Aksiyonu, mizahı ve fantastik karakteriyle atv'nin sevilen dizisi 'Adanalı' geçtiğimiz günlerde yeni sezonu açtı. Oktay Kaynarca, Mehmet Akif Alakurt ve Selin Demiratar'ın başrol oynadığı dizi, yeni bölümlerinde de aksiyonuyla, komedisiyle ve dramıyla 7'den 70'e herkesi ekrana çekerken dizide Maraz Ali'yi oynayan Mehmet Akif Alakurt yeni sezon için imaj değişikliği yaptı ve sakallarını uzattı. Cezaevi sahneleri için bu kararı aldığını belirten Alakurt, "Geçen yılki başarımızı yine yakalayacağız" diyor.
'Adanalı'da yeni sezon başlıyor. Bu yıl da aynı başarıyı yakalayabilecek misiniz?
Geçen seneki başarıyı yakalayabileceğimizi, hatta daha iyi bir çıkış yapacağımızı düşünüyorum. Biz ekip olarak hatalarımızdan ders çıkartabilen bir yapıya sahibiz. Bunun bizi daha da yukarıya taşıyacağına şüphem yok! Bu sezon da çekimler sırasında duyduğumuz heyecanı ekrana yansıtmaya çalışacağız ve bizi yukarıya taşıyanlara layık olmaya çalışacağız...
Yeni bölümlerde 'Adanalı' tutkunlarını neler bekliyor?
Tabii yine bol aksiyon ve yoğun duygular bekliyor. Aynı zamanda dizimizin fantastik ve mizah içeren bir yanı da var biliyorsunuz. Bunlar yeni sezonda da devam edecek.
UYUMLU BİR SET Çekimler nasıl gidiyor? Diğer oyuncularla aranız nasıl?
Setimizde her zamanki gibi disiplin hakim! Oyuncu arkadaşlarımla aramız şaşılacak derecede iyi. Ben Selin'le (Demiratar) ve Oktay'la (Kaynarca) çalışmaktan çok keyif alıyorum. Geçen seneye göre hiçbir şey değişmedi setimizde. Birlik, beraberlik, inanç, sevgi, saygı ekibimizin içindeki olmazsa olmaz değerler. Çok yorucu olmasına rağmen, keyifli ve çok eğlenceli bir şekilde devam ediyoruz.
'Adanalı' sizce neden bu kadar çok sevildi? Özellikle de çocuklar bayılıyor.
Bizim dizimizde fantastik kahramanlar var. Bu da çocukların ilgisini çekiyor. Az önce adını saydığım şeyler yani komedi, aksiyon, aşk, romantizm, heyecan gibi unsurların dizide hepsinin birden yer alması sebebiyle çok seviliyor diye düşünüyorum. Oyuncu arkadaşlarımızın performanslarıyla da bu değerlerin altının daha belirgin olarak çizildiğine inanıyorum. O yüzden de insanlara sahici, sıcak, samimi ve eğlenceli geliyor.
"BİR SÜRE SAKKALIYIM" Sakallarınızı uzatmışsınız. Bu imaj değişikliği kimin tercihi?
Aslında ben bu kararı geçen sezonun finalinden sonra aldım. Cezaevi sahnelerinin inandırıcılığını artırmak için sakal bırakmayı tercih ettim. Önce bıyık denedim ama daha sonra sakal bırakmakta karar kıldım. Peki sakalı kendinize yakıştırdınız mı?
Evet yakıştırdım galiba. Etraftan da genelde iyi tepkiler geldi, bir süre bu şekilde gidecek gibi.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde sürpriz gelişmeler olacak mı peki?
Yeni sezonda daha fazla aksiyon, daha fazla komedi, daha fazla dram, daha fazla romantizm, daha fazla heyecan, daha, daha, daha... 'Adanalı'da hep daha fazlası olacak.
KOMEDİYE YEŞİL IŞIK Ünlü olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Aslında çok şey değişmedi. Ben hiçbir zaman kendi hayatımdan ödün vermedim. Sadece gerekeni yaptım. O yüzden de mutluyum, hak etmediğim hiçbir şey yok hayatımda.
Bir tesadüf eseri girdiğiniz bu yolda "Oyuncu oldum artık" diyor musunuz?
Hayır henüz oyuncu oldum diyemiyorum. Çünkü bunun için daha çok yolumuz var. Çünkü her şeyi biliyorum diyen insan hiçbir şey bilmiyorum diyen insandır. Hayatım boyunca bu duruma düşmek istemem.
Teklif gelse komedi oynamak ister misiniz?
Aklıma yatarsa tabii ki komedi de oynayabilirim ama sinemada! En kısa zamanda doğru bir sinema projesinde yer alacağım.
Biraz da özel hayatınızdan bahsedelim. Çekimler dışında neler yaparsınız?
Boş zamanlarımda veya kendimle baş başa kaldığım dönemlerde spor yaparım. Ayrıca evde aletlerim de var. Bu arada çekim öncesinde şınav çekmek çok yararlı oluyor. Görsel bir iş olduğu için insanlar daha dolu bir vücut görmek istiyor. Şınav da kısa zamanda vücudu toparlayabiliyor. Bunun dışında çoğunlukla ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum.
"Kadınımda, çocuğumun silüetini görmeliyim" Bir kadında neler ararsınız?
Kadın kavramının bendeki karşılığı şöyle: Ben kadınımda çocuğumun silüetini görmek isterim.
Gece hayatınız var mı?
Hayır, gece hayatını pek sevmem. Ben her yerde eğlenebilirim, kafede otururken bile. "Bugün cumartesi, gece dışarı çıkacaksın ve eğleneceksin!" şeklinde bir politika vardır ya, ben bunu reddediyorum. İçimden gelmediği sürece, 'Biz genciz, gece çıkmalıyız, içki içip eğlenmeliyiz, kızlarla beraber olmalıyız' diye bir şey yok. Zorlama şeyler bana ters. En büyük idealim dünyadan huzurlu şekilde göçüp gitmek. Para pul için yaşayan biri değilim.
