ÖZNUR KARAKURT
Bu hafta diller ve dinler şehrindeyiz... Öylesine güzel bir yer ki burası sanki kendinizi bir masaldaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Barış, hoşgörü, sevginin, saygının olduğu bir yaşam biçimi düşleyin. Bu düş Midyat'ta yaşandı. İnsanların birbirlerinin inanışları ve yaşam biçimlerine saygı gösterdiği düşler kasabasındasınız sanki. Herkesin yaşamına, herkesin inancına, herkesin yaşam biçimine saygının olduğu bir yaşanmışlıkta o yörenin parçası oluyorsunuz. Büyüleniyorsunuz. Bence büyülü bir yer burası büyülü düşler ülkesi. Günümüzde bu yaşam biçiminin çok ütopik gelmesinden kaynaklı ancak bunun büyüyle gerçekleşebileceğini düşündüğümden olmalı buraya büyülü düşler ülkesi adını verdim. Oysaki Midyat'ta insanların geçmiş çağlarda bunu çok iyi başardıklarını, büyüye gerek kalmadan kardeşçe barış içinde yaşadıklarını öğreniyoruz. Farklı etnik gruplarda farklı dinlere sahipken farklı dillerde konuşurken bir arada barış, dostluk, hoşgörü içinde yaşayabildiklerini kiliseler ve camilerin bir arada olmasından da rahatlıkla görebiliyoruz. Günümüzde bu kadar kargaşanın içinde, inanışlara, yaşam biçimlerine saygının gösterilmediği bir ortamda Midyat'ın tarihsel sürecinden çıkaracağımız çok ders var diye düşünüyorum. Tarih boyunca insanların burada farklı dinlerde, farklı dillerde, farklı kültürlerde kardeşçe sevgiyle hoşgörüyle yaşamayı başardıklarını tüm görselliğiyle hissettiren Midyat, Mardin ilinin bir ilçesidir.
DÜŞLER ÜLKESİ
İslam, Hıristiyanlık, Yezidilik dinlerinin ve Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice dillerinin buluşma noktası Midyat; milattan önceye dayanan tarihi ile görkemli bir geçmişe sahip. Böylesine güzel korunmuş bir mimariye sahip olan Midyat'ın ismi de Asur tabletlerinde mağara kenti anlamına gelen Matiate olarak ismi geçmektedir. Süryanice kökenli bir kelime olup, köyüm, vatanım anlamı taşımaktadır. Böylesine çeşitliliğin olduğu bir yerin isminin anlamının, köyüm vatanım olması da ayrıca çıkaracağımız bir ders diye düşünüyorum. Köyüm vatanım diyebilmen için aynı etnik özellilere sahip, aynı dinde, aynı dilde olması gerekmediğini gösteren Midyat benim düşlerimin ülkesi... Midyat'ta Müslüman olarak Kürtler, Türkler ve Araplar yaşıyor. Hıristiyan dinine mensup Süryaniler, Ermeniler ve Keldaniler yaşamakta bu dil grupları mezhep olarak aralarında Katolik, Ortodoks ve Protestan olmak üzere üç mezhebe ayrılırlar. Hıristiyanlar kendi aralarında çok az sayıda olmak kaydı ile Süryanice konuşmaktadır, Keldanice ve Ermenice bu bölgede unutulmuş dil gruplarıdır ve konuşulmamaktadır. Midyat'ta bu dinlerin yanı sıra sayıları çok az olmakla beraber Yezidi dinine mensup insanlar da yaşamaktadırlar. Bu nedenle de Midyat'a diller ve dinler şehri deriz.
MAĞARA VE AYNA
Midyat'ta ilk yerleşim yerinin mağaralar olduğunu gösteren, Midyat'a 3 km. uzaklıkta ve Acırlı beldesi yakınında bulunan "Elath" mevkiinin Romalılar döneminden günümüze kadar geldiği söylenmektedir. Hititler MÖ.2000 yıllarında buraya gelip yerleşerek büyük bir mağara şehri kurmuşlardır. Midyat'ta bulunan birbirleri ile bağlantıları olan mağaralar o devirde barınak olarak kullanılmıştır. Bazı kaynaklara göre de, şehrin adı birçok değişimlerden sonra Farsça, Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelmiş Ayna anlamına gelmektedir.
Midyat, Yukarı Mezopotamya'nın bir bölümü olan Tur-Abidin (Turabdin) bölgesinde kurulmuştur. Midyat dünyanın en eski yerleşim bölgesi olan Yukarı Mezopotamya'da yer aldığı için tarih boyunca Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalılar, Persler ve Romalılar gibi birçok uygarlığın egemenliğine sahne olmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Mardin iline bağlı bir ilçe olan Midyat, doğusunda Dargeçit ilçesi, batısında Ömerli ilçesi, kuzeybatısında Savur ilçesi, kuzeyinde Batman iline bağlı Gercüş, güneyinde Nusaybin ilçesi, doğusunda da Şırnak iline bağlı İdil ilçesi ile çevrilidir.
Asur kralı II. Asur Nasırpal Tur Abidin'in Aramileri talan ettikten sonra, bu savaşın tarihi tablalar yazılmıştır. Midyat'taki ilk Süryani Hıristiyanlar da mağaralarda yaşardı. Midyat tarih boyunca birçok kere kuşatılıp talan edilmiştir. Son olarak Birinci Dünya Savaşı'nın karanlık günlerinde, "Ferman" yılında, kasaba sakinlerinin üçte ikisi yaşamını kaybetmiştir. Ancak 1930 yılından sonra kasaba yeniden canlanmış: Kiliseler, evler ve bazı mekanlar onarılmıştır. Ondan sonra yerleşim düzeni zamanla oturmaya başlamıştır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1070 metredir. Mardin ilinin en geniş ve nüfus bakımından en kalabalık ilçelerinden biridir. İlçeye bağlı 43 köy ve mezra bulunmaktadır. Süryanilerin milattan önceki tarihleri, eski Mezopotamya'da yaşayan ulusların tarihidir. Süryani halkının kökleri de eski Mezopotamya'nın en eski tarihsel dönemine kadar inmektedir.
FİLM VE DİZİ PLATOSU
Yukarı Mezopotamya'nın yazılı tarih evresi yalnız Asurlarla başlar. MÖ. 3000'lerde Sümer'in kuzeyinde yer alan Asurlar ve Akadlar, Fırat'ın orta kesiminde, çok sayıda bağımsız site devletleri kurmuşlardır. Buradaki halk, Sümerlere benzeyen bir kabileden oluşmaktadır. Bu kabile, bir Sami dili olan Asurca ve Akadça/Aramice konuşuyordu.
İki yerleşim biriminden oluşan, dinlerin ve dillerin birleşme noktası, "Gelen ağlar giden ağlar" sloganı ile adeta özdeşleşen Midyat Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en gelişmiş ilçelerinden biridir. Midyat'ta 1990'lı yıllardan itibaren okuryazarlık oranında büyük bir ilerleme yaşanmıştır. 2000'li yıllardan itibaren İlçede çekilen dizi film ve sinema prodüksiyonları sayesinde unutulmakta olan Midyat'ta yaşayan tüm toplulukların ortak değeri olan telkari denilen gümüş işleme sanatında büyük gelişme yaşanarak bu sanat tekrar canlanmakta olup endüstri haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmalar iç ve dış turizmin gelişmesine de katkı sağlamıştır. Midyat'a özgü mimarisi olan ve adını yine Midyat'tan alan "Midyat Evleri"ni süsleyen "taş işleme sanatı" Nahid da Midyat'ta yaşayan tüm toplumların ortak değeri olarak ayrı bir önem taşımaktadır. Hayvancılıkta ise Ankara keçisi başta olmak üzere büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır. Ankara keçisinin siyah ve kahverengi tiftiklerinden battaniye dokunmaktadır. İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık, ticaret ve küçük sanayide dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler, buğday, arpa, mercimek, acur, kavun, karpuz gibi mevsimlik tarım ürünlerinin yanında bağcılık ve Antep fıstığıdır. Geçmişten günümüze Midyat insanı geçim kaynağını çiftçilik, hayvan yetiştiriciliği ve el sanatları oluşturmuştur. Midyat'ın geleneksel el sanatları taş işlemeciliği, gümüş işlemeciliği (Telkari), bakırcılık, kilim dokuma, kumaş boyama, çömlekçilik, kuyumculuk günümüzde önemini koruyor. Son yıllarda talebinde büyük artış gözlenen gümüş işlemeciliği yurt dışında da kendine pazar bulabiliyor. Eski Midyat'ta yan yana dizilmiş 25 kadar küçük atölyede, gümüş geleneksel işleme ve tamamıyla el emeğiyle işlenerek, yüzük, gerdanlık, vazo, kemer, anahtarlık, çay kaşığı ve bardakaltı gibi aksesuvarlara dönüştürülerek ülkemizde ve yurtdışına satışa sunulmaktadır.
ESKİMEYEN UYGARLIKLAR
Mardin Midyat'ın ilk yerlileri mağarada yaşayan Hıristiyan halktan oluşuyordu. Tarih boyunca birçok kez talan edilen kentte yaşayan halk çok eziyet çekmiştir. Son olarak 1. Dünya Savaşı'nda kasabanın üçte ikisi yaşamını yitirmiştir. 1930'lu yıllardan sonra kasaba yeniden canlanmış, kiliseler, evler ve bazı mekanlar onarılmıştır. Midyat'ta gezilip görülecek birçok yer bulunmaktadır. İpek Yolu güzergahında bulunan Midyat'ta 5 adet han ve kervansaray bulunmaktadır. Eskimeyen uygarlıkların izlerini barındıran Midyat'ta özellikle görülmesi gereken şehrin genel görüntüsü ve taş işçiliği ile yapılmış Midyat evleridir. Dünyanın en eski manastırı olan Mor Gabriel Manastırı burada bulunmakta olup, aktif durumdadır. 1925 yılında yapılan Cevat Paşa Cami, Midyat'a özgü kesme taştan ve oldukça kalın duvarlı, kare planlı bir yapıdır. Birbirinden özel tarihi eserlerin bulunduğu Midyat Kent Müzesi ise tüm kültür öğelerini bir arada görmek bakımından önem arz etmektedir. İki katlı olan bu müzenin daha önceleri han olarak kullanıldığı bilinmektedir.
KÜLTÜR MOZAİĞİ
1810 yılında ilçe olan Midyat, 1890 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur. Belediye teşkilatı derken sizlere tüm Midyatlıların bildiği daha 1960'lı yıllarda belki de (elimde kesin veriler olmadığı için) Türkiye'nin ilk Bayan Belediye Başkanı tarafından yönetilme eşitliği ve hoşgörü başarısını gösterdiğini vurgulamadan geçmenin, ilçe halkına haksızlık olacağı inancındayım. Tam bir kültür mozaiği haline gelen bu ilçeye geldiğiniz zaman, kendinizi farklı bir boyutta hissedeceksiniz. Büyülü düşler dinler ve diller ülkesinde barış, hoşgörü, sevgiyi görüp aslında tüm bunların gerçekleşebileceği inancınız artacak. Hayata umut dolu bakıp belki de barış ve dostluk adına sizde çevrenizde ilişkilerinizde daha güzel adımlar atacaksınız.
