90'ların yıldız isimlerinden biri olan Harun Kolçak: Bir şey yapacaksam astroloji danışmanım Şenay Yangel'e önceden soruyorum
Geçtiğimiz Ocak ayında annesini kalp krizinden kaybeden, Mayıs ayında ise prostat kanseri olduğunu öğrenen ünlü sanatçı Harun Kolçak, üst üste yaşadığı acı süreci anlattı. Metafizik ve astrolojiyle yakından ilgilenen, astroloğuna sormadan adım bile atmayan Kolçak, bu süreçte isyan etmediğini, acıların kendisini büyüttüğünü ve adam ettiğini söyledi.
- Siz metafizikle ilgilenen, pozitif olumlamalar yapan, çok sağlıklı beslenen birisiniz. Bu hastalığın sizi bulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan bedeni zaten 30-500 arası kanserli hücre üretiyor. Yaşadığınız ani bir travma, üzüntü ya da şok, savunma sistemini çökerttiği için bu hücreleri tetikliyor. Geçtiğimiz 14 Ocak'ta kalpten gitti annem... O arada köpeğim de öldü. Bu rahatsızlık da Mayıs gibi ortaya çıktı.
- Doktor kanser olduğunuzu söylediği zaman ilk ne hissettiniz?
Her ne kadar evrensel, kozmik bilgilere sahipseniz de ilk reaksiyonunuz "Ben öleceğim" oluyor.
- Sonra kabullenebildiniz mi?
Hiçbir zaman hastalığı kabul etmedim. Kanser kelimesini ağzıma bile almadım. Beni olumsuz etkileyecek kişileri, ortamları, TV programlarını her şeyi hayatımdan ayıkladım. Hayatımdaki safraları attım. Bencil oldum, biraz kendimi düşündüm.
- Nasıl bir tedavi gördünüz?
Batı tıbbının teknolojisiyle tamamlayıcı tıbbı birbirine harmanladım. Bitkisel karışımlar, yoğurt ve bal çok faydal oldu. Bir de Şaman bir arkadaşım bir iki kez bana şifa seansı yaptı.
- Nasıl bir şey bu şifa seansı?
Mumları yakıyoruz, Şaman arkadaş belli bir ritüel kıyafeti giyiyor, şaman davulu var, davulun özel bir tokmağı var, dönerek etrafında çok büyük bir konsantrasyon ve enerji alanı yaratıyor....
- Kanseri yendiniz mi?
İki ay sonra yeniden kontroller yapılacak. Onlar yapılmadan bir şey söyleyemem.
- Yaşadığınız bu acı süreçten neler öğrendiniz?
Daha büyüdüm, daha adam oldum. Hayatı fazla da ciddiye almamayı, yaşama müdahale etmemek, teslim olmak gerektiğini öğrendim.
- Astrolojiyle de çok ilgilisiniz...
Benim bir astroloji danışmanım var; Şenay Yangel... Olaylara kuantum bilinciyle yaklaşıyor. Kuran'dan çok yararlanıyor. Bir şey yapacaksam birkaç gün önceden soruyorum. O da olumlu ya da olumsuz açıları söylüyor.
- Metafiziğe olan ilginiz ne zaman başladı?
Annem çok meraklıydı metafizik aleme. Ondan geçti sanırım. Ortaokul yıllarında Ergun Arıktal'ın konferansına gitmiştim. UFO'larla ilgili görüntüler seyretmiştim. Bunlar büyük şoklamalardı benim için. Gittikçe ilgim de derinleşti.
- Günlük hayatta uyguladığınız metafizik ritüelleri neler?
Meditasyon yaparım, yoğunlaşırım. Benim için her an ibadettir, benim için bitkiye su vermek de ibadettir. Bahçemde onca kedi ve köpeği beslemek de ibadettir. Yüreğiniz neredeyse ibadethaneniz orasıdır.
ESKİ HARUN ANTİPATİK - Vejeteryan beslenme denilince akla gelen ilk isimlerden birisiniz...
Eskiden TV'lere çıkıp vejetaryen olmayanlarla ilgili sert konuşmalar yapardım. İnsanlara da çok antipatik geliyordum. Haklılarmış. Böyle konuşmalar yapmak aslında benim haddim değil. Geriye baktığım zaman ben de kendimi antipatik görüyorum.
Maksat cebi doldurmak değil, gönlü doyurmak
- Bu arada yeni bir grup kurdunuz 'Harun Kolçak Experience' diye...
Evet. Aslında benim yapmak istediğim bu. Ben müzikle cebimi doldurmaktan çok gönlümü doyurmaya bakıyorum. Bu yüzden pop müzik deniler kulvarda fazla kalamadım, koptum. Rock müziği seviyorum. Fransızca'da bohem burjuvanın kısaltılmışı anlamında kullanılan 'Bobo' ruhlu bir adamım.
- Yeni bir albüm çalışması var mı peki?
2011'de düşünüyorum.
Piyasasının bu durumundan müzik yapımcıları sorumlu - 1991 yılında ilk albümünüz çıktığı zamanki hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
O zaman bir hayalim yoktu! İlk başlarda çok şaşırdım, çok ürktüm, çok korktum. Konserlerde üzerime filan atladıkları zaman çok rahatsız oldum. En büyük hatam bas gitarımdan kopmam oldu. 2007'de tekrar basımı elime aldım. Küçük lokallerde çalmaya başladım. Ben artık müzisyen Harun Kolçak'ım...
- Müzik dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bedbaht bir durumda... Piyasayı bu hale sokanlar ucuz yoldan sanatsal değeri olmayan albümlerle para kazanmaya bakan müzik yapımcıları... Ama Türkiye'de çok doğru müzik yapanlar da var; mesela Toygar Işıklı.
