Zeynep Beşerler. Güzel İzmir'imizin sanat dünyasına armağan ettiği gençlerden biri. Fransız dili üzerine bir eğitim almış ama o oyunculukta karar kılmış. Onu keşfeden kişi ise Uğur Yücel
ÖZKAN BİNOL
Uzun süre magazin basınını yakışıklı, genç bir oyuncuyla ilişkisi meşgul etse de Zeynep bugünlerde oyuncu olarak kendisini kanıtlama derdinde. Bir yıla üç sinema filmi ve reyting şampiyonu bir dizi sığdırmış. Yolu açık olsun.
Sevgili Zeynep nerelisin?
İzmir'in Alsancak semtinde doğup büyüdüm.
Çocukken Kordon'da koşarken popüler bir oyuncu olacağın aklına gelir miydi?
Değil aklıma gelmek, aklımın ucundan bile geçmezdi.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin? Bildiğim kadarıyla oyunculuk değil, sıkı bir Fransızca eğitimin var.
Fransızca öğrenmeye önce İzmir Tevfik Fikret Lisesi'nde başladım sonra da İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümüne devam ettim. Üniversitede toplam sekiz yıl okuduktan sonra üçüncü sınıfta bıraktım. Sonra reklam oyunculuğuna başladım. Oyunculuk aslında benim kararım değildi. Ben TV'de bir şeyler yapmaya başlamıştım. İşte o günlerde cast(oyuncu) ajansım beni aradı ve "Uğur Bey sizinle çalışmak istiyor" telefonundan sonra hayatım değişti. Yani oyuncu olmama vesile olan kişi Uğur Yücel'dir. Onun bana, "Bir dizi çekiyoruz sende bu rolü oynayacaksın" demesiyle her şey başlamış oldu. Aslında daha önce teklifler gelmişti ama ben emin değildim.
Yani sizi bir cast ajansından buldular ve bugünlere geldiniz.
Aynen öyle oldu. Cast ajansım "Uğur Bey sizinle çalışmak istiyor "dedi ve bir süreç böyle başlamış oldu. Severek yapıyorum bu işi, başka nasıl bir iş yapardım açıkçası hiçbir fikrim yok.
Peki şimdi popüler bir oyuncu oldunuz. Gelecek için bir idealiniz var mı?
Öyle büyük bir idealim yok, zaman geçtikçe daha çok ilerliyorum kendimi gözlemliyorum yavaş yavaş geliştirmeye çalışıyorum.
Üç tane sinema filmi kolay kolay herkese nasip olmaz. Bu yıl sizin yılınız.
Teşekkür ederim. "Sultanın Sırrı" vizyona girdi, "Kağıt" ocakta, "Show Business" adındaki komedi filmim şubatta gösterime girecek.
"Sultanın Sırrı" filminde nasıl bir rolünüz vardı?
Filmde Topkapı Sarayı'nın müze müdür yardımcısını oynuyorum. Yabancı hayranlığı olan bir kadın. İstanbul'un tarihi mekanlarının sadece bir kısmını görebiliyoruz aslında. Şehrin altında daha büyük bir şehir var. Harem ise inanılmaz güzeldi. Bu film sayesinde hiç görmediğim mekanlara girme fırsatı yakaladım. Bir gün turistlerin ziyaretine de açılır diye ümit ediyorum.
Haremdeki kadınlardan biri olmayı arzu eder miydiniz?
Asla etmezdim. Harem gerçekten çok ihtişamlı bir yermiş.
Harem entrikanın en yoğun döndüğü yer. Çok yakınlarda da Harem'in en ünlü kadınlarından Kösem Sultan'ın hayatını seyrettik. Siz Harem'deki hangi kadını canlandırmak isterdiniz?
Ben Harem'dekilerden ziyade Kraliçe Katerina'yı oynamayı tercih ederim. Bir de benim ilgimi daha çok sultanlar ve padişahlar çekiyor. "Sultanın Sırrı" filminden bir yıl önce "Abdülhamit'in zamanındaki petrol haritalarıyla ilgili bir yazı okumuştum. Nasıl biz böyle bir şeyi biz bilmiyoruz diye çok sinirlenmiştim. Üzerinden bir sene sonra bu film teklif edilince, "İşte aradığım şey buydu" dedim ve hemen kabul ettim.
Filmin sonucundan memnun musun?
Prensip olarak yaptığım hiçbir iş için tam anlamıyla çok güzel bir iş olmuş demem.
Filmdeki aşk sahnelerinde zorlandın mı?Yok yok zorlanmadım, çünkü birlikte çalıştığım Emmanuel hem çok nazik ve kibardı hem de oyunculuk alanında tam profesyoneldi.Bu nedenle herhangi bir rahatsızlığım olmadı.
Yabancılarla çalışmak nasıldı?
Çok güzeldi. Yabancılar bir kere çok disiplinliler. Sıfır kapris olduğu için de Türklerle çok çabuk kaynaştılar. Profesyonellikleriyle hepimizi hayran bıraktılar.
Sinan Çetin'in yönettiği "Kağıt" nasıl bir film?"Kağıt" filmini biz çekeli üç sene oldu ama Sinan her zamanki titizliğiyle filmi daha yeni ortalığa çıkardı. Kağıt yasaklara karşı olan bir film.Farklı bir film. Seyreden herkes böyle bir film izlememiştim diyebilecek.
Nasıl bir karakteri oynadınız?
Film çekmeye çalışan bir çocuğun sevgilisini oynuyorum.
Fakülteyi yeni bitirmiş eczanesi var. Film çekmeye çalışan genç de ailesini eczacılıkta okuyorum diye kandırıyor. Orada ona destek olan ve yardım etmeye çalışan sevgiliyi oynuyorum. Güzel bir roldü.
Sinan'la çalışmak nasıldı?
Sinan'ın başka projelerinde de yer aldığım için, onun nasıl çalıştığını biliyordum. Sinan Çetin'in tarzı sürpriz olmadı benim için.
Diğer filmin "Show Business" de hangi oyuncular var?
Çok renkli bir kadrosu var. Müslüm Gürses, Cem Kılıç, Önder Açıkbaş gibi birbirinden farklı isimlerin bir araya geldiği bir kadrosu var. Çekerken acayip eğlendik. Eminim seyredenler de çok gülecek.
Nasıl bir karakteri oynadın "Show Business"da?
Karakterim çok enteresandı. Her mahallenin bir ablası vardır ya. Hatta eskiden belki pavyonda bile çalışmıştır. İşte öyle bir genç kadını canlandırdım. Bir Unkapanı plakçısının metresi oluyor kendileri.
"Arka Sokaklar" ekibine nasıl katıldın?
"Arka Sokaklar" çok tutmuş bir dizi. Ben ekibe sonradan katıldım. Orada bir komiseri oynuyorum. Malum TV dünyasında her şey sesten hızlı. Benim bu diziye katılmamda aynen bu hız gibi oldu. Bundan dolayı ekipteki arkadaşlarımı gözlemledim, polislere daha dikkatli bakar oldum. Tabii bir de filmlerde ve yabancı dizilerdeki oyuncuları gözlemledim rolüm için.
Aynı dizide yoynayan Çağla Kubat'la birlikte genç kızlar üzerinde nasıl etkiniz yarattınız birer komiser olarak?
Olumlu bir etki yarattık diye umuyorum.
Beren Saat iyi bir oyuncu
"Aşk-ı Memnu" ya da "Gönülçelen" gibi herkesin müptela olduğu diziler var. Hiç onlar içerisinde şunu ben oynamak isterdim diyeceğin bir rol var mı?
Yok ben böyle bakmıyorum o tarz rollere. Eğer o diziyi, o kişi oynarken seviyorsam zaten o oyuncu doğru kişidir. Eğer o rol gelseydi benden farklı bir şey çıkardı çünkü.
Genç oyunculardan "Beren Saat" ve "Tuğba Büyüküstün" çok önde duruyorlar, nasıl buluyorsun onları?
Valla ben Beren'in oyunculuğunu beğeniyorum, rolünün hakkını fazlasıyla veren bir oyuncu.
Kenan bir adım önde İki tane de jönümüz var: "Kıvanç Tatlıtuğ" ve "Kenan İmirzalıoğlu".
İkisi de başarılı bence. Kenan'ın belki yaşça daha büyük ve oyunculukta daha tecrübeli olması onu Kıvanç'ın bir adım önüne geçiriyor diye düşünüyorum. Ama ikisi de başarılı.
Karakter oyuncularında kimi beğeniyorsun?
Uğur Yücel'den Zafer Ergin'e Selçuk Yöntem'e kadar birçok isim saymam mümkün. Oyunculuğun mihenk taşı olarak sayabileceğim bu büyük isimlerlr kısa sürede çok tecrübe edindim. Bunun benim için ciddi bir avantaj ve eğitim olduğunu düşünüyorum.
Maaile Yeni Asır'cıyız İzmir'le ilişkin var mı hala?
Tabii ki var. Her zaman. Annem babam, ailemin diğer üyeleri halen orada yaşıyor. Daha geçen hafta sonu gittim.
İzmir'in en çok neyini özlüyorsun?
Kumru, boyoz, Kordon'da kafa çekmeyi çok özlüyorum. İzmir'le ilgili her şeyi özlüyorum; havasını, suyunu, insanlarını, arkadaşlarımı. Fuarı özlüyorum. Çocukken Fuar'ın açılmasını dört gözle beklerdim. Fuar şimdi ne hale geldi.
Yeni Asır Gazetesi okur muydun?
Okuyordum tabii. Biz maaile Yeni Asır'cıyız.
Sence 2010'un en önemli sanat olayı neydi?
"Bal" filminin Berlin Film Festivali'nde en iyi film ödülünü alması bence.
"Bal"ın yönetmeni Semih Kaplanoğlu da İzmirli. Onun bir filminde oynamak ister misin?
Tabii ki isterim. Semih Kaplanoğlu, Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim bayılıyorum onlara. Çok özel isimler ve onların filmlerini seyretmek büyük bir keyif. İnşallah bir gün onlarla çalışmak da nasip olur.
2011 için ne diliyorsun?
Sağlıklı olalım, etrafımız sağlıklı olsun, işimiz gücümüz yerinde Allaha şükür başkada bir beklentimde yok.
Hak ettiğin yerde misin?
Ben insan olarak çevremdeki insanları hak etmiş olayım, kast ettiğiniz manadaki bir konum çok önemli değil benim için. Ben şurada olmayı hayal ediyorum hiçbir zaman demedim, demem de. O şekilde hayal kurmayı sevmiyorum çünkü. Çevre olarak, dostlar olarak hak ettiğim yerdeyim.
