Açıkalın: Seyirciyi bakışlarla kandırmak oyunculuk değildir. Oyunculuk, kanınızla, canınızla yapacağınız bir şeydir. Her televizyona çıkanı oyuncu olarak değerlendirmemek gerek... Bu yüzden de bazı dizilerin 90 bölüm sürmesini içime sindiremiyorum
Oyuncu Peker Açıkalın, 2.5 yıl aradan sonra yeniden ekranlara döndü. atv'de yeni yayınlanmaya başlayan 'Yahşi Cazibe' dizisinde, Yabancılar Şubesi'nde görevli Komiser Peker Pekmez'i canlandıran usta oyuncu; hayat verdiği yeni karakteri, komedi oyunculuğunu ve hedeflerini anlattı.
- Öncelikle, neden televizyon ekranlarına 2.5 yıl ara verdiniz?
Kendimi özletmeyi seviyorum. 'Çiçek Taksi'yle, 'Ekmek Teknesi' arasında 3.5 yıl ara verdim. 'Ekmek Teknesi'yle 'Avrupa Yakası' arasında 2.5 yıl ara var. 'Avrupa Yakası'ndan bu diziye kadar da 2.5 yıl geçti. Bu benim bilinçli olarak yaptığım bir şey. Seyirciyle aramızdaki o özel ilişkinin rencide olmaması açısından bu araları koydum.
SAMİMİ BİR SİT-COM - Dizi kariyerinize baktığımız zaman yarattığınız tipler hep fenomen olmuş. 'Avrupa Yakası'ndaki Gaffur bunun son örneği? Bunu neye bağlıyorsunuz?
Yazarla oyuncular arasındaki güven meselesine bağlıyorum. Benim herhalde şeytan tüyüm var ki, yarattığım karakterler, üzerinden yıllar geçse de hala varlığını sürdürüyor. Çok gerçekçi ve içten karakterler ortaya koyuyorum. Bu gerçeklik ve samimiyet de seyirciye çok iyi yansıyor ve karakterler fenomen haline geliyor. Ama şunu da hatırlatmak isterim, ben işi pik noktasına getirdikten sonra ayrılıyorum. Her şeyi tadında bırakmak gerek diye düşünüyorum. Bunun karşılığını da yaptığım bütün işlerdeki reytingler ve gişelerden alıyorum. Bu ukalalık değil ama yaptığım bütün işler uzun soluklu ve zirveye oynayan işler oluyor. 'Yahşi Cazibe' de uzun soluklu bir dizi olacak ve geçim sıkıntısı çekenlere, morali bozuk olanlara soluk aldıracak.
- Bu diziyi tercih etmenizdeki en önemli etken neydi?
Projeyi çok samimi buldum ve başarılı olacağımıza inandım. Seyircinin böyle bir sit-com'a ihtiyacı olduğunu hissettim. Bana yüzlerce teklif geliyor ama burada belirleyici olan şey; senaryo, oyuncu kadrosu, yapım ekibi, yönetmen ve ortaya çıkacağına inandığım enerji. Seyirci bu işi çok benimsedi. Deneyimli bir oyuncu kadrosu var.
- Bu dizi diğer türlerinden hangi yönüyle ayrılıyor?
İddiamız; işimizi en iyi şekilde yapıp, insanlara seyredilebilir, özgün, Türk espri anlayışını yansıtmak. Kitle olarak da 7'den 77'ye herkese hitap eden, Gani Müjde'nin dantel gibi işlediği, bizim de oyunculuklarımızla bunu süslendirdiğimiz samimi bir dizi. Artık seyirci çok seçici. Beğendiğini 3 sene götürüyor, beğenmediğini hemen gönderiyor.
- Peker Pekmez de 'Gaffur' gibi fenomen olur mu?
'Avrupa Yakası'ndaki tipleme, bir performanstı. Bu performansı az replik kullanarak, minimal oyunla Türk insanına sevdirmiştim. 20 bölüm bile olsa ülkeyi salladı. Tekrarları bile reytinglerde iyi gidiyor. Dolayısıyla bu işin ne kadar gerçekçi ve minimal olduğuyla bağlantılı bir şeydir. Peker Pekmez'de de çok gerçekçi bir durum var. İnsanlar "Bu yazılmış bir şey mi, yoksa gerçekten doğal gelişen bir karakter mi" diye sorgulayarak izleyecekler.
- Reyting sizin için önemli mi?
Reyting benim için hiç önemli değil. Hiç reyting almayan bir dizi, kalitesiz ya da kötü anlamına gelmez. Benim yaptığım bütün diziler başlangıcından bitimine kadar hep reyting birincisi olduğu için, reytingleri takip etmeme gerek yok.
- Kameralar önünde daha mı rahat hissediyorusunuz kendinizi?
Öyle bir şeyim de yok açıkçası ama şu anda tiyatroyu televizyonda yapmak bana çok daha mantıklı geliyor. Çünkü ben zaten sinema oyunculuğunu sinemada yapan biriyim. Tiyatro oyunculuğumu bu tür dizilerde rol alarak tatmin ediyorum.
DRAM DA OYNAYACAĞIM - Komedi dışındaki projelerde görecek miyiz sizi?
Televizyonda değil ama sinemadaki çizgimi farklı boyuta taşımak istiyorum. Çünkü hayat sadece komediden oluşmuyor. Hayatın dramı da var. Çok zor oyunculuk gerektiren, zor senaryosu olan, insanları derinden etkileyen filmler yapmak da planlarım arasında.
- Peki piyasada çok kötü işler var mı sizce?
Kesinlikle. Örneğin ben hayatta Aşk-ı Memnu'nun bu kadar uzun sürmesini sindiremeyen bir insanım. Biz Aşk-ı Memnu'yu, Müjde Ar'dan, Salih Güney'den yedi bölüm seyretmiştik ve hayatımızı etkilemişti. Ama şu anda şartlar değişti. O dizi 90 bölüm olmak zorunda değil. Çok tutmuş bir dizinin son 10 dakikasında oyunculuk yapamayan bir oyuncunun hayat boyu bir iş yapamayacağına inananlardanım. Seyirciyi bakışlarla kandırmak oyunculuk değildir. Tiyatro oyunculuğu, kanınızla, canınızla yapacağınız bir şeydir. O yüzden her televizyona çıkanı oyuncu olarak değerlendirmemek gerek.
- Sinema projeniz var mı?
Evet, hemen her sene olduğu gibi Ağustos ve Eylül arasında çekeceğim, Şubat'ta vizyona girecek bir film projemiz var. Henüz bahsetmek için çok erken. Ama yine komedi beklentisi içinde olabilirsiniz.
Komedi oyuncuları suratsız ve ciddidir - Güldürmeyi seven biri olarak siz kimlere gülüyorsunuz?
Ben zor gülen bir adamım. Gülmektense güldürmeyi seven bir insanım. Komedi oyuncusu olarak adlandırılan oyuncuların hepsi normalde suratsız ve ciddidirler. Bu, normal şartlar altında bir insanın olması gereken tavrıdır. Normalde ben çok esprili, neşeli bir insanımdır ve önce kendime gülerim. Ama işimi yaparken ciddi olurum. Bu işle uğraşan herkes böyledir. Komedi yapıyoruz ama; o koşturmaca, yorgunluk, sinir, stres gözetmeksizin görevinizi yapmak zorundasınız
