladığını ileri süren Ateş, "Kendisini gazeteci olarak tanıtan bu hanım, Deniz Bey'i TBMM'deki görüşmeden iki gün sonra ev telefonundan aramaya başlamış. Bu ısrarlar üzerine Bayraktar'ın telefonuna çıkan Baykal'a hiç hoş olmayan bir ses tonuyla, 'Canım hani beni yemeğe çıkaracaktın. Eğer dışarı çıkmak istemiyorsan evimde yemek yiyebiliriz. Bana istediğin zaman gelebilirsin' gibi sözler söylemiş. Deniz Bey çok sinirlenip telefonu kapatmış. Ardından beni arayıp, 'Kemal Bey (Kılıçdaroğlu) ve diğer arkadaşları uyar. Ciddi bir komployla karşı karşıyayız' dedi. Ben de bunun üzerine gerekli girişimlerde bulunup Deniz Bey'in söylediklerini ilgili yerlere ulaştırdım" dedi.
AHLAKİ BİR BORÇ
Böyle bir ortamda geçmişte olduğu gibi bugün de Deniz Baykal'a sahip çıkmalarının ahlaki ve siyasi bir borç olduğunu savunan Ateş, "Bize düşen onun arkasında durmak. Bir dava arkadaşımızın ayağı sekteye uğrayabilir, yara alabilir. Anlaşılıyor ki 2010'da Baykal'a kurulan komplonun bir benzeri yine hem kendisine hem de Kemal Kılıçdaroğlu'na kurulmak isteniyor" diye konuştu.
