BESİM KAZADO
Harbiye'de Günay Restaurant Club vardı. Elit kişilerin gittiği çok şık bir yerdi. Yemekleri harikaydı, tabii ki müziği de. Ama gecenin sanatçısı çıkınca bu lokal Türkiye'nin vazgeçilmezi oluyordu. Daha önce tanıdığım bu sanatçının özelliği güzel sesi dışında tahmin edilemeyecek kadar çok lisanda, çok güzel şarkılar söylemesiydi. Yıllar sonra Tıpa Tıp Show'u ilk sahneye koyduğumuzda şimdiki Günay'da sahne alacaktık, Süper Star'ımız Ajda ile malesef galaya 3 gün kala program değişti ve biz tek başımıza kaldık. Bir gece içinde Günay abi yeni solistimizin bulunduğunu müjdeledi ve iki gün sonra da sahne aldık. O yılın en çok iş yapan programı olduk. İşte bu sanatçı Leman Sam'dı.
Leman, sahne ve sahne dışında son derece samimi, rahat ve çok terbiyeli, harika bir arkadaşımdır. Birbirinden çok farklı olmalarına rağmen harika iki de sanatçı kızı vardır, Şevval ve Şehnaz.
Son görüşmemizde size de yazımda anlatmıştım, kızlarıyla İstanbul Arena'da verdiği şahane konserdeydi. Biz Ahum'la Leman'ın sahnedeki iyi bir şarkıcı olmak haricinde misafirperver bir ev sahibesi olduğunu bir kez daha gördük. Ortalığı evdeymişcesine toplaması, kızlarıyla paylaştığı mikrofonu sahnede kaybetmesi, onlarla evdeki dialoğunu devam ettirmesine gülmekten kırıldık. Bir o kadar da ayakta alkışladık.
SAHNEDE 30 YIL
Bu çok değerli arkadaşımı Lavanta'da kısa bir süre içinde olsa ağırlamaktan gurur duydum. Ve sizin için bu söyleşiyi yaptım. Umarım siz de zevk alarak okursunuz.
- Leman'ım hoş geldin. Tanıdığım halde bilmediğim yönlerini okurlarım için biraz anlatır mısın?
Memnuniyetle, İzmir benim çok sevdiğim ve çok hatıram olan bir diyar olduğundan ne istersen anlatırım, sen sor.
- Kaç senedir sahnedesin?
30 yıl oldu sanırım.
- Kaç lisan da şarkı okuyabiliyorsun diyecegim...
Aman deme boş ver.
- Peki hiç aşık oldun mu?
Ha böyle şeyler sor. Aşkı hiç tatmayacak bir kadına benziyor muyum? "Dün gece tanımadığım bir erkeğe sırf sana benziyor diye merhaba dedim" şarkısı nasıl yazıldı zannediyorsun? İki kez aşık oldum; biri 9 şiddetindeydi diğeri 7, kaya düşmüştü sanki...
- Saplantı ya da batıl inançların var mı?
Yok ama dur, sahneye çıkmadan derin bir nefes alırım sesimi açmak için, ortam müsait ise bol ve yerim varsa bir de beden hareketimi yaparım, bedenimi açmak için. "Allah'ım beni utandırma" derim. Birazdan da aynısını tatbik edeceğim.
- Sahneye çıkınca heyecanlanır mısın?
Heyecanlanmaz mıyım? Leyla Gencer bile sahneye çıkarken "Uçuruma atlıyorum sanki" derdi.
- Fala, burçlara inanır mısın?
Öyle saplantılarım yoktur. Yanımda biri fala baktırırsa çok sıkılırım.
- Kumar oynar mısın?
Kağıtları zor tanırım. Eski eşim Selim, poker öğretmişti bana bir gün elimde floş vardı (pokerin en büyük kağıdı) ben hala oyuna gireyim mi diye bakiyordum.
- Sporla aran nasıl?
Atletizm yapardım sahneye çıkmadan. Hakemlik de yaptım. 27 Aralık günü hiç unutmam Ankara'da bir yarışmada sakatlandım ve bu işi bırakmak zorunda kaldım.
- Kızıyorsun ama yabancı dildeki şarkıları çok güzel okuyorsun, aileden mi geliyor?
Hayır, ben de kendimi hiç zorlamıyorum, bir gece Yunanlılar geldi, Yunanca bir şeyler söylediler, Yunan sanmışlar beni, başka bir gün Maria Suarez dinledi beni Portekizli sanmış.
- Yapmak isteyip de yapamadığın...
Fıkraları aklımda hiç tutamam, çok gülerim, iki dakika sonra sor, neydi diye sorarım. Gerçi en çok durum komedilerine gülerim. O an istemeden yapılan hareketler çok komik gelir bana.
- Unutamadığın çalışmaların?
Harbiye'deki Günay Kabare, Kazlıçeşme'deki Cubanas Midnight ve de İstanbul Devlet Operası.
- Keşkelerin var mı?
Keşke o kadar erken evlenmeseydim diyorum bazen kendime. Sanırım tek keşkem bu. Ama Allah'a şükür iki tane birbirinden güzel kızım var. Senede bir gün kızlarım keşke çocuk olabilseler ben de onları alıp parka götürsem, bir de hayvanları konuşturabilsem, onlarla çene çalsam. Epey keşkem varmış iyi ki sormuşsun.
MUTLU OLSUNLAR - Kızlarının şarkıcı olmasına ne diyorsun?
Olsun önemli olan sağlıklı olmaları. O da bana yetiyor zaten, mutlu olsunlar yeter.
- TV dizileri için ne düşünüyorsun?
Son zamanlarda çok arttılar, değerleri azalıyor bence, evvelce seyrettiğimiz diziler daha güzeldi.
- Mesela?
- Üç İstanbul, Gülbeyaz, Hatırla Sevgili, Bir Bulut Olsam.
- Sen oynamak istermiydin?
İsterdim tabii ki. Benim kemikleşmiş bir tipim var biz de onun dışında olamıyorsun, bence her sanatçı her türlü rolü oynamalı ama maalesef bizdeki TV izleyicileri kim neyi oynuyorsa onu o kişi olarak kabulleniyorlar.
- Mesleğin için ne diyorsun?
Ya sekteye uğradı bizim meslek. Kimsenin talebesi yok, devamlar oluşamıyor.
- Sinema yapmak ister misin?
Sinemada çok iyi gelişmeler var. İyi bir film olursa niye olmasın ama dediğim gibi asla Leman Sam karakterinde değil.
"Serseri ruhumu beğeniyorum" - Kendini beğenir misin?
Serseri ruhumu çok beğenirim, hele hele delice şeyleri yapmayı çok seviyorum, burjuvazi hiç sevmem. Ben sevabıyla kusuruyla çıplak bir insanım, botlarım sırtımda yalın ayak gezmeyi severim, keşke parkta yatabilsem derim. Almanya'da sokak şarkıları söyledim, mendil açıp önüme para attılar, sokağa çıkarım hayvanlara su ve yemek veririm, penceremde kumrulara şekerli su hazırlarım, içmelerini seyrederimBu yönlerimi çok beğenirim.
- Daha var mı? Çok hoşuma gitti.
Olmaz mı? Seyahatlerimde valiz bandından çantamı aldığımda "Oğlum hoş geldin" derim. Bir gün valizimle konuşurken arkamdaki bir adam "Siz de hoş geldiniz" dedi.
- İzmir'e bir mesajın var mı?
- Olmaz mı. İzmir'e her geldiğimde mutlu geliyorum, mutlu dolaşıyorum, sahnemi mutlu yapıyorum, dönerken de herhalde döndüğüm için buruk dönüyorum. İzmirliler çok iyi dinleyici ve misafirperverler. Şu an bak içim içime sığmıyor.
