Beslenme ve diyet uzmanı Mehlika Öktem diyor ki...
Son zamanlarda markete gidip "şekersiz" yazılı ürünlere rastlamamak neredeyse imkânsız. Diyet kolalar, kalorisiz içecekler, tatlı ama şekersiz gofretler, "fit" pudingler... Liste uzayıp gidiyor. Bu ürünler tatlı tadını nereden alıyor dersiniz? Tabii ki yapay tatlandırıcılardan. İşin cazibesi büyük: Hem tatlı yiyorsun hem kalori almıyorsun. Şekerin zararlarından kaçarken yine de damak tadından ödün vermiyorsun. Kulağa harika geliyor değil mi? Ancak bilim insanları bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Çünkü tatlandırıcılar her ne kadar "masum gibi" görünse de vücudumuz üzerindeki etkileri hâlâ tartışmalı. Tatlandırıcılar, normal şekerden onlarca kat daha tatlı olabilir. Ama kalorileri neredeyse sıfır. Çünkü vücudumuz bu maddeleri sindiremiyor ya da enerjiye çeviremiyor. Bu da onları cazip hale getiriyor. Sukraloz, aspartam, sakkarin ve asesülfam-K gibi çeşitleri var. Günlük hayatta belki adlarını duymamış olabiliriz ama birçok ambalajın arkasında bu maddeler küçük puntolarla yazıyor.
ŞEKER YEMİŞ HİSSİ
Şimdi biraz daha derine inelim. Tatlandırıcılar, dilimizdeki "tatlı" reseptörlerini uyararak bize şeker yemiş hissi veriyor. Fakat şekerin sağladığı enerji ve doyuruculuk hissini vermiyorlar. Bu durum beynimizi ve metabolizmamızı karıştırabiliyor. Beyin tatlı yediğini sanıyor ama ortada kalori yok. Bu da vücutta "enerji açığı" hissi yaratıp iştahı artırabiliyor. Yani "şekersiz kola içtim, akşam tatlı yiyebilirim" düşüncesi bazen ters tepebiliyor. Kimi araştırmalar, yapay tatlandırıcı kullanan kişilerin uzun vadede daha fazla kilo alma riski taşıyabileceğini öne sürüyor. Bazı insanlar bu maddelere güvenip tatlıya daha fazla yöneliyor. Çünkü beyin gerçek şeker yerine kandırılmaya çalışıldığında, "tatlı tatlı" doyurulamıyor. Bu da kişiyi abur cubura, atıştırmalığa daha meyilli hale getirebiliyor. Öte yandan diyabet hastaları için tatlandırıcılar hayat kurtarıcı olabilir. Şekeri kısıtlamak zorunda olanlar, bu ürünlerle daha özgür hissedebilir. Ancak burada da dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü bazı tatlandırıcıların uzun vadeli kullanımı, vücudun glikozu işleme biçimini etkileyebilir. Özellikle bağırsaklardaki yararlı bakterilere zarar vererek bu süreci dolaylı yoldan bozabileceği düşünülüyor. Bağırsağımızdaki mikrobiyota denilen minik canlılar, sağlığımız için çok önemli. Sindirimden bağışıklığa, hatta ruh haline kadar birçok alanda etkileri var. Yapay tatlandırıcılar bu yararlı bakterilerin dengesini bozabilir. Bu da şişkinlik, sindirim sorunları, bağışıklık düşüklüğü gibi sorunlara yol açabilir.
Yani sadece tatlı yemekle kalmıyor, tüm sistemi etkileyebiliyorsunuz. Bir diğer tartışmalı nokta ise aspartam. Yıllardır bazı uzmanlar bu tatlandırıcının kanser riskini artırabileceğini söylüyor. 2023'te Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı bir kurum, aspartamı "muhtemelen kanserojen" olarak sınıflandırdı. Bu "kesin kanser yapıyor" demek değil. Ama özellikle yüksek miktarda ve uzun süreli kullanımda dikkatli olunması gerektiğini söylüyorlar. Buna rağmen ABD ve Avrupa'daki sağlık kurumları, aspartamın belirli dozlarda güvenli olduğunu savunuyor.
ÇOCUKLAR İÇİN AVANTAJLI
İyi yönleri de var tabii. Tatlandırıcılar dişleri çürütmüyor. Şeker gibi diş minesine zarar vermedikleri için özellikle çocuklar için avantajlı. Ayrıca insülin patlamasına neden olmadan tatlı ihtiyacını karşılayabiliyorlar. Hatta bazı tatlandırıcılar, yemek sonrası kan şekeri dalgalanmasını bile önleyebiliyor. Ancak bazı insanlar bu maddelere karşı hassas. Baş ağrısı, baş dönmesi, mide rahatsızlıkları gibi yan etkiler bildirenler var. Vücuttan vücuda değişen bu tepkiler, tatlandırıcıların herkeste aynı şekilde çalışmadığını gösteriyor. O yüzden "bir tanıdığımda sorun olmadı" demek pek de geçerli değil. Sonuç olarak, yapay tatlandırıcılar ne mucize ne de zehir. Doğru kullanıldığında hayatı kolaylaştırabilir. Ancak ölçü çok önemli. Her gün birkaç kutu diyet kola içiyorsanız, bir durup düşünmekte fayda var. Unutmayın, "şekersiz" olması, sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. İçinde şeker yok diye sınırsız tüketilen her ürün, uzun vadede farklı sorunlara yol açabilir. Gerçek sağlık, ambalajın üzerinde değil, içeriğin arkasında saklı.

