Konuk yazar Selahattin Gezer yazdı...
Bu yazıdaki hiddet asla İsrail'in zulümlerine rıza göstermeyen, sessiz kalmayan Yahudilere ve Hristiyanlara değildir. En aciz, en zayıf ve iktidarsız olan çocuklarla, hususan bebeklerle savaşan İsrail, onları aç ve susuz bırakarak cesaret destanı yazıyor(!). Bebekler de ölümleriyle büyük bir kahramanlık sergiliyorlar; zira İsrail'in ne kadar alçak, korkak ve şeref yoksunu bir varlık olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne seriyorlar! Bebekler büyük bir delikanlılık yapıyor; İsrail'in ne mal olduğunu ortaya koyuyor. Buna rağmen liderler, özellikle Amerika, hakikati acilen kabul edip gereğini yapmıyor; parçalanmış bebeklerden, çocuklardan ve yaşanan tüm vahşetten gerekli dersi alamıyor.
SEÇİLMİŞ HAİNLER
Tahrip edilmiş, bozuk bir dinin mensubu İsrail, "seçilmiş kahpe millet" olmanın gereğini yaparak çocuklarla ve bebeklerle göğüs göğüse çarpışmaktan kaçınıyor. Bunun yerine onları mamasız, sütsüz bırakıp gözlerinden feri, vücutlarından dermanı alıyor ve bombaları gönderiyor. Bu "seçilmiş hainler" eli silahlı insanlarla değil, hastanelerle, ambulanslarla; okullarla, ibadethanelerle göğüs göğüse çarpışıp yerle bir ediyorlar. Bu "seçilmiş alçaklar", gece evlerinde uyumaya çalışan, gündüz çektikleri işkenceye uyku ile ara vermek isteyen sivil halkı tonlarca bombayla bombalıyorlar. Kassam Tugayları'ndan bir kişiyi gördüklerinde ise ağlayarak altlarına kaçırıyorlar. Bu "seçilmiş vahşiler", "haberleşme hakkı özgürlüğü var" derler ama yazılan hakikatlerle burun buruna mücadele etmek, sonunda haksızlığı kabul etmek yerine bombayla, uzun namluyla gazeteci öldürürler. Korktukları gazete sayfalarından, satırlardan, ekran ve sosyal medya görüntülerinden intikam alırlar. O kadar Batılı gazeteci ve sağlık görevlisi vs. öldürüldü ama her türlü hak için ortalığı ayağa kaldıran Batı'dan caydırıcı bir hesap kesilmedi. İsrail "seçilmiş soykırımcı" ise, yaşanan tüm zulümde Batı'nın büyük desteği ve el ayak öpmesi vardır.
ORMANLARI YAKIYORLAR
Bu "seçilmiş üstün ırk (!)" çocuk haklarını, kadın haklarını, insan haklarını hatta hayvan haklarını ihlal etmekle kalmıyor; sadece Filistinli katletmiyor, yeryüzünde ne kadar şer ve kötü hadise varsa temellerini itinayla atıyor. O kadar gözleri dönmüş ki, istisnaları hariç ormanları bile bunlar yakıyor.
İşte kendi elleriyle beslediği ve önünü açtığı FETÖ'nün adamı Bursa'da benzinle orman yaktı. Şimdi soruyorum: Böyle bir milletin; kendini üstün ırk görüp herkese zulmeden milletin malları nasıl alınır, nasıl satılır? Bunların malları, ürünleri de soykırımcıdır, ahlaksızdır ve faydasızdır. İsrail hayasızca soykırım suçu işlerken, utanmadan, hiç sıkılmadan onların mallarının ve ürünlerinin alınıp satılması, terör devletini daha çok katliamcı eder ve lojistik destek olur. Bir millet bebeklerin vücudunu susuzluktan buruş buruş, açlıktan bir deri bir kemik bırakmakla nasıl "seçilmiş bir millet" olur? Silahlı Filistinliyi görünce ölüm korkusuyla kaçarken pantolondan aşağı bırakması nasıl "seçilmiş millet" yapar? Yahu bilmiyoruz "seçilmiş alçaklar", bize öğretin: Sizin dininiz cesur ve mert insan sevmiyor mu, sizin dininiz kahpelik, namussuzluk yapanı sevip, çocukları aç bırakanı yüceltiyor mu? Hâşâ Allah size: "24 saat tek bir insani adım atmayın, insan olmayın, çalın, çırpın; her türlü zulmü yapın; yapılmadık kötülük bırakmayın" diye nasıl emreder ve Hz. Musa'yı gönderir? Yahu azgın millete daha çok azsın diye peygamber gönderilir mi? Alçak millete daha çok alçalsın diye kitap indirilir mi? Bu nasıl bir din? Eşitlik istemiyor, adalet istemiyor, ahlak istemiyor; insani hiçbir meziyet istemiyor!
BUNLAR EMREDİLMİYOR
Bir mühendis, bir ürününü diğer ürünlerini aşağılasın, hor görsün diye yapar mı? Hâşâ, Adil-i Mutlak, Hâkim-i Mutlak Allah (C.C.) bütün insanları, peygamberleri siz Yahudi milleti zulmetsin, hakir görsün, köle görsün, öldürsün, ihanet etsin, hatta testereyle kessin diye mi yarattı? Allah beni bağışlasın: Böyle bir sadist ilah olur mu? Bir ressam bile sadece bir eserini yücelten ve diğer eserlerine hor bakan, çamur atan birine asla dayanamaz. Sizin tanrınız ne dandik tanrı ki size her türlü alçaklığı serbest etmiş! Belli ki siz şeytanı Tanrı edinmişsiniz, çünkü ancak şeytan her türlü kötülüğü emreder ve başkalarını aşağılamayı ister, çoluk çocuğa, kadınlara zulmetmeyi hatta istismar etmeyi ister. Edindiğiniz tanrınız da şerefsiz, siz de onunla beraber esfeli safilin olacaksınız. Hindistan'ın tanrısı inek bile sizin tanrınız kadar alçak değil çünkü o öldürmeyi, çocukları aç bırakıp ölüme terk etmeyi emretmiyor, hatta sütünü bile veriyor. Müşriklerin taptıkları putlar bile sizinki gibi kötülük emretmiyor, "gidin kadınlara tecavüz edin ve ikinci sınıf görün" diye emretmiyor. Kadınları mal görün diye kitap göndermiyor. Kadın haklarını çıkaran sizin kafa ama kadını mal gören, zulmeden yine sizin kafa. Çok iğrençsiniz çok! İşte kutsal bir dini kendinizden başkasını hakir görecek hâle getirdiniz. Ve bir tane de içinizden akıllı biri çıkıp demiyor ki: O nasıl ilah (!), o nasıl bir din ki sekiz milyar insanı köle görsün ve her türlü kötülüğü yaptırsın ve ihanet için sekiz milyonu yaratsın. Üstelik her türlü ürünü sattırmaya çalıştırarak sekiz milyar üzerinden sermayenin en büyüğüne ulaştırsın. Din ıslah içindir, barış içindir, adalet içindir. Yüce Mevlam hangi dini, hangi kitabı, hangi peygamberi göndermiş ise bütün yeryüzü huzur ve selamete kavuşsun diye, insanlar barış içinde, adil şekilde yaşasın diye yoksa bir dini diğer bütün insanların başına bela etmek, eşkıya etmek için, adaletsizlikler yaşatsın diye göndermemiştir.

