ŞAFAK İNCE (HABER MERKEZİ)
İzmir'de artık başınızı nereye çevirseniz, spor kıyafetleriyle koşan insanları görüyorsunuz. Sıcak yaz günlerinin yaklaşmasıyla kilo vermek için yollara düşenlerin sayısı giderek artıyor. Önceleri Hollywood yıldızlarının başvurduğu "kişisel antrenörler" de artık hayatımıza girdi. İzmir'de 24 yıldır spor hayatının içinde olan ve bisikletten yüzmeye, tekvandodan koşuya kadar bir çok dalda kişisel antrenörlük yapan Fatih Buzgan, koşarak zayıflamanın sırlarını anlattı, ilginç ipuçları verdi. Örneğin vücudunuzdaki yağı yakmanız için yağa ihtiyacınız olduğunu biliyor muydunuz? Ya da hem sigara içen hem spor yapan biriyseniz, kendinizi el frenini sonuna kadar çekmiş ve gaz pedalını kökleyen bir Ferrari şoförü olarak görmeniz gerektiğini. Peki öğün atlarsanız, kilo vermek yerine aksine kilo alacağınızdan haberiniz var mı? Öğrencilerine 25 kilo verdiren Fatih Buzgan ile kişisel antrenörlük ve koşu üzerine bilinmesi gerekenleri konuştuk. -Önce biraz sizi tanıyalım?
24 yıldır aktif olarak sporun içindeyim, hayatımın büyük bölümü farklı branşlarda sporun merkezinde geçti. Bir süre sonra hayat beni yaşam koçu, kişisel antrenör ve öğretmen üçlüsü içine itti.
-Yüzmeden tekvandoya, bisikletten ultra maratona kadar geniş bir yelpazeye sahipsiniz. Hepsi de farklı branşlar. Zorunuz ne?
Her insana ayrı özellikler, güzellikler bahşedilmiş. Fakat hiçbirimiz insan denilen bu eşsiz başyapıtı keşfe çıkmamışız. Dayanıklılık sporlarına olan ilgim, çevremdeki sonsuz olumsuz enerji dolu toplumdan kaynaklanıyor. Üstelik kendimi rehabilite etmemde inanılmaz büyük bir etkisi olduğunu da söylemeliyim.
-Spor hayatımızın neresinde olmalı?
Aslında spor, yaşamın tam içinde olması gereken bir unsur. Herkes şampiyon olmak zorunda değil, kimse günde 240 kilometre koşmak ya da 700 kilometre bisiklete binmek zorunda da değil. Fakat günde 15 dakika için bile olsa "eğer doğru yapıyorsanız" spor sizi mutlu kılar, sorunları daha kolay çözmenizi sağlar. Vicdanınızı güçlendirir. Hayatı sevmenizi sağlar.
-Kimler daha çok kişisel antrenöre başvuruyor?
Kendini geliştirmek isteyen, yerinde saymak istemeyen, hedefleri olan, yarışlara hazırlanan, kilo vermek isteyen, çekiciliğini, mental (zihinsel) ve fiziksel sağlığını artırmak isteyen herkes.
-Daha çok hangi dala talep var?
Koşu, bisiklet, triatlon branşlarına talep var. Son yıllarda kendim de atletizm yarışlarına katıldığım için daha çok koşu branşında öğrencilerim var.
-İlk öğrenciniz?
Kişisel antrenörlükte ilk öğrencime bisiklet branşında bir yılda 25 kilo verdirerek, ülkenin en güçlü kadın dağ bisikletçisi haline getirmiştim.
-Genellemiyorum ama sanki koşunun merkezinde hep kilo verme kaygısı var?
İleri amatör veya profesyonel olmadıkça çoğu insan kilo vermek için koşuyor, küçük bir azınlık ise sağlığını korumak için. Doğru şekilde spor yapanlar kazanıyor, hedeflerine ulaşıyor.
-Peki diyet yapan ama sonuç alamayan biri koşarak kilo verebilir mi?
Diyet, ülkemizde her zaman güncel ve hep yanlış bilinen bir konu. Diyet, kişiye özel olmak zorunda. Ancak hep klasik rejim programları verildiğini gözlemliyorum. İnsan koşarak da kilo verebilir, diyet yaparak da. Her ikisini doğru uygularsa çok daha verimli kilo verebilir. Önemli olan koşuyu, profesyonel yardım alarak, bir kişisel antrenör tutarak yapmak. Böylece birçok analiz eşliğinde bilimselliğe dayanan, kişiselleştirilmiş bir programla kolaylıkla kilo verebilirsiniz.
-Peki koşuyorum ama kilo veremiyorum? Neden?
Evet, yıllarca koşup halen kilolu olan ya da sağlığa kavuşamayan insanlar da var. Bu gruptakiler yanlış yaşayanlar ve bazı doğruları yanlış uygulayanlar. Unutmayın yapılması ve yapılmaması gerekenler var.
-Nedir bunlar?
Örneğin kadınların yaptıkları büyük yanlışa değineyim. Öğün atlamak, hiçbir insanın yapmaması gereken büyük yanlıştır. Öğün atladığınızda, bir sonraki öğünde "sıfır" yağ içeriği olan besinler tüketseniz bile, hepsi yağ olarak depolanacaktır. Su içsem yarıyor deyiminin bilimsel açıklaması budur.
-Koşarak beldeki yağlanmadan kurtulabilir miyiz?
Kesinlikle evet. Ancak yağ yakım nabız aralığınızda koşarsanız bel yağlarınızdan kurtulabilirsiniz. Buna en somut örnek bolca karın kası görülen, toplam vücut yağ oranı yüzde 10'un altında olan kendi bedenimdir.
-Koşmak göğüslerin sarkmasına neden olur mu?
Kesinlikle hayır. Koşmak, aksine vücuttaki bütün kasları çalıştırdığı için vücudu sıkılaştırır, kasları iticilik boyutlarında değil ideal oranda şişirir, sarkık bölgeleri toparlar. Hatta bölgesel kilo vermek isteyen öğrencilerime özel koşu antrenmanları da yazıyor olduğumu söylersem bunu daha da desteklemiş oluruz.
-Hamile kadınlar koşabilir mi?
Elbette koşabilir. Hatta 2011 yılında Chicago maratonunu 9 aylık hamileyken koşup bitiren bir anne adayı olduğunu söylemeliyim. Ancak bilinçli bir kişisel antrenör ve doktor takibinde yapılması gerekir. Yedinci aya kadar hamilelikte koşuyu uygun görüyorum.
-Koşmanın yaşı var mı?
Koşmanın bir yaşı olmadığına emin olabilirsiniz. Hemen örnekler vereyim. Koşuyla ilk tanıştığımda antrenörüm 70 yaşındaydı ve beni 18 kilometrede geçebilecek kondüsyona sahipti. Dünyanın en yaşlı maratoncusunun da 101 yaşında emekli oldu. Öğrencilerim arasında 58 yaşında bir bayan var. Üstelik durmadan 42 kilometrelik maraton koşabiliyor.
- Yürümek de bir spor mudur? Nasıl yürümek gerekir?
Yürümek de bir spordur. Yürüyüş yarışları ve olimpiyatları bile var. Biraz daha şaşırtayım, 50 kilometreyi 3 saat 34 dakikada yürüyebilen insanlar var. Yürüyüş eğer yeterince hızlı ve uygun zeminde, koşu ayakkabısıyla yapılırsa faydası artacaktır. Bir de nabız saati alır da yağ yakım nabız aralığınızda yürürseniz, kısa zamanda yağlarınızdan kurtulduğunuzu görebilirsiniz. Sık adımlarla, baş dik, bel dik, eller rahat yürüyüş idealdir.
Betonda koşulmaz! -Koşu bandı ile yolda koşmanın farkı var mı?
Kesinlikle büyük fark var. Topraktan daha iyi bir zemin yok. Buna en yakın zemin tartandır. Ardından asfalt gelir. Eğer hava gerçekten çok kötüyse, dışarıda koştuğunuzda hasta olacağınıza eminseniz ancak o vakit koşu bandını seçmelisiniz. Beton zeminse, seçeneğiniz bile olmamalıdır.
-Bostanlı, Karşıyaka, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı koşanlardan geçilmiyor. Buralar gerçekten koşu için uygun mekanlar mı?
Bostanlı nispeten diğerlerine göre okjisen açısından daha temiz ancak orada koşu yolu yok. Mustafa Kemal Sahil Bulvarı ise bir koşucu için kendine en çok zarar verebileceği yer. Çünkü bir koşucunun en büyük düşmanı beton zemindir. Betonda koşu sakatlanmaya neden olabilir.
-Koşu için doğru ayakkabıda nelere dikkat etmek gerekir?
En az bir çift koşu ayakkabınız olmalı ama hafif ayakkabının iyi olduğu yönünde yanlış bir kanı var. Kendinizi sakatlamak istiyorsanız basketbol, tenis veya yürüyüş ayakkabısıyla koşun.
Sauna eşofman: En zararlı giysi -Ne kadar zamanda kilo veririm?
Bu aldatıcı bir konudur. Dünyanın en zararlı giyimi olan "sauna eşofmanı" giyip, Haziran ayının öğlen sıcağı altında 35 derecede, hiç su içmeden 2 saat yürürseniz, 2 saatte 2 kilo vermiş olursunuz. Fakat bu verdiğiniz 2 kilonun tamamı sudur. Hatta su ile beraber kaybettiğiniz önemli mineraller de size uzun vadede kemik erimesi, kramplar, baş ağrısı, dermansızlık olarak geri dönecektir. Önemli olan yağ cinsinden kaybedilen kilodur ve bu süreç kişiye göre değişir.
