RÖPORTAJ: ÖZKAN BİNOL
Aşkı bulduğunuzda kaybetseydiniz ne yapardınız? Ya sevdiğinizin iyiliği, sizin aşkınızdan vazgeçmenize bağlıysa? Ali ve İlkay'ın unutulmaz aşkını anlatan " Unutma Beni" tam 1000 bölümdür Fox TV'de devam ediyor. Dizinin yıldızları Didem Özkavukçu ve Osman Karakoç artık aileden biri gibi oldu. Didem çok sıkı Ferzan Özpetek hayranı, Osman da Uğur Yücel. Sohbetimizi keyifle okumanız dileğiyle...
- Hayatınızda "Unutma beni" dediğiniz birisi oldu mu?
D.Ö: Bu diziyle karşılaştırırsak eğer İlkay ve Ali aşkı çok ekstrem bir durum. Özellikle İlkay'ın hayatında ne biri olmuş ne de bundan sonra olması zor gibi gözüküyor. Benim hayatım daha farklı bu diziden. Evet güzel bir söz ama ben çok fazla kişi için düşündüğümü söyleyebilirim bu sözü. Yolda yardım ettiğim birinin bile unutmasını istemem.
İLKOKUL AŞKI
O.K: Ben de Didem'e katılmakla birlikte; tabii ki sürekli farklı insanlar oluyor hayatımızda. Benimde hayatıma giren özel insanlar var. Bunu sadece ilişki anlamında söylemiyorum dost arkadaş olarak da böyle yer edenler var. Mesela ilkokulda aşık olduğum Özge diye bir kız vardı. İnternete girdim geçenlerde ve onu aradım. Çünkü beni unutup unutmadığını çok merak ediyordum. O şu an evli olabilir çocukları olabilir ama çok merak ediyorum.
D.Ö: Beni kimsenin unutmasını istemem.
- Bence ikili olarak kolay kolay sizi kimse unutmayacak... İnternetin günlük hayatta hızla yaygınlaşmasıyla ilişkiler çok başkalaştı. Dostluk ilişkileri bile değişti. Yeni nesil aşk ilişkilerini nasıl yorumluyorsunuz? EVRENSEL DUYGU
D.Ö: Ben aşk konusunda ekstrem düşünüyorum. Aşk insanın ruhunda saklı. Bir insanın sizi ne kadar sevdiğini bilemezsiniz. Siz sadece ne kadar sevdiğinizi bilirsiniz. Aşk sizin içinizde olmalı. Hani öyle bir an gelir ki birine bu duygunuz yoğunlaşabilir. Aşkı içinizde büyümeye devam etmeli. Bir hayvanı da aşkla sevebilirsiniz. Ne bileyim bir ulu çınarı da. Ben bu duygunun evrensel olduğunu düşünüyordum. Eskiden böyle düşünmezdim, sadece bir kişi odaklıydım.
O.K: Gönül zenginliği çok önemli. Eğer insanın gönlü zenginse bence herkesi kabul eder hayatına. Her insanın karakteri birbirinden ayrı ama, bazı insanlara bu bahşedilmiş bir duygu. Her insan sevemiyor kabul edemiyoruz kalbimize. Mesela benim de sevgililerim oldu. Benimle hiçbir şey paylaşmayan insanlar da girdi hayatıma. Doğal süreç yaşandı ve bitti o ilişkiler. İlişkiler aşkla yaşandığında güzel.
D.Ö: Eskiden, kalp kırıklarında düzeltmek yardım etmek istedim, sanki böyle bir misyonum varmış gibi davranırdım. Olgunlaştıkça vazgeçtim ilişkilere böyle yaklaşmaktan. Artık kim nasıl olmak istiyorsa, öyle olsun.
KARAKTERLİ HAYVAN - Bir ağacı, bir kuşu sevmek tasavvufi bir bakış açısı. Mevlana ile aranız nasıl ?
D.Ö: Ben ilgiliyimdir. Mesnevi'nin tamamını hatmettiğimi söyleyemem ama okudum. Ney üflerim, dinlerin felsefesine meraklıyım. Mevlana'yı da baş köşeye koyarım . Hayvan ve doğa sevgisi ben de biraz abartı bir biçimde var. Geçenlerde çekim yapıyorduk. Sette hayvan gelince, "Didem çabuk buraya gel" dediler. Görünce ilgilenmeden duramıyorum. Dayanamadım bu yavru köpeği hemen evlat edindim.K ışın dağa, yazın yaylalara çıkmayı çok seviyorum. Bir çiftlik kurup yaşamak en büyük hayalim.
O.K: Benim de kedim var bir tane. Bu konuda Didem hepimizi etkiledi. Bir şeyi sevmek çok güzel bir duygu. Petshoplardan hayvan almaya karşıyım. Ben sokaktan aldım ve cinsi ne diye soranlara, "cinsi yok, karakteri var benim hayvanımın" diyorum.
OYUNCULUĞA DEVAM - Pırıl pırıl iki oyuncusunuz ve çok seviliyorsunuz. Bundan sonra hedefiniz ne?
D.Ö: Oyunculuğa devam... Devlet Tiyatrosu'nda kadrolu oyuncuyum. Şu anda Trabzon'da sahneye çıkıyorum. Sinema filmlerine devam etmek istiyorum. Özcan Alper'in "Gelecek Uzun Sürer" filminde oynamıştım ve güzel bir tecrübe olmuştu.
O.K: Şu anda "Unutma Beni" devam ediyor. Bittikten sonra tabii ki İstanbul ya da Ankara'da çeşitli projelerle oyunculuğa devam etmek istiyorum.
- Okurlarımıza iletmek istediğiniz son bir şey var mı?
D.Ö: Yeni yıl dileklerimde hep sanat var bu yıl. Sanattan ve düşünmekten korkmasınlar.
O.K: Ben de hepsini sevgi ve saygılarımı iletiyorum ve bizi izledikleri için çok teşekkür ediyorum. Unutmasınlar bizi.
Ankara'da paparazi yok - TV dizleri arasında rekabet çok yüksek ve siz başarıyla 1000 bölümü tamamladınız. Artık ev halkından biri gibi oldunuz. Ünlü olmak nasıl bir duygu?
O.K: Rahatsız değilim bu durumdan, belki Ankara'da yaşadığım için. Ankara halkının paparazi durumları yok. Rahatlıkla sevgilimle çıkıp gezebiliyorum. İnsanların sizi tanıması ve yanınıza gelmesi rahatsız edici bir şey değil.
D.Ö: Ben de çok memnunum tanınıyor olmaktan.
O.K: Tiyatroya Didem'in oyununu izlemeye gittim. "Şekil Bozukluğu" adında bir oyunda oynuyordu. Seyircilerin arasındayım. Didem sahneye çıktığında, "Bak İlkay sahneye çıktı" demeye başladılar.
D.Ö: Sokakta merhaba denmesi güzel bir şey ama hastane gibi uygun olmayan yerlerde "İlkay, İlkay" etrafıma doluşmaları ya da fotoğraf çektirmek istemeleri beni ve yanımdakileri zorda bırakıyor. Bu tarz durumlarda biraz anlayış bekliyorum. Bankada çalışan insan nasıl bankada çalışıyorsa bizde her gün işimize gidip çekimimizi yapıyoruz. Oyun çıkışlarında da büyük bir kitle bekliyor fotoğraf çektirmek için. Diğer oyuncu arkadaşlarım aralarından geçip gidiyorlar ve seyirciler onlara tebrik ederiz demiyorlar. Kendi adıma biraz utanıyorum bu durumda kaldığımda.
Manken ya da okullu ayrımına inanmıyor - Takip ettiğiniz diziler hangileri?
O.K: Ben Kuzey- Güney'i takip ediyorum.
- Kıvanç Tatlıtuğ nasıl bir oyuncu?
O.K: Ben çok başarılı buluyorum. Rolü için çok çalıştığından da eminim. Manken ya da okullu olmak ayrımlara kesinlikle katılmıyorum. Kıvanç da bunun en iyi örneğini verdi bize. Büyük zevkle izliyorum onu. Bir de Kuzey- Güney'in senaristlerini çok beğendiğim için de izliyorum bu diziyi. Ece ve Melek Hanım gerçekten çok başarılılar. Aşk-ı Memnu'da da bir villanın içinden iki sezonluk yazılacak malzeme çıkarmak çok zor bir şeydir yani. Ben bir de 20 Dakika'yı çok beğendiğim.
D.Ö: Ben de iyi bir sinema izleyicisi olduğumu söyleyebilirim. Televizyon izlemek için çok vaktim olmuyor. Setteyken kısık sesle ne yapmışız diye bakıyorum sadece. Gazete okuyorum ama haber izlemiyorum televizyon sıfır bende.
- Favori oyuncularınız, unutamadığınız filmler hangileri?
D.Ö: Woody Allen hayranıyım. Onun yaratıcı zekası müthiş. Gerçi Roma'dan Sevgiler'le de biraz çuvalladı ama olan hislerim konusunda bir şey değişmedi. Ayrıca İspanyol Pedro Almadovar'ı çok beğeniyorum, onun yanına Korel'li Kim-ki Duk'u da ekleyebilirim. Çok sıkı Ferzan Özpetek fanıyım. İtalyanlar bana çok yakın geliyor. İtalyanca biliyorum ve sık sık İtalya'ya giderim. En büyük hayallerimden biri Ferzan Özpetek'la bir filminde çalışmak.
O.K: En son Haneke'nin "Aşk/ Amour" filmini izledim. Bayıldım. Geçen yıllarda izlediğim "İçimdeki Yangın" filmini de unutamam. Oyuncu-yönetmen olarak Uğur Yücel'i de çok çok severim.
