Müslümanları iyiliğe teşvik edip kötülükten sakındırmayı tavsiye eden ayetlere bakıldığında bu hususun sosyal ve ahlaki bir görev olduğunun görüldüğünü belirten Müftü Gürler şunları söyledi: Sevgili Peygamberimiz de insanlara "iyiliği teşvik ve tavsiye edip kötülükten sakındırma" erdemini aşılamaya gayret etmiştir. İyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırma görevini yerine getirmelerini öğütlemiştir. Bu görevi yerine getirenin sadaka sevabı kazanacağını, iyiliğe teşvik ettiği kimsenin bu tavsiyeye kulak vermesi halinde ise mükafatının daha da artacağını, "hayra vesile olan kişi onu yapmış gibidir" buyurarak belirtmiştir.
DÜRÜST VE GÜVENİLİR OLMAK
Peygamberimiz her fırsatta ana-babaya, komşulara, bütün insanlara, hatta hayvanlara ve bitkilere kısacası bütün mahlukata iyi davranmayı tavsiye etmiş, daima iyilik yapmayı görüp gözetmeyi, kollamayı, eza, cefa ve eziyet etmemeyi emretmiş, kötü olan her şeyden insanları sakındırmış ve Allah'ın her işte iyiliği emrettiğini bildirmiştir. İnsana büyük değer veren, insanların en iyi huylusu, en geçimlisi olan Peygamberimiz, müslümanın elinden ve dilinden diğer insanların zarar görmediği, başkalarıyla iyi ilişkiler kurabilen, ülfete, sohbete, dostluğa açık bir kişiliğe sahip olması gerektiğini vurgulamıştır. Müslümanın, dürüst, güvenilir, sözü dinlenen bir şahsiyet olmasını öğütlemiş. öğrettiği her şeyi öncelikle kendi hayatında uygulayarak kendisine olan inancın ve samimiyetin artmasını sağlamıştır.
İyiliği teşvik eden ve kötülükten sakındıran kişi toplumda "iyi" olarak kabul edilen, çevresine "güven" veren, saygın bir insan olmalıdır. Başkasına iyiliği telkin edip kötülüklerden uzaklaşmasını öğütleyen kişi, öncelikle özeleştiri yapmalı ve kendisinde bu söylediklerine aykırı bir özellik olup olmadığını gözden geçirmelidir. Başkalarını düzeltebilmek için önce kendimizi düzeltmemiz gerekmez mi? Yüce Rabbimiz, iyiliği tavsiye edip, kötülükten sakındıracak kimselerin, önce söylediklerini kendi hayatında yaşamasını istemiştir. Kur'anı Kerim'de; "İnsanlara iyiliği emredip, kendinizi unutuyor musunuz yoksa" (Bakara 44), "Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz. Böyle yapmanız Allah katında sevimsiz bir davranıştır" (Saff 2,3) buyrulmaktadır. Dolayısıyla birisinden bir şeyi talep eden kişinin istediği şeyi öncelikle kendisi uygulayarak örnek olması önemli bir ahlak ilkesidir. Bu, inandırıcılık, güvenilirlik ve tutarlılık açısından olduğu kadar eğitim bakımından da hayati bir öneme sahiptir.
KULLANILAN ÜSLUP ÖNEMLİ
İyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaya çalışmada üslup da çok önemlidir. Bu görevi yerine getiren kişiler Rasulullah(sav.)'in de hadis-i şerifinde buyurduğu üzere müjdeleyici ve kolaylaştırıcı olmalı, nefret ettirici ve zorlaştırıcı olmamalıdır. İnsanları hikmetle ve güzel öğütle iyiliğe çağırmalı, onlara yumuşak, hoşgörülü ve merhametli davranmalı, aynı zamanda bıktırıcı da olmamalıdır. Hatasını yüze vurmadan, mahcup etmeden, başkalarına da yaymadan, dedikoduya girmeden, uygun bir yerde uygun bir anda sırf ona söyleyerek düzeltmeye çalışmalı, tatlı dili ihmal etmemelidir. Bir insana hakaret etmek, bir insanın şahsiyetini rencide etmek Hz. Peygamber'in buyruk ve davranışlarıyla bağdaşmaz. İyiliği tavsiye edip, kötülükten sakındırma görevini yerine getirmede herkesin bilgisi, gücü ve yetkisi nispetinde hareket etmekle yükümlü olduğu da unutulmamalı. Kişi yetkisini aşan konularda olaylara bizzat müdahele etmemeli, yetkili mercie iletmelidir. İnsanların yetkileri dışında hareket ederek kendi görüşüne göre iyi ya da kötü gördüğü davranışlar hususunda başkalarına yaptırım uygulaması, bunu yaparken sorumluluklarını aşan bir tavır içine girmesi, özelllikle de şiddete başvurması toplumu büyük bir karmaşaya sürükler ve topluma zarar verir. İyilik adına her ne varsa bizzat yaşayıp, iyiliği teşvik ve tavsiye edelim. Kötülüklerden de kendimizi ve çevremizi sakındırmaya çalışalım.