SELAHATTİN ERTAŞ
Ahmet Taşçı, Ata sporu yağlı güreşte Cumhuriyet tarihimizin yaşayan efsanesi konumunda. İki altın kemerli tek başpehlivan. Kırkpınar'da büyükbaşta 10 kez birincilik kürsüsüne çıktı. Kel Aliço, Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet gibi ismini altın harflerle yazdırdı. Başpehlivanlığa kadar yetiştirdiği çırağı Mehmet Yılmaz'ın kendisini vurmasını affetmeyeceğini söyleyen Taşçı, bu yılki Kırkpınar'a katılamayacak olmasının üzüntüsünü yaşıyor. Başpehlivan bizi Karamürsel'deki çiftliğinde ağırladı.
- 26 yaşında güreşe başlamak sizin için çok geç değil miydi?
Evet 26 yaşındaydım. Zorla beni arkadan ittiler. Karamürsel'in yağlı güreşte ayrıcalığı vardır. Güreşe başlayana kadar güreş seyircisi dahi değildim. Yaşım gelince iş hayatına atıldım. Fabrika hayatına başladım. Hep aklım spordaydı. Bir gün bir arkadaşım beni Karamürsel'deki güreşte zorla kıspet giydirip meydana çıkardı. İki güreşçiyi yenince halk sevdi orada.
- Traktör lastikleriyle idman yaptığın doğru mudur?
Ben lastik fabrikasında çalışırken, imalat bölümünde lastik yapan makinistlere malzeme götürüyordum. Boyama yerine götürülüp getiriliyordu. Taksi ve kamyon lastikleri vardı. Ayrıca traktör lastikleri vardı. O traktör lastiklerini 3 kişi taşıyamıyordu. Ben tek başıma taşıyordum ve bu bana Rocky filmindeki gibi doğal antrenman oluyordu. Hatta ismim Traktör Ahmet'e çıkmıştı.
- Güreş hayatınızdaki zorluklar nelerdi?
Çalıştığım yer ünlü lastik fabrikasıydı. Güreşlere çok gidiyorum diye işten attılar. Başlarda parasızlık sorun oldu benim için ama sonra güreşlerde derece elde ettikçe kazanmaya başladım. Sponsor bağlamında Seka Kağıt Fabrikası'nda işe girmek istedim oraya da benden güreşçi olmaz diye almadılar. (Gülüyor)
O zamanlar bizde büyük güreşçimiz Kadir Birlik vardı. Karamürsel'deki güreş hastaları fanatiklerim ona götürdü, "bir dene yaşı geçmiş ama bak işte" demişlerdi. Kadir Birlik de çıraklarına idman yaptırdı. Tabi çırakları beni perişan ettiler. Birlik "götürün bunu bundan bir şey olmaz!" demiş, çok üzülmüştüm. Yıllar geçince Kadir Birlik "adama güreşçi olamazsın dedik, 20 yıl birincilik yaşadı" sözlerini sarf etmek zorunda kaldı (Kahkaha atıyor).
- Güreşlere nasıl hazırlanıyordun, özel çalışmaların var mıydı?
Yağlı güreş ekip işi değildir, özel çalışmalara bağlıdır. Er meydanıdır orası. Sporcu kendine çok iyi bakacak ve çok ekstra güç çalışması yapması gerek. Ve yiyeceklerine dikkat edecek. Ve çok et tüketmek zorundayız. Ben tarla sürdüm, bir ağaca halatla bağlanıp mukavemete çalıştım.
- Kırkpınar'da altın kemeri kazanan en son sizsiniz, neden sizden sonra başarılı bir pehlivan daha gelmedi?
En son 1997 yılında altın kemeri kazanmışım ardımdan kimse gelmedi. Aslında başarılı güreşçilerimiz var ama olmuyor işte. Devamlılık yok. Bir de yağlı güreş kurallarıyla çok oynandı.
- Yabancı güreşçilere bakış açınız?
Uluslararası olması lazım zaten Kırkpınar'ın. Yunanistan'da, Bulgaristan'da, Makedonya'da, İsveç'te yağlı güreş yapanlar var. Zamanında Kurtderelerin, Koca Yusufların yabancı ülkelerde yağlı güreş yapmaları gibi, yabancıların da Edirne'ye gelip kıspet giyip güreşmelerini istiyorum açıkçası. Ama şunda iddialıyım, yabancılar bizi yenemez çünkü iman lazım bu güreşi kazanmak için. 650 yıldır yapılan büyük bir organizasyon. Başlangıçtaki hikaye dünyanın hiçbir yerinde yok. Ayrıca Sarayiçi'ndeki güreşlerin yapıldığı yer stadyum gibi olsun büyük bir güreş arenası olsun. Yılda bir kez hatırlanıyoruz o da Kırkpınar'da. Yağlı güreş federasyonumuz yok. Güreş federasyonuna bağlıyız.
- Pehlivanların sosyal güvencesi var mı?
Bizlerin hiçbir güvencesi yok. Ağalık yardımıyla günümüze kadar geldik. Rahmetli Özal şimdiki stadı yaptırdı devlet büğüyümüz olarak, ilk o gelmişti. Şimdilerde Başbakanımız Erdoğan ve Cumhurbaşkanımız Gül desteklerine devam ediyor. Özal zamanında belediyeler kendi kadrolarına bizi almışlardı, biz o zamanlar sosyal güvenceyi sağlamış olmuştuk. Şimdilerde isterse belediye yardımcı oluyor. Yani şu an hiçbir sosyal güvencemiz yok. Hastalansak sakatlansak hayatımız biter. Sizler aracılığınızla devlet büyüklerimize sesleniyorum: Lütfen yağlı güreşe ve güreşçilerimize sahip çıkınız.
10 Yıl Edirne Kırkpınar'da 21 yıl boyunca Türkiye genelinde şampiyonluklarım var ama yatlarım katlarım yok. Yani emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Halkın desteği çok. Halkın desteği olmasaydı buralara kadar gelemezdik. Ağalarımızın da desteğini unutmamalıyız.
- Son 9 yıldır niye başpehlivan olamadınız?
Cengiz Elbeye olayı var biliyorsunuz. Rahmetlinin başpehlivanlığını seyirci beni istemiyor diye ben vermiştim. Finali kazanacakken bıraktım, Elbeye'nin elini havaya kaldırdım. Bu ruh işi. Kırkpınar seyircisi çok farklı. İstemediklerini hissettim ve baktım ki yuhluyorlar tamam o zaman dedim Cengiz'e bıraktım. Sonra üç sene üst üste birinci oldum ve tekrar kemer aldım.
- Güreşi ne zaman bırakmayı düşünüyorsunuz?
Ben efsane Kel Aliço'nun rekorunu kıracağım. 56 yaşında bıraktı o. Benim 57 yapmam lazım. 4 yılımız var
- Federasyondan memnun musunuz?
Değiliz. En son nisan ayında yeni kurallara yağlı güreşçiler baş kaldırdı. Kepez'deki güreşlerde çıkmadılar. Yani çocuk oyuncağına çevirdiler. Yağlı güreşi bitirmeye mi uğraşıyorlar anlamadım. Bizi koruyan tarihimiz, kültürümüzdür. Minder güreşine çevirdiler. Kurallar çok değişti. Yani kimse yanlış anlamasın, protokol geliyor diye koca yağlı güreşlerini yarım saatte bitirmeye uğraşıyorlar. At yarışı mı bu? Böyle tarih değştirilmez ki. Başpehlivanlık güreşini 30 dakikaya indirdirdiler. Puan sistemini bu denli kuralların içine sokmamaları gerekiyordu. Şimdi puanı alan dikiliyor yorulmadan güreşi bitiriyorlar. Sonra başbakan memnun kalmadı diyorlar. Tabi kısa sürede bitirirsen ne anlarsın ki güreşten. Final güreşi diğer güne kalacaksa kalsın. Kırkpınar'ın ruhunda var. Bu zamanlarda yağlı güreşçi kalmadı neredeyse. Hepsi minder güreşinden gelen sporcular. Yağlı güreş izleyicisi paça, kazık ister, künde ister, tuş ister bir sürü oyunu var. Şimdi ayakta yarım saat itiş kakıştan ne anlar seyirci?. Buradan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum! "Sayın başbakanım lütfen yağlı güreşe el atınız. Ayrı federasyunumuz olsun ve eski geleneksel kurallara dönelim."
- Vurulmanızın üzerinden zaman geçti, sizde nasıl bir etki bıraktı?
Kızamıyorum. Çok anlamsız ve cehalete kurban gittim. Adını anmak istemiyorum, onda yapı vardı ama beni vuracağını hiç tahmin etmedim. Bundan böyle çırak alırken soyuna sopuna bakacağız. Bu çırağımızı terbiye için uğraştık. Yola getirmek için hep yardımcı oldum. Güreş hayatı bittikten sonra tuhaf işlere soyundu. İyilik yapmaya çalıştıkça onu kazanmaya çalıştıkça bu geldi başımıza. Pehlivan olmasına, işini kurmasına, belediyede çalışmasına yardımcı olduk. Arkamdan ateş etti. Nedir yani namus meselesi mi var, kanlı bıçaklı mıyız, parasını mı yedim nedir yani? Yazık etti her şeye. Beni üzen esas olay sanki bir rant vardı, paylaşamamışız gibi kamuoyuna yanlış anlaşılmalarara sebep oldu. Şeytan görsün onun yüzünü. Kamuoyu böyle bilsin..
Fatih Ürek'e sitem "Kırkpınar'ı reyting için kullanıyor" - Kırkpınar'a ağa desteği yeterli mi?
Yağlı güreşte ağa desteği çok büyük. Onlar olmasa yanmıştık. Kırkpınar ağası gönüllü olarak yüz, yüz elli bin lira harcıyor. Ağalık çok değişik bir görev. Yağlı güreşimizi Kırkpınar'ımızı reklam yerine çevirmek isteyenler oluyor. Niye Antalya'daki Ege'deki güreşlere ağalık için baş vurmuyorlar da sadece Kırkpınar'a başvuruyorlar. Mesela Fatih Ürek diye bir kardeşimiz var. İkide bir çıkıp, "ben ağa olmak istiyorum" diyor. Kendini Kırkpınar'da taşıtmak istiyor. Reyting için yapıyorlar. Hoş karşılanmıyor. Kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez ama er meydanı diyorsunuz oraya ağalık yapacak talip olacak insanın sosyal yaşantısı sağlıklı olması lazım. Ürek sanatçı, seveni var sevmeyeni var. Ayrıca Orhan Gencebay'ın da ismi geçmişti ağalık için. İkisini yan yana koyduğunuz zaman Orhan Baba ağır basar. 650 yıllık tarihi yansıtıyor er meydanı, adam gibi adamın ağa olması lazım!
