İnsanları kadın ve erkek olarak yaratan Allah (c.c.) evlenerek ve nesillerini devam ettirerek hayat boyunca birbirlerine destek olmayı emretmiştir.
Hz. Adem'i yaratırken Hz. Havva'yı da yaratmasının nedeni ve hikmeti budur.
Ancak kadın ve erkek ilişkilerinde hassas noktalar vardır.
Bu konuda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) erkekleri eşleri konusunda "Sizler onları Allah'ın sözü üzerine alıp kendinize helal kıldınız." şeklinde uyarmıştır.
Eşlerin birbirine karşı saygı içinde olmaları çok önemlidir.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) veda hutbesinde: "Kadınlar konusunda Allah'tan¥ korkun, çünkü sizler onları Allah'ın emaneti olarak aldınız" buyurmuştur.
Eşinizin, sinirlilik, tembellik gibi varsa kötü huylarını görmezlikten gelin. Zira eşinizin hoşlanmadığınız bir tarafı varsa, elbette hoşlanacağınız yönleri de vardır. Siz bunları görün. Ev işlerinde ona yardım edin. Hz. Peygamber (s.a.v.) eşlerine ev işlerinde destek olurdu. İçeceği suyunu kendisi alır, ayakkabısını kendi yamardı.
KADIN HAKLARI
Erkeklerin olduğu gibi kadınların da sahip oldukları haklar vurgulanmıştır. Kadınlar, İslam dininin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı, huzuru, tercihlerinde özgürlüğü ve boşanma hakkına sahip olduklarını bilmiş olsalar, bütün dünya kadınları, hemen Müslüman olurlardı.
Bir ayette ise "Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptir.) [Bakara 228] buyurulmaktır.
İslamda kadınlara öyle haklar verilmiştir ki birçok kadının bundan haberi yoktur. Mesela hiçbir kadın ev işi yapmak zorunda değildir.
Yapması ise kadının kendi lütfudur. Peygamberimiz bile ev işlerini kendisi yapar, dikilecek eşyalarını diker, hiçbir zaman eşine emir vermezdi. Kadınlara karşı nazik ve anlayışla davrandığı yönünde İslam kaynaklarında yer alır.
İZMİR'İN PADİŞAH TUĞRALI TEK CAMİİ
Anafartalar Caddesi ile Kemeraltı 863 Sokak'ın birleştiği köşede yer alan Başdurak Cami, Geçmiş yıllarda "Başoturak" olarak anılan bölgede bulunan cami,günlük dilde daha kolay söylendiği için zamanlar Başdurak olarak anılmaya başlamış. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde giriş kapısı üzerinde, tahıl tüccarı Hacı Hüseyin tarafından 1652'de yaptırıldığını belirten bir kitabenin bulunduğundan söz ediliyor. Tüm ihtişamıyla göz kamaştıran Başdurak Camiinin içinde yer yer kalem işi süslemelere de rastlanıyor.
İzmir de başka hiçbir camide Padişah Tuğrası bulunmamaktadır. üzerinde padişah tuğrası bulunan onarım kitabesinde 1310/11(1894/95 - 1895/96) tarihleri yazılıdır. bu tarihlerde Osmanlı tahtında II. Abdülhamit Tuğrasına çok benziyor. Kısacası onarım kitabesinde yer alan tuğranın II. Abdülhamit e ait olduğunu söyleyebiliriz.
GÖNÜL DOSTLARI
AZÎZ MAHMÛD HÜDÂÎ
Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, osmanlı devri İstanbul velîlerinin büyüklerindendir. Asıl adı Mahmûd'dur. "Hüdâî" ismi ve "Azîz" sıfatı kendisine sonradan verilmiştir. Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri'nin neslinden olup, "seyyid"dir. O, bir asra yakın ömür sürmüş ve sekiz pâdişah devrini idrâk etmiş bir gönül sultânıdır. Asrında, gerek eserleri, gerekse sohbet, irşad, vaaz ve nasihatleri ile ümmet için bir feyiz kaynağı olmuştur.
Celvetiyye tarikatının kurucusu, mutasavvıf, şair olan Hüdâi Hazretlerinin talebelik ve murîdlik yıllarından beri tasavvuf çevresiyle yakın teması bulundu. Üç yıl gibi kısa bir zamanda seyr*ü sülûkünü tamamladı. Şeyh Üftâde kendisini memleketi Sivrihisar'a halife tayin etti.

